Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7083 E. 2023/462 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sonrası açılan tapu iptal ve tescil davasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın kadastro öncesi hukuki sebeplere dayanarak açılmış olması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddetme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

KARAR : Başvurunun Kısmen Kabulüne - Davanın Reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer davacılar yönünden hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, tarafların mirasbırakanı ... ...'in mirasçısı olduklarını, mirasbırakan ... ...'in mirasçılarından ... ...'in mirasçıları olan eşi ... ... ile çocukları ... ... ve ... ...'in dava konusu 102 ada 58 ve 68 parsel sayılı taşınmazlardaki tüm haklarını -ki miras paylarının olması gerekenden fazla yazılı olduğunu ve bu paylarda kendilerinin hakları olduğunu- davalı ...'ya sattıklarını, mirasçılardan ..., ... ... ve ... ... adına miras paylarından fazla pay yazılı olduğunu, mirasçılardan ... ...'a da eksik olarak 2 dönüm yer verildiğini ve mirasçı ... ...'ın 2 dönüm olan payını otuz kırk sene önce davalı ...'e sattığını, tapu senetlerinde isminin hiç yazılmadığını ve bu taşınmazlardan pay istemediğini, davalı ...'nın, diğer mirasçılardan da taşınmaz paylarını satın alacağı yönünde duyum aldıklarını, taşınmazlardaki paylarını satan mirasçı davalılar ve davalı ...'nın bu hatalı durumu bilerek hareket ettiklerini, pay satın alan davalı ... için tapu kaydına iyinetle güvenerek satın alma durumundan bahsedilemeyceğini ileri sürerek dava konusu taşınmazlardaki davalılar adına kayıtlı payların iptali ile olması gereken miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde dava konusu taşınmazların rayiç bedellerinin tespiti ile faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemişler, davacı ...; istinaf incelemesi sırasında 24.02.2021 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 1991 yılında kesinleştiği, davanın ise 06.11.2018 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibari ile yasada öngörülen 10 yıllık sürenin dolduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmünde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını yineleyip, kararın haksız, usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların miras paylarında hata olduğunu dava tarihinden iki üç ay önce öğrendiklerini, mirasçılar arasında zamanaşımının işlemeyeceğine dair Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin emsal kararlarının bulunduğunu, Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarihli iptal kararına göre, 10 yıllık süreden sonra da dava açılabileceğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişmeli yeni 645 ada 57 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan eski 102 ada 58 sayılı kadastro parseli ile yeni 645 ada 56 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan eski 102 ada 68 parsel sayılı kadastro parselinin askı ilan süresi sonunda itiraz edilmeksizin 22.04.1991 tarihinde kesinleşen kadastro işlemi ile tapuya tescil edildikleri, davacılar vekilince 06.11.2018 tarihinde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak eldeki davanın açıldığı, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı ...'nın, dosyanın istinaf incelemesi için Dairede bulunduğu sırada, 24.02.2021 tarihli dilekçesi ile davasından feragat ettiğini bildirdiği, davacı ...'nın feragat dilekçesinin dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile sair istinaf itirazlarının esastan reddine, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2. ve 355. maddeleri gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, diğer davacılar yönünden hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davacılar (Gülsiye, ..., ..., ..., ..., ...) vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Bir kısım davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanıkların ve mahalli bilirkişilerin keşif yapılarak, keşif mahallinde taşınmaz başında dinlenmesi, bilirkişilerden rapor alınması gerektiğini, taşınmaz bedelinin tahsili talebinden kararda hiç bahsedilmediğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR:

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.