"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... (...) mahallesi 218 ada 16 parselde kayıtlı taşınmazın davacıya ait olmasına rağmen kadastro çalışmalarında davalı ... adına tespit edildiğini, yapılan tespitin usulsüz olduğunu, dava konusu taşınmazın davacı tarafından ekilip biçildiğini, davalının hiçbir hakkının bulunmadığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde 1.000,00 TL taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAPDavalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... birlikte verdikleri cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davacının iddialarının doğru olmadığını, dava konusu yerin murisleri ...'dan kendilerine miras kaldığını, davacının iyi niyetli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yapılan keşifte, dava konusu taşınmazın muris ...’ya ait olduğu ve onun tarafından kullanıldığının tanık beyanlarından anlaşıldığını, ...'in vefatından sonra ...'den kalan taşınmazların mirasçılar arasında taksimatının yapılıp yapılmadığını bilmediklerini beyan ettiklerini, bu nedenle dava konusu taşınmazın kime ait olduğunu bilmediklerinin anlaşıldığı, Türk Medeni Kanunu'nun 1024. maddesine göre bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamayacağı, adına yolsuz tescil yapılmış olan davalının davaya konu taşınmazın kök muris ... mirasçılarına intikal edeceğini bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mahkemenin hükme esas aldığı, davalı tanığı ...'un beyanına göre, dava konusu taşınmazın ...'den Yusuf'a, Yusuf'tan da oğlu ...’ya kaldığı, kadastro sırasında 100 dekar kuru tarım arazisinin ... adına tescil edilmesinden dolayı bu yerin ...'nın eşi Yeter adına tescil edildiğinin söylendiğini, bu durumda muris ...’in ardından miras taksimatı yapıldığına ilişkin bir kesin bilgi olmadığından miras payının yalnızca davalının eşi ...’ya geçtiğinin kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu öne sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 218 ada 16 parsel sayılı taşınmazın tarafların ortak murisi ...’ya ait olduğu, ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği, mirasçıları arasında yapılan taksimde davalı tarafa isabet ettiği, bu nedenlerle, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle
istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini, iddia ve savunmaları cevaplar mahiyette gerekçeli karar tanzim edilmemesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, dava konusu taşınmazın nizasız ve fasılasız yıllarca davacının zilyetliği ve tasarrufu altında olduğunu, 2005 yılında kadastro tarafından sehven ve yolsuz şekilde davalı ... adına tescil edildiğini, halen davacı tarafından ekilip biçildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;
14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
" Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
(Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır."
15. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. "
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda ... ili ... ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 218 ada 16 parsel sayılı 42.075,50 m² yüzölçümündeki taşınmaz ceddinden intikalen, taksimen ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Askı ilan süresi içerisinde itiraz edilmesi üzerine, ... Kadastro Mahkemesinin 28.04.2006 tarih ve 2006/221-2006/146 E-K sayılı kararı ile davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline dair verilen karar Yargıtay denetiminden geçerek 27.03.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Bilahare yapılan intikaller ile ... mirasçıları ... ve paydaşları adına, daha sonra yapılan 1/6 pay satışı ile dahili davalı ... adına kayden tescil edilmiştir. Davacı ... miras yoluyla gelen hakka dayanarak 22.09.2015 tarihinde dava açmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.