Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6859 E. 2022/3246 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı banka ile yaptığı kredi sözleşmesine istinaden ödenmeyen kredi borcu nedeniyle adına kayıtlı taşınmazların haksız ihale ile bankaya devredildiğini iddia ederek açtığı tapu iptali ve tescil davasının açılmamış sayılmasına ilişkin kararın temyiz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının adli yardım talebinin reddine ilişkin kararın kesinleşmesine rağmen, bozma kararına uyularak yapılan yargılamada noksan harcın davacı tarafından süresinde tamamlanmaması ve HMK’nın 150/5. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasını müteakip yasal sürede yenilenmemesi gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında, İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 19/04/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat .......... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat .......... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalı bankayla düzenlenen kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olduğunu, ödenmeyen kredi borçlarını tahsili için davalı bankaca yapılan icra takibi sonrasında hukuka aykırı şekilde yapılan ihale ile adına kayıtlı 543 ada, 5,33 ve 34 parsel sayılı taşınmazlarının bankaya devredildiğini, açılan ihalenin feshi davası sonrasında bankanın kendisinin içinde bulunduğu zor durumundan yararlanarak muvazaalı şekilde uzlaşma ve borç tasfiye protokolü imzaladığını ileri sürerek adli yardım isteğiyle dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacının aynı konuda banka aleyhine İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde de dava açtığını, açılan davanın dava harcının yatırılmaması sebebiyle açılmamış sayılmasına karar verilerek kesinleştiğini, davacının adli yardım talebinin reddedilerek nisbi harç üzerinden harcın tamamlatılması gerektiğinı belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/03/2017 tarihli ve 2016/292 E., 2017/89 K. sayılı kararıyla; 13/12/2016 tarihli ara kararı ile davacı tarafça 276.997,05 TL peşin harç ikmal edilinceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, harcın ikmal edilmesine ilişkin ara kararın 21/12/2016 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiş olmasına rağmen harç ikmal edilerek dosyanın yenilenmediği gerekçesi ile HMK’nın 150/5. maddesi uyarınca davanın 13/03/2017 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili, İlk Derece Mahkemesinde adli yardım taleblerinin ekonomik sosyal durum araştırma cevabı gelmeden reddine karar verildiğini, verilen karara itiraz üzerine inceleme mercii olan Istanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/36 D.İş sayılı dosyasında 22/09/2016 tarihli duruşmanın kendilerine tebliğ edilmeksizin yokluklarında deliller değerlendirilmeden red kararı verildiğini, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, deliller değerlendirilmeden verilen açılmamış sayılma kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 14/09/2017 tarihli ve 2017/902 E., 2017/789 K. sayılı kararıyla; mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 14/07/2020 tarihli ve 2018/809 Esas - 2020/3733 Karar sayılı ilamıyla;“Somut olaya gelince, davacının adli yardım talebinin reddine ilişkin karara karşı itiraz yasa yolunun sonucu beklenmeden, başka bir ifadeyle hakkın doğup doğmayacağı henüz belli olmadan, HMK' nın 120. maddesi uyarınca gider avansının yatırılması konusunda gönderilen muhtıranın davacı aleyhine hukuki sonuç doğuracak şekilde yorumlanması hak arama özgürlüğü ve hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil eder. Hal böyle olunca, davacının adli yardım talebinin reddine ilişkin kararın, itiraz prosedürü işletilmek suretiyle ve itiraz merciinin kararı üzerine kesinleştiği gözetilerek davacıya yatırması gereken yargılama harçları ve gider avansı konusunda usulünce süre verilip sonuçları da ihtar edilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

İstanbul Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/04/2021 tarihli ve 2020/424 E., 2021/324 K. sayılı kararıyla; İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/36 D.İş sayılı dosyasında 22/09/2016 tarihinde, davacının adli yardım talebinin reddine yönelik itirazının kesin olmak üzere reddine karar verildiği, böylelikle davacının adli yardım talebinin reddine ilişkin karara yönelik itiraz prosedürünün bozma ilamı öncesi yapılan yargılamada işletildiği, 24/12/2020 tarihli ( bozmadan sonra) duruşmada davacıya verilen iki haftalık kesin süreye rağmen davacının noksan harcı ikmal etmediği, 08/01/2021 tarihinde 6100 sayılı HMK’nın 150/1 maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay geçtiği halde yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, davacının adli yardım talebi koşullarının mahkemece değerlendirilmediğini, sundukları dilekçe ve deliller gözetilmeksizin bozma sonrası sadece harcın yatırılması için süre verildiğini, itiraz mahkemesi olan İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin duruşma gününü yalnız davalı tarafa tebliğ ettiğini ve kendilerinin yokluğunda delilleri değerlendirilmeksizin itirazlarının reddine karar verdiğini, itirazlarının mevzuatta öngörülen usulde incelenmediğini, hukuki dinlenilme ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 6100 sayılı HMK′nın 337/2. maddesinde, "Adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebilir. Kararına itiraz edilen mahkeme, itirazı incelemesi için dosyayı o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde ise aynı işlere bakmakla görevli en yakın mahkemeye gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir. Adli yardım talebi reddedilirse, ödeme gücünde sonradan gerçekleşen ciddi bir azalmaya dayanılarak tekrar talepte bulunulabilir." düzenlemesine yer verilmiştir.

6.2.2. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur. Anayasa Mahkemesinin 2018/36896 Başvuru nolu kararı da bu yöndedir.

Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi ise “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılıyorsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” şeklinde, 32. maddesi ise; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. (Örn: 1.H.D. 2020/3743E, 2021/4867K )

Harçlar Kanunu'nun uygulanması ( kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle ) hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.

6.3. Değerlendirme

Kararın (V/2.) paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak ve (V/3.) paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kesin olmak üzere, 19/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.