Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7243 E. 2023/2934 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacılar adına tescili talebine karşı Hazine'nin itirazı üzerine, taşınmazın imar ve ihya edilip edilmediği ve zilyetliğin şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın bir kısmının davacılar tarafından imar ve ihya edilerek zilyetlik şartlarını taşıdığı, diğer kısmının ise Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiği yönündeki bozmaya uygun kararında hukuki bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 76 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, taşınmazın doğu kısmında bulunan yaklaşık 2000 m2'lik alan ile kuzey kısmında bulunan yaklaşık 3000 m2'lik alanın kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldığını, müvekkillerinin taşınmazları 20 yılı aşkın süredir davasız ve aralıksız olarak malik sıfatı ile imar-ihya ederek tarım arazisi olarak kullandıklarını, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya kamunun yararlandığı veya özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olmadığını ileri sürerek, taşınmazın müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.05.2016 tarihli ve 2015/113 E. 2016/323 K. sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.12.2019 tarihli 2016/14271 E., 2019/8622 K. sayılı kararıyla “...Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmak suretiyle dosya ikmal edilmeli, bundan sonra yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, fen bilirkişisi ve jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetinin katılımıyla mahallinde yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi ve imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı ve tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları özellikle irdelenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, davalı Hazinenin 31.03.2015 tarihli dilekçesi ile çekişmeli taşınmazların TMK'nın 713/6. maddesi gereği adına tescil isteğinde bulunmuş olduğu ve bu talebi yönünden de değerlendirme yapılıp olumlu olumsuz hüküm kurulması gerektiği gözetilmek suretiyle, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; tescil kararı verilen (A) ve (C) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümleri arasında (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü olduğu halde, (A) ve (C) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin yüzölçümlerinin toplam miktarı belirtilerek infaz kabiliyeti bulunmayan tescil hükmü kurulması da isabetsiz olup temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğu..." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamından dava konusu taşınmazın 1967 yılında kesinleşen kadastro çalışmaları sonucunda dere ve çalılık olarak tescil harici bırakıldığı, taşınmazın orman niteliği bulunmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığı, incelenen hava fotoğrafları sonrası alınan bilirkişi raporuna göre imar ihyasının 1983 yılında tamamlandığı, fen bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfi ile gösterilen kısımların ...'ın mirasçıları olan davacılar tarafından imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirildiğinin tanık beyanları ile sabit olduğu, raporda (B) harfi ile gösterilen kısmın 3-5 metre kot farkı olan taşlı ve sığ topraklı, alt tarafının blok kayadan oluştuğu, tarımsal faaliyet olmadığı, mevcut haliyle imar ve ihyasının tamamlanmadığı gerekçesiyle, (A) ve (C) harfi ile gösterilen kısımlar yönünden davanın kabulüne, (B) harfi ile gösterilen kısım yönünden davanın reddine, (B) harfi ile gösterilen kısmın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18/1 maddesi ve TMK'nın 713/6 maddesi uyarınca Maliye Hazinesi adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına itibar edilerek, maddi olaylarla desteklenmeksizin ayrıca bozma kararı öncesi dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile bozma kararı sonrası beyanlardaki çelişkiler giderilmeksizin hüküm verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”

3.4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'a tabi davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.