"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı Hazine, dava konusu 1142 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptaliyle tescil harici bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine, 8. Hukuk Dairesince; "…Somut olayda; öncelikle dava konusu taşınmazda kayıt maliki görünen gerçek kişilerin ve ölü ise mirasçılarının tebliğe elverişli adreslerinin tespiti ile usulüne uygun şekilde davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, taraflara iddia ve savunma doğrultusunda delillerini bildirmeleri için süre ve imkan tanınması, bildirildiği takdirde taraf delillerinin toplanması gerekmektedir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde idarece oluşturulmuş kıyı kenar çizgisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, idarece oluşturulmuş ve kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi var ise, buna ilişkin karar ve dayanağı olan belgeleri ile kroki ve haritasının birlikte getirtilip dosya arasına konulması, mahallinde yerel ve teknik bilirkişi ile harita mühendisi aracılığıyla yapılacak keşifte araziye uygulanması, çekişme konusu taşınmazın yeri belirlenip harita üzerine işaretletilmesi gerekir. İdarece oluşturulmuş kıyı kenar çizgisinin bulunmaması yahut idari yargı yerinde iptal edilmiş veya oluşturulan harita 28.11.1997 gün 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edilen ilkeye göre ilgililerine tebliğ edilerek kesinleştirilmemiş ve davacıların itirazına uğramışsa; adli yargı mahkemesince, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 4. maddesindeki tanımlamalar dikkate alınarak, Kanun'un 9/2. maddesinde belirtilen bilirkişi kurulu aracılığıyla, açıklanan kural ve yöntemler doğrultusunda kıyı kenar çizgisi oluşturulmalıdır. Mahkeme aracılığıyla bu çalışma yapılırken, varsa idarenin önceden kıyı kenar çizgisi oluşturmak için yaptığı saptamalar ve bu konuda kurulan komisyon çalışmalarının ortaya çıkardığı bilimsel değerlerin bulunduğu da gözardı edilmemelidir. Dava konusu taşınmazın, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesi, ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle, yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesi, mahkemece bu konudaki görüşünün ortaya konulması ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.'' gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davanın fen bilirkişinin 22/03/2018 havale tarihli rapor ve ekindeki krokisi dikkate alınarak 116 ada 5 parseldeki 232,21 m2 olan taşınmazın A harfi ile gösterilen 31,28 m2’lik kısmın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından tapusunun iptali ile bu yerin kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının tespitine ve tescil harici bırakılmasına karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.