Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6857 E. 2023/3462 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetlik iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili ile terditli mülkiyetin tespiti davasında, taşınmazların sonradan kamu malı niteliğine bürünmesi nedeniyle mülkiyetin tespitine ilişkin kararın doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının, taşınmazların kamu emlakine dönüştüğü tarihten önce oluştuğu, ancak sonradan sulama kanalı geçirilmesi suretiyle kamu malı niteliği kazandıkları gözetilerek, mülkiyetin tespitine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili, terditli mülkiyetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılması suretiyle yeniden hüküm kurularak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 109 ada 91 ( ifrazen 109 ada 1075), 109 ada 426 ve 109 ada 497 parsel sayılı taşınmazların, zeminde çekişmeli taşınmazlara komşu nitelikte bulunan ve halen adına tapuda kayıtlı bulunan parsellerin devamı olduğu iddiasıyla, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescili ile mümkün olmadığı taktirde mülkiyetin tespiti istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili aşamalarda sunduğu yazılı ve sözlü beyanlarında çekişmeli taşınmazların kamu yararı kararı uyarınca hizmet malı niteliğine büründüğü ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili, dava konusu taşınmazları kapsayacak biçimde ... tarafından 1980 yılında kanal geçirildiğini, taşınmazın fiilen kanal niteliği aldığı tarih göz önüne alındığında dava açılması için kanunda belirlenen sürelerin dolduğunu, taşınmazların kamu emlakine dönüştüğünü ve özel mülkiyete konu edilemeyeceğini belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı lehine çekişmeli taşınmazlar üzerinde 4721 TMK’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve devam eden maddelerinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetlikle edinim koşulları oluştuğu ancak taşınmazların fiili durum itibariyle su kanalı niteliğinde olduğu belirlenerek davanın kabulü ile,

1-... ili, Merkez ilçesi, ... köyü, 109 ada 91 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucu oluşan 109 ada 1075 parselin ... tarafından kamulaştırılmasız el atılan ve kanal olarak kullanılan fen bilirkişilerinin 12.12.2017 tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide (A) harfi gösterilen 1.334,13 metrekare yüzölçümündeki kısmının kamulaştırmasız el atma tarihi itibariyle mülkiyet hakkının davacı ...'ye ait olduğunun tespitine,

2-... ili, Merkez ilçesi, ... köyü, 109 ada 426 parsel sayılı taşınmazın ... tarafından kamulaştırılmasız el atılan ve kanal olarak kullanılan fen bilirkişilerinin 12.12.2017 tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide (E) harfi ile gösterilen 176,04 metrekare yüzölçümündeki kısmının kamulaştırmasız el atma tarihi itibariyle mülkiyet hakkının davacı ...'ye ait olduğunun tespitine,

3-... ili, Merkez ilçesi, ... köyü, 109 ada 497 parsel sayılı taşınmazın ... tarafından kamulaştırılmasız el atılan ve kanal olarak kullanılan fen bilirkişilerinin 12.12.2017 tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide (C) harfi ile gösterilen 89,34 metrekare yüzölçümündeki kısmının kamulaştırmasız el atma tarihi itibariyle mülkiyet hakkının davacı ...'ye ait olduğunun tespitine,

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; ... kanalı geçmeden önce çekişmeli taşınmazlar üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğuna dair dosyada somut kanıt bulunmadığını, dava konusu taşınmazın evveliyatı itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, sulama kanalları geçmesi nedeniyle taşınmazın toprak yapısının tarımsal üretimde verimli hale geldiğini ancak bu şekilde tarımsal amaçla kullanımın mümkün olduğunu, öte yandan eldeki davanın açılması hususunda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

Dava konusu 109 ada 91 parselin ifrazı sonucu oluşan 109 ada 1075 parselde (A) ile ve 109 ada 426 parselde (E) ile gösterilen kısımlar yönünden yapılan istinaf incelemesinde; davacı lehine 4721 TMK’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve devam eden maddelerinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetlikle edinim koşullarının davacı yararına oluştuğu; ancak taşınmazların fiili durum itibariyle su kanalı niteliğinde olduğu belirlenerek ilk derece mahkemesince mülkiyetin tespiti kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği; ancak dava konusu 109 ada 497 parselde (C) ile gösterilen kısım yönünden yapılan istinaf incelemesinde; taşınmazın kadastro sırasında Hazine adına tespit edildiği, ardından ... Kadastro Mahkemesinin 1995/100 Esas 1997/81 Karar sayılı kararı ile dava dışı ... adına tescil edildiği, anılan kararın 27/02/1998 tarihinden kesinleşmesi üzerine tapu kaydının adı geçen lehine oluştuğu, davanın tapu iptal ve tescil davası niteliğinde olduğu anlaşılmakla, husumetin tapu maliklerine yöneltilmesi gerektiği, ne var ki dava konusu 109 ada 497 parsel sayılı taşınmazın dava açıldığı tarihte davada taraf olmayan ...'ün mülkiyetinde olduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince bu taşınmaz yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle;

Davalı Hazine vekilinin 109 ada 91 parsel (ifrazı sonucu oluşan 109 ada 1075 nolu parsel) ile; 109 ada 426 parsel yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine,

Davalı Hazine vekilinin 109 ada 497 parsel yönünden istinaf başvurusunun kabulüne, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/07/2018 tarihli ve 2018/294 E. - 2018/390 K sayılı kararının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına,

HMK 353/1-b-2 maddesin uyarınca uyuşmazlığın esasına ilişkin yeniden hüküm kurmak suretiyle;

Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile,

1-)Dava konusu 109 ada 497 parsel yönünden davanın husumet yokluğundan reddine,

2-... ili, Merkez ilçesi, ... köyü, 109 ada 91 parselin ifrazı sonucu oluşan 109 ada 1075 parselin ... tarafından kamulaştırılmasız el atılan ve kanal olarak kullanılan fen bilirkişilerinin 12.12.2017 tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide (A) harfi gösterilen 1.334,13 metrekare yüzölçümündeki kısmının kamulaştırmasız el atma tarihi itibariyle mülkiyet hakkının davacı ...'ye ait olduğunun tespitine,

3-... ili, Merkez ilçesi, ... köyü, 109 ada 426 parselin ... tarafından kamulaştırılmasız el atılan ve kanal olarak kullanılan fen bilirkişilerinin 12.12.2017 tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide (E) harfi ile gösterilen 176,04 metrekare yüz ölçümündeki kısmının kamulaştırmasız el atma tarihi itibariyle mülkiyet hakkının davacı ...'ye ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekerrür ile hakkında istinaf başvurusunun reddine hükmedilen 109 ada 91 ( ifrazen 109 ada 1075) parsel ve 109 ada 426 parsel sayılı taşınmazlar yönünden verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili ile terditli mülkiyetin tespiti istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”,

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Somut olayda temyize konu çekişmeli taşınmazlar üzerinde, davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının taşınmazların kamu emlakine dönüştüğü tarihten evvel oluştuğunu, ne var ki bu taşınmazların kanal vasfıyla kamu malı niteliğine dönüştüğü bu nedenle yazılı şekilde mülkiyetin aidiyetinin tespitine hükmedilmesinin isabetli olduğu görülmüştür.

3. Hal böyle olunca temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere uygun olup davalı Hazine vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.