"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı tarafın temyizi üzerine Mahkemece ek karar ile temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin ek kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 116 ada 12 ve 13 no.lu parsellerin bir asır önce taksim edilerek 116 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 150 m2 miktarındaki samanlığın mirasbırakan babası ...’ya isabet ettiğini, babasının taşınmazı 70-80 yıl nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla kullandığını, babası öldükten sonra da mirasçılar arasında taksim yapılmamış ise de, kendisinin taşınmazı kullanmaya devam ettiğini, kadastro tespiti sırasında samanlığın hatalı olarak davalılar adına tespit edildiğini ileri sürerek 116 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile samanlığın ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.07.2014 tarihli ve 2020/82 Esas, 2021/97 Karar sayılı kararıyla; ölü davalı ...’in ve muris ...’nın veraset ilamının sunulması için verilen kesin süre içerisinde davacı tarafından eksiliklerin giderilmediği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 50 ... maddesi uyarınca ölü kişiye karşı dava açılamayacağı ve HMK’nın 119 uncu maddesi gerekliliklerinin yerine getirilmediği gerekçeleriyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, kararın dava tarafından temyizi üzerine Mahkemece 02.03.2021 tarihli ek karar ile temyiz başvurusunun süresinde olmadığından reddine karar verilmiştir.
III. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararlarına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, gerekçeli kararın ve ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, karara 24.02.2021 tarihinde muttali olduğunu, 2018 yılında kendisine yapılan tebligatın verilen kesin sürenin usulüne aykırı olduğunu, ihtar yazılı olan tebligat zarfındaki yazıların çok küçük olduğunu, bu yazıyı eldeki kararı temyiz ederken fark ettiğini, dava dilekçesindeki eksikliğin tensip ya da ara karar ile karar altına alınması, hakim ve katip imzalı kararın tebliği gerektiğini, ölü ...'in dava tarihinde tapu maliki olmadığını, diğerlerinin malik olduğunu, tapu malikleri arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu, tapu kaydının celbi ile davalı olmayan maliklerin de davaya dahil edilmesi için süre verilmesi gerektiğini, bu nedenle HMK'nın 50 ... maddesi uygulanmak suretiyle de davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükmü düzenlenilmiştir.
Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında terekeye göre üçüncü kişi sayılan kişilere karşı terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi) tartışmasızdır.
HMK'nın 94 üncü maddesinde "Kanun'un belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Bu takdirde hâkim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklar ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar eder. Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir; bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar."
HMK'nın 59 uncu maddesinde "Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır.", 60 ıncı maddesinde ise "Mecburi dava arkadaşları, ancak birlikte dava açabilir veya aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır. Ancak, duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşlarının yapmış oldukları usul işlemleri, usulüne uygun olarak davet edildiği hâlde duruşmaya gelmemiş olan dava arkadaşları bakımından da hüküm ifade eder." hükümleri düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
Dosya içeriğinden, dava konusu 116 ada 12 parsel sayılı taşınmazın 26.03.2008 tarihinde yapılan kadastro tespitinde senetsizden1/3 payının ... ... mirasçıları, 1/3 payının ... ve ..., 1/3 payının ise ... ... mirasçıları adına tescil edildiği, tespitin 14.10.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 03.04.2014 tarihinde terekeye iade istemli açıldığı, ...'in 02.07.1999, ...'ın 10.12.2014 ve ...'ın 16.10.2016 tarihinde öldükleri, Mahkemenin 02.06.2014 tarihinde davacıya tebliğ edilen tebliğ mazbatası üzerinde ihtar kısmında "HMK 119 maddesi gereğince vermiş olduğunuz dava dilekçesinde davalı olarak bildirmiş olduğunuz ...'in ölü olduğu anlaşıldığından davalı ...'e ait veraset ilamı ile davalıların murisi ...'ya ait veraset ilamının dosyanıza ekli olmadığı hususunda eksiklik tespit edilmiştir. HMK 119/2 maddesi gereğince bir aylık kesin süre içerisinde bu eksikliği tamamlamanız gerekmektedir. Aksi takdirde davanızın açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtar olunur" cümlelerinin yazıldığı görülmüştür.
Hemen belirtilmelidir ki, Mahkemenin 16.07.2014 tarihli gerekçeli kararının davacıya tebliğe çıkarıldığı adresin "... Köyü/..." şeklinde olduğu, adresin MERNİS adresi olduğuna dair ibare bulunmadığı, tebligatın ismini vermek istemeyen komşusuna haber verildiği, 2 no.lu haber kağıdının kapsına yapıştırıldığı belirtilerek aza Hamit Yüce'ye yapıldığı görülmekle; davacıya gerekçeli kararın usulünce tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle, Mahkemenin temyiz başvurusunun süresinde olmadığından reddine ilişkin 02.03.2021 tarihli EK KARARININ KALDIRILMASINA,
Somut olayda, dava konusu taşınmazın paylı mülkiyete tabi olduğu, bu durumda belirli bir paydaşa yönelik olmayan taleplerde paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunun gözetilmemesi, öte yandan davacının talebinin terekeye iade istemli olduğu göz ardı edilerek diğer mirasçıların muvafakatlarının alınması ya da terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkili sağlanmadan davanın yürütülmesi, ayrıca ek karara dayanak yapılan muhtıranın da usulsüz olduğunun dikkate alınmaması doğru değildir.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle davacının mirasbırakanı Hasan'ın mirasçılarının tespiti ile TMK'nın 640. maddesi gereğince davacı dışındaki mirasçıların muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanmasının sağlanması, sonrasında dava konusu taşınmazın tüm kayıt maliklerinin davaya dahil edilmesi için davacıya süre verilmesi, bu işlemlerin yapılması halinde işin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
IV. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacının değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasanın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 ... maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
26.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.