"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında Yargıtay 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı dahili davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi, ...-... mahallesinde bulunan 216 ada 56 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğunu, bu taşınmazına komşu olan 216 ada 55 parselin ise davalı ...'e ait olduğunu, taraflara ait taşınmazların bitişik olup kadastro çalışmaları sırasında hatalı ölçüm tespit ve tescil sonucu davacıya ait olan taşınmazın bir kısmının davalı ...'in taşınmazının içine kaydedildiğini, davacı ile davalı arasında yıllar önce bir tespit davası açıldığını yine taraflar arasında dava konusu yere ilişkin daha önce imzalanan bir sözleşme olduğunu belirterek taşınmazın keşifte sınırları ayrıntılı olarak gösterilecek davacıya ait kısmın tapu kaydının iptali ile 216 ada 56 parselde kayıtlı taşınmaza eklenerek tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili 17.11.2020 tarihli 8 no.lu celsede 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 125/1-a maddesi uyarınca dava konusunu devralmış olan dahili davalıya karşı davasının devam ettiğini bildirmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmemiştir.
2.Dahili davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.12.2015 tarihli ve 2015/35 Esas 2015/110 Karar sayılı kararı ile ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 04.02.2018 tarihli ve 2016/4433 E- 2018/7363 K. sayılı kararıyla temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
3. Davacı vekilinin kararın düzeltilmesine ilişkin talepleri üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 29.04.2019 tarihli ve 2019/576 E- 2019/3182 K. sayılı kararıyla " ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1988/163 Esas, 1990/146 Karar sayılı dosyasında davacı ..., davalı ... aleyhine tespit davası açarak; davalının yaptığı inşaatın bir duvarının kendi arsasının bitiş noktasına inşaa edildiğini ve aralarındaki anlaşma uyarınca ileride kendisi tarafından da davalının inşaatına bitişik olarak inşaat yapılacağını, bu nedenle arsasına sınır olarak inşa edilen duvarda pencere açılmaması hususunda anlaştıklarını, ancak davalının anlaşmaya aykırı şekilde bu duvara pencere açtığını ve ileride kendisi tarafından inşaat yapıldığında bu duvarın kapanacağının bilinmesi gerektiğini ileri sürerek durumun tespitini talep etmiş, 13.04.1982 ve 14.08.1982 tarihli iki ayrı senede dayanmış, davalı ... ise davacının dayandığı sözleşmelerdeki isim ve imzanın kendisine ait olduğunu, ancak sözleşmelere aykırı hareket etmediğini bildirmiş olup, Mahkemece davalı ...'in 13.04.1982 ve 14.08.1982 tarihli sözleşmelere aykırı olarak yapmış olduğu inşaatın kuzey ve batı kısımlarına pencere açığının tespitine karar verilmiş, 14. Hukuk Dairesi 1990/9132 Esas, 1991/5272 Karar sayılı ilamıyla eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılamayacağı gerekçesiyle hükmü bozmuş olup, bozma sonrası dosyanın akibeti dosyanın bulunamaması sebebiyle bilinememektedir. Taraflar arasında görülen bu davada keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış, fen bilirkişi raporu ve krokiler düzenlenmiş, temyize konu dosyada 27.10.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda yapılan çakıştırmayla da uyuşmazlığa konu yerin aynı yer olduğu anlaşılmış olup, düzenlenen bu krokilerde davacı ...'in temyize konu dosyada talep ettiği taşınmaz bölümleri ... arsası olarak gösterilmektedir. Öte yandan temyize konu dosya içinde de bulunan 14.08.1982 Tarihli taraflar arasındaki anlaşma senedi uyarınca davalı ...'e ait evin kuzey ve doğusunda davacı ...'a ait arsaya ileride Osman tarafından bina yapıldığında her iki evin duvarının birbirine bitişik yapılacağı yazılıdır. Mahkemece taraflar arasındaki bu anlaşma senetleri ve krokilerde açıkça yazılı sınırların ne anlama geleceği tartışılmaksızın davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ...'in temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken sehven onandığı anlaşılmakla davacı ... vekilinin karar düzeltme istemlerinin bu nedenle kabulü ile Dairemizin 04.12.2018 tarihli ve 2016/4433 Esas, 2018/7363 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına" gerekçeleriyle incelemeye yönelik bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.02.2021 tarihli ve 2019/45 Esas 2021/16 Karar sayılı kararı ile bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının ve davalı ...'in dava konusu 216 ada 55 parsel ile davacıya ait komşu 216 ada 56 parsel sayılı taşınmazları murislerinden intikal yoluyla edindikleri ve sonrasında dava konusu 216 ada 55 parsel sayılı taşınmazın taraflar arasındaki anılan anlaşma senetleri uyarınca davacı tarafından iktisap edildiği, davacının tekrardan olağanüstü zamanaşımı yoluyla ediniminin söz konusu olmadığı, dosya kapsamındaki anlaşma senetleri ve tanık beyanlarından davacının zilyetliğinin babasının ölümü ile doğduğu ve aralıksız fasılasız devam ettiği, ... adına yapılan kadastro tespitinin hatalı olduğu ve dava konusu 216 ada 56 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına tescilinin yolsuz olduğu, ayrıca dahili davalı ...'nın dava devam ederken dava konusu taşınmazı davalı ...'ten satın almış olması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi uyarınca bu iktisabın iyi niyete dayanıp dayanmadığının tespiti gerektiği,davacı vekilinin dahili davalının iyi niyetli olmadığı yönündeki iddiası ve dahili davalı ...'nın davalı ...'in kızı olması göz önünde bulundurulduğunda dahili davalı ...'nın davadan haberdar olmama ihtimalinin bulunmadığı ve dolayısıyla iyi niyetli kabul edilemeyeceği, HMK'nın m. 125/1-a uyarınca yargılama giderlerinden davalıların müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ...-... Mahallesi 216 ada 55 sayılı parselde yer alan ve dahili davalı ... Kaymakçı adına tapuya kayıtlı olan taşınmazın, 14.10.2020 tarihli fen ve gayrimenkul bilirkişileri raporu eki krokide A harfi ve kırmızı renk ile gösterilen 34,58 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V.TEMYİZ
A.Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve dahili davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Dahili davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkeme gerekçesi ile dosya içeriğinin çeliştiğini, davanın konusunun tespite itiraz olduğunu, TMK 713.madde şartlarının oluşmadığını, davacının malik sıfatıyla zilyetliğinin olmadığını, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu ve davacının davasını ispatlayamadığını, İsmihan Kaymakçı'nın davadan haberdar olmadığını, tapu kaydı üzerinde şerh bulunmadığını, davacının evini davalıdan önce yaptığını bu hususun gözden kaçırıldığını, tanık beyanlarının kendi içinde çelişkili olmasına rağmen Mahkeme tarafından hükme esas alındığını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçek olmadığını, evini kendisinden çok öne yaptığını sınırlarını çevirip sahiplendiğini, daha önce kendisi lehine karar çıktığı için davanın bittiğini düşünerek taşınmazı kızına devrettiğini, Mahkemenin gerekçesinin hatalı olduğunu, tanık beyanlarının kendi içinde çelişkili olmasına rağmen Mahkeme tarafından hükme esas alındığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;
14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
" Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
15. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
" Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. "
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu ... ili, ... ilçesi, ...- ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 216 ada 55 parsel sayılı 170,67 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Bilahare taşınmaz 26.06.2019 tarihinde satış suretiyle ...'ya devredilmiştir.
2. Temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ve dahili davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... ve dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun hükmün HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 482,76 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ... ve dahili davalı ...'dan alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.