Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6668 E. 2023/2357 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın, daha önce Hazine adına kayıtlı olması nedeniyle tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemiyle açılan davada, davalının zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarını sağlayıp sağlamadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davalının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1. maddesi ve Medeni Kanun'un 713. maddesi uyarınca zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarını sağladığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 30.06.2014 tarihli ve 2014/12433 Esas, 2014/13763 Karar sayılı kararı ile esastan bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu vergi kaydı nedeni ile 117 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı şahıs adına tespit ve tescil edildiğini, oysa ki 1963 yılında yörede yapılan ... tevzi çalışmalarında Hazine adına oluşturulan tapu kaydının bulunduğunu, 1936 yılından bu yana Hazinenin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu öne sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili yargılama sırasında, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

... Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.06.2013 tarihli ve 2009/489 Esas, 2013/286 Karar sayılı kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.01.2014 tarihli ve 2013/572 Esas, 2014/25 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 30.06.2014 tarihli ve 2014/12433 Esas, 2014/13763 Karar sayılı kararıyla “Kural olarak, ... Tevzi Komisyonunca Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 6.11.1963 tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin biçimsel olarak dolduğu dosya kapsamıyla sabit olduğu ancak, ... Tevzi Komisyonunun belirtme tutanağına göre taşınmazın güneyinde meranın yer aldığı, bu parselin kadastro tutanağı getirtilmediğinden niteliğinin ne olduğu dosyadaki bilgilerden belirlenemediği, bu bakımdan taşınmazın bulunduğu ... köyüne ait kadim ve tahsisli mera kayıtları ile meraya ilişkin paftaların İlçe ve İl Özel İdare Müdürlüğü ile Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinden sorulması, ... Tevzi Komisyonu tarafından düzenlenen mera paftalarının İl Özel İdare Müdürlüğünden getirtilmesi, bu belgelerin dosya arasına konulması, bundan ayrı taşınmazın bitişiğinde bulunan 117 ada 7 sayılı parselin kadastro tutanağı ile kadastro sırasında bu parsele revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının aynı şekilde getirtilerek dosya ile birleştirilmesi, tarafların mer'adan yararı bulunmayan komşu köylerden yaşlı tanıklarını seçmeleri için kendilerine süre ve imkan tanınması, meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yerel bilirkişilerin mahkemece belirlenmesi, yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince, keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HMK’nın 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi, dava konusu parselin bitişikte bulunan mera parselinden açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığı, tahsisli ve kadim meradan sayılan yerlerden bulunup bulunmadığı hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, tahsisli ve kadim meraya ait kayıt ve belgeler ile haritanın teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, bu kayıt ve belgelere göre taşınmazın tahsisli mera sayılan yerlerden olmadığının saptanması durumunda, kadim meradan sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarına başvurulması, daha önce götürülmeyen uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin ... yapısı incelenmek suretiyle dava konusu yerin bitişikteki meradan elde edilen yerlerden bulunup bulunmadığı hususunda uzman bilirkişiden gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ... Tevzi Komisyonunca düzenlenen mera paftaları kapsamında kalan yerlerden sayılıp sayılmadığının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği" belirtilerek hüküm bozulmuştur.

C. Bozma Sonrası Mahkeme Kararı

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tespite dayanak davalı ve bayilerine ait vergi kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu ve taşınmazın davanın kullanımında olduğu, Hazine tapusunun ... Tevzi Komisyonunca oluşturulduğu ve davalı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1 ve 14. ve Medeni Kanunu'nun 713. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

E. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkeme kararının eksik inceleme, yetersiz bilirkişi raporu ve soyut, dayanaksız, gerekçesiz yerel bilirkişi beyanlarına dayandığını, ... Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu taşınmazın Hazine adına kaydedildiğini, kadastro sırasında eski tapu kayıtlarının dikkate alınmadığını, davalı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46/1 maddesinde belirlenen zilyetlik taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığını belirterek ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesinde;

"A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.

B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.

C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.

D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.

Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır."

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1. ve 2. maddesinde; "Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanun'un 37 nci maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.

Hazine adına tescil edilmiş taşınmaz mallardan iskan suretiyle veya ... tevzii suretiyle verilen yerler (işlemleri tamamlanmamış olsa dahi) başka bir şart aranmaksızın, hak sahipleri adına tespit ve tescil olunur. Bu şekilde hak sahipleri adına tespit ve tescil işlemleri gerçekleşinceye kadarki süre içinde evvelce tahakkuk ettirilenler de dahil olmak üzere ecrimisil alınmaz.” hükümleri yer almaktadır.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, bozma kararına, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı Hazine vekilinin, yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

25/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.