Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7285 E. 2023/100 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü süre ve kesin hüküm itirazlarının değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılardan birinin daha önce aynı taşınmaz için açtığı davadan feragat etmiş olmasına rağmen, HMK m. 303/1'deki dava sebeplerinin aynı olması şartı gerçekleşmediğinden kesin hükmün oluşmadığı, ancak tüm davacılar yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki hak düşürücü süre geçtiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

KARAR : Başvuru Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı ... yönünden kesin hüküm (dava şartı yokluğu) nedeni ile davanın usulden reddine, diğer davacılar yönünden ise hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, dava konusu 174 ada 96 parsel sayılı taşınmazın zilyedi olduklarını, kendilerine babalarından kaldığını, babaları olan ...'ın taşınmazı dedelerinden satın aldığını, bu nedenle eklemeli zilyetliğin 1964 yılı öncesine dayandığını, dava konusu taşınmazın halen kendileri tarafından kullanıldığı halde yapılan kadastro çalışmaları sırasında Maliye Hazinesi adına tespit edildiğini, davacılardan ...'ın Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/211 Esas sayılı dosyasında taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil davası açtığını, davanın reddine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği bir aşamada davacının yanıltılması nedeniyle davadan feragat ettiğini, açılmış olan bu dava ile işbu davaya yönelik zamanaşımının kesildiğini ileri sürerek, dava konusu 96 ve 88 parsel sayılı taşınmazların kendi zilyetliklerinde bulunan alanın tespiti ile tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu 174 ada 96 parsel sayılı taşınmazın, ana taşınmaz olan aynı ada 88 parsel sayılı taşınmazdan geldiği, 88 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına 16.08.2007 tarihinde tespit edildiği, kadastro tespitine ilişkin Midyat Kadastro Mahkemesinde dava dışı kişiler tarafından tespite itiraz davası açıldığı ve verilen karar ile taşınmazın hükmen ifraz gördüğü, kararın 06.12.2008 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 19.12.2018 tarihinde, taşınmaza ilişkin kadastro tutanağının kesinleşme tarihine göre resen gözetilmesi gereken 10 yıllık hak düşümü süresi geçtikten sonra açıldığı, davacılardan ... ...'ın aynı taşınmaz için daha önce aynı sebeple aynı davalıya karşı dava açtığı, davasından feragat ettiği ve kararın kesinleştiği, anılan davacı yönünden dava şartı olarak düzenlenen kesin hüküm olumsuz dava şartının gerçekleştiği gerekçesiyle davacı ... yönünden kesin hüküm (dava şartı yokluğu), diğer davacılar yönünden ise hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu 174 ada 96 parsel numaralı taşınmazın babaları tarafından 1964 yılında satın alındığını, o tarihten beri mirasbırakanları ve kendileri tarafından tasarruf edildiğini, buna rağmen kadastro tespitlerinde davalı adına tespit edildiğini, davacılardan ...'ın, Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/211 Esas sayılı dosyası ile açtığı tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verildiğini, karar verildikten sonra Hazine'den davaya konu taşınmazı satın almak istemesi üzerine davacıya açmış olduğu davasından feragat etmesinin söylendiğini ve davacının feragat etmesinin sağlandığını, davacının davasından feragat etmesine rağmen Maliye Hazinesi'nce satış yapılmadığını, davacının yanılgıya uğratılarak davadan feragat etmesinin sağlandığını, dava açılarak kadastro tespit tutanağına itiraz edilmiş ve tapu iptali istenilmiş olması sebebi ile bu durumun zamanaşımını kesmiş olduğunu, bu nedenle işbu davanın açıldığı, yerel mahkemece yapılan incelemede zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de verilen bu kararın hakkaniyete aykırı olduğunu, Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/211 Esas sayılı davasında yapılan yargılamanın hatalı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kadastro çalışmaları sırasında yolsuz tescil işlemleri yapıldığını, davanın zamamaşımı nedeni ile reddedilmiş olmasının, davacıların ayni, mutlak ve anayasal haklarının kullanımına engel olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi şöyledir:

"Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.",

2. HMK'nın 303/1. maddesi ise şöyledir:

"Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin aşağıdaki 2. ve 3. paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda; davacılardan ...'in Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/211 Esas, 2013/236 Karar sayılı davada dava konusu taşınmazın taksimen kendisine kaldığı iddiası ile dava açtığı, eldeki davada ise bir kısım mirasçılarla birlikte taşınmazın mirasbırakanlarına ait olduğunu ileri sürerek dava açtığı, bu durumda HMK'nın 303/1. maddesinde belirtilen dava sebeplerinin aynı olması kuralının gerçekleştiğinin söylenemeyeceği açıktır.

3. Hal böyle olunca; davacı ... yönünden de davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR:

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı tarafın temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinin çıkartılarak yerine 1. bent olarak "Davacıların davasının 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereği hak düşürücü süre nedeniyle reddine," cümlesinin yazılması, takip eden bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.