Logo

1. Hukuk Dairesi2021/695 E. 2022/477 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin kararın temyizi aşamasında, davacının ölümü nedeniyle mirasçıları adına hüküm kurulup kurulmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının vefatı ve mirasçılarının tespiti hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, ancak yerel mahkemenin vefat eden davacı adına hüküm kurmasının usule aykırı olduğu, bu hususun düzeltilmesinin de yeniden yargılama gerektirmediği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmazsa bedel istemli dava sonunda Hopa Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 14/10/2020 tarihli, 2019/245 Esas ve 2020/177 Karar sayılı ilam yasal süre içerisinde davalı Şirket hariç davalılar tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20.01.2022 Perşembe günü saat 9.55'de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, kadastro tespitinden önce yaptırdığı tevhit işlemi sırasında yola terkettiği kısmın kadastro sırasında da yol olarak bırakıldığını, ancak davalıların kadastro tespitinden sonra Hazine aleyhine açtıkları dava ile yol olarak bırakılan kısmı kendi parsellerine kattıklarını, sonrasında da davalı Şirkete devrettiklerini ileri sürerek tapu iptali-tescile, aksi takdirde tazminata karar verilmesini istemiş, aşamada, isteğini tazminata hasretmiş, 24.01.2019 tarihinde ölümü üzerine yargılamaya mirasçıları devam etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçelerinde, kesin hüküm itirazında da bulunarak davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davalı şirketin iyiniyetli olduğu, diğer davalılar bakımından da kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen ilk kararına karşı davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Birinci Bozma Kararı

Dairenin 10/06/2013 tarihli, 2012/15086 Esas ve 2013/9688 Karar sayılı ilamı ile, "... davadaki istek tazminata dönüştürüldüğüne göre davalı Şirket hakkında tapu iptali-tescil isteğinin reddedilmesinin doğru olduğu, ancak diğer davalılar yönünden kesin hükmün koşullarının gerçekleşmediği, işin esasının incelenmesi gerektiği..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 07/10/2015 tarihli, 2013/417 Esas ve 2015/230 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılarak davalı şirket yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Birinci Bozma Kararı Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı şirket dışındaki davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 09/04/2019 tarihli, 2016/2463 Esas ve 2019/2504 Karar sayılı ilamı ile, “... Keşifteki uygulama sonucunda, kadastro öncesi yol olarak bırakılıp da hükmen 358 ada 4 nolu parsele ilave edilen 407,59 m2’lik kısmın 258,63 m2’lik kısmının davacının eski tapusu içerisinde kaldığının belirlendiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; yukarıda değinilen somut olgular karşısında, tazminata karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunun tüm tereddütleri karşılar içerikte bulunduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Hal böyle olunca, içlerinde inşaat mühendisi ve mülk bilirkişisinin de bulunduğu uzman bilirkişi heyetinden bu konuda yeniden rapor alınması; alınacak raporda, tarafların itirazlarına ve önceki raporlar arasındaki çelişkilerin nereden kaynaklandığına da şüpheye yer bırakmayacak biçimde cevap verilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, çelişkili raporlardan birisine itibar edilerek yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 14/10/2020 tarihli, 2019/245 Esas ve 2020/177 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılarak davalı şirket yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

7. İkinci Bozma Kararı Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı şirket dışındaki davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davalı şirket dışındaki davalılar temyiz dilekçelerinde özetle, bilirkişi raporunda taşınmazın hudut ve miktar düzeltmesi sonucunda 919 m2 olan alanının 1423 m2 olarak düzeltildiğinin belirtildiğini, 504 m2 artışın neden kaynaklandığının açıklanmadığını, buna itiraz ettiklerini, önceki rapor iki bilirkişi tarafından düzenlenmiş olmasına karşın ek raporun bir bilirkişi tarafından düzenlendiğini, ek raporun aynı bilirkişiler tarafından düzenlenmesi gerektiğini, tek bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda taşınmazlarının kadastro öncesi 2697 m2 olan alanının kadastro sonrası 2307,67 m2 olmasının teknik nitelemeden uzak olduğunu, davacının taşınmazının çok önceden 919,00 m2 alanlı olduğunun bilirkişi raporuyla da tespit edildiğini, hudut ve miktar düzeltmesi yapılarak taşınmazın 1423,00 m2 alana çıkarılmasının mantığı olmadığını, yanlışlığın bu aşamada yapıldığını, kendi taşınmazları da kadastro öncesi 2697 m2 iken açılan dava sonucunda 2715,26 m2 olarak 18,26 m2 fazlasıyla tescil edildiğini, ancak raporda belirtildiği gibi 258,63 m2 alanın tecavüzlü olduğunun kabulü halinde kadastro öncesine göre 240,37 m2 eksik olacağını, keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişilerin dava konusu alanın önceden kendilerinin taşınmazının içerisinden geçen kendilerine özel yol olduğunu belirttiklerini, bozmadan sonra dava konusu yerde yeniden keşif yapılması ve bilirkişinin dava konusu yeri fiilen görüp inceledikten sonra rapor düzenlemesinin gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. TMK'nin 1025/1. maddesinde; ''Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.''

9.2.2. TMK'nın 28. maddesinde; “Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer.” hükümleri düzenlenmiştir.

9.3. Değerlendirme

9.3.1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, (IV/2. ve IV/5.) numaralı paragraflarda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesine göre şirket dışındaki davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

9.3.2. Somut olayda, davacının 24.01.2019 tarihinde ölümüyle geriye Arhavi Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.02.2019 tarihli 2019/43 Esas ve 2019/54 Karar sayılı veraset ilamı uyarınca 1/3’er pay ile çocukları ...’ın mirasçı olarak kaldıkları ve davayı takip ettikleri anlaşılmakla, Mahkemece davacının veraset ilamı doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken ölü olan davacı adına hüküm tesis edilmesi doğru değildir.

9.3.4. Ne var ki, anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmının düzeltilerek onanması, 6100 sayılı HMK’nin geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi hükmü gereğidir.

V. SONUÇ

1.Açıklanan nedenlerle şirket dışındaki davalıların sair temyiz itirazlarının reddine,

2.Şirket dışındaki davalıların temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün birinci bendinin hükümden çıkarılarak yerine hükme birinci bent olarak “1-Davanın kısmen kabulü ile; 95.333,60 TL tazminatın dava tarihi olan 19/08/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak Arhavi Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.02.2019 tarihli 2019/43 Esas ve 2019/54 Karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,” cümlesinin yazılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harçlarının yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.