"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde; 117 parsel numaralı taşınmaza uygulanan tapu kaydının ayrıca 118, 119, 120, 124, 125, 126 ve 127 parsel numaralı taşınmazlara da uygulandığını, gayrisabit hudutlu tapunun miktar fazlasının Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek 117 parsel sayılı taşınmazın belirlenecek kısmının tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar aşamalarda davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... Kadastro Mahkemesinin 12.08.1988 tarihli ve 1979/15 Esas, 1988/44 Karar sayılı kararıyla davanın reddine, taşınmazın tapulama tespit tutanağındaki gibi tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.11.1989 tarihli ve 1988/12840 E., 1989/16189 K. sayılı kararı ile; "Tesbite esas tapu kayıtlarının ihdasından itibaren tüm tedavülleri ile komşu parsel tutanak ve dayanağı belgelerin getirtilmesi ve keşif mahallinde uygulanması, taşınmazın kime ait olup, kimden nasıl intikal ettiğinin belirlenmesi, fen elemanına kayıtların kapsamını belirtir keşfi izlemeye imkan verir kroki çizdirilmesi, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile mülk edinme şartlarının davalılar yararına gerçekleşip, gerçekleşmediğinin araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi" gerekçeleri ile bozulmuştur.
3.... Kadastro Mahkemesinin 02.10.2002 tarihli 1997/10 Esas 2002/8 Karar sayılı kararı ile bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde görevsizlik nedeni ile davanın reddine, talep halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, tutanak aslının Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir.
B-Onama Kararı
1.Mahkemenin kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Karar; Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 17.11.2006 tarihli ve 2006/4874 E., 2006/7309 K. sayılı kararı ile; "Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına" karar verilmiştir.
C- Mahkemece Görevsizlik Kararı Üzerine Verilen Karar
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.05.2016 tarihli 2010/265 Esas, 2016/134 k. Sayılı kararıyla davaya konu taşınmaz ve komşu parsellere uygulanan tapu kayıtlarının sınırlarının sabit hudutlu olduğu , dolayısıyla kayıtlarda miktara değil hududa itibar edilmesi gerektiği gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu ile hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporunda kayıtların kuzey hudutlarının yol ve diğer 3 hududun ise tarla sahiplerini okuduğunun ayrıca hudutların sabit sınırlı olduğunun belirtildiğini , yolun kural olarak genişletmeye elverişli sınır olarak kabul edildiğini, dava konusu taşınmazların sınırları değişken ve genişletilmeye elverişli olduğunu, hudutlara değil miktarlara bakılması gerektiğini, yolun sınır değiştirip değiştirmediğinin açıklığa kavuşturulması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, miktar fazlası iddiasına dayalı Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;
20. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 117 parsel sayılı 409.375 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfıyla tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, hükmüne uyulan bozma kararına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun hükmün HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
06.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.