Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6593 E. 2023/2170 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tespit edilen taşınmazlar üzerinde davacının zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava konusu taşınmazları uzun süredir aralıksız kullandığı ve kadastro tespiti sırasında Hazine adına hatalı kayıt yapıldığı, davacının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap şartlarını sağladığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 118 ada 50 ve 118 ada 14 parsel sayılı taşınmazların kayınpederi tarafından davacıya verildiğini ve uzun yılardır davacı tarafından kullanılmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit edildiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, öncelikle 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığından, süreden davanın reddi gerektiğini, dava konusu yerin Hazineye ait olduğunu, ham toprak olduğunu, kullanılmadığını, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, kadastro tespitinin doğru olduğunu öne sürerek yersiz ve haksız davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.

2. Davalı Lütfi Kaya 02.05.2019 tarihli celsede davayı kabul ettiğini, ancak aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava konusu taşınmazları uzun zamandır aralıksız bir şekilde kullandığı ve kadastro tespiti sırasında davalılar adına hatalı olarak kayıt edildiği, davalı ... davayı ön inceleme duruşmasından sonra kabul ettiğinden Harçlar Kanunu'nun 22. maddesine göre 3/2 oranında hesaplanan harcın davalıya yükletilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... köyü, Kayanın ... mevkisinde kain, 118 ada 50 parsel sayılı taşınmazın 26/03/2019 tarihli fen bilirkişi ... ...’ın raporunda kırmızı renge boyalı olarak A harfi ile gösterilen 2819,48 m2'lik kısmının; 118 ada, 14 parsel sayılı taşınmazın aynı raporda mavi renge boyalı olarak B harfi ile gösterilen 1884,39 m2'lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile 118 ada 5 numaralı parselle birleştirilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Hazinenin harçtan muaf olduğunu, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, kadastro tespitinin doğru olduğunu, 10 yıllık hak düşürücü süreden davanın reddi gerektiğini, davacının zilyetliğinin bulunmadığını, zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, ayrıca zilyetliğe dayalı bir dava olduğundan, tescil davasındaki gibi yargılama giderinin Hazineye yükletilmemesi gerektiğini, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğunu, öne sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap şartlarının gerçekleştiği, ayrıca dava konusu edilen taşınmaz bölümünün Hazine adına tapuda kayıtlı olması nedeniyle, davanın tapu iptal ve tescil davası olduğundan Hazine aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine’nin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;

"Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

(Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır."

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 50 parsel sayılı ve 7.031,18 m² yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına;

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.