Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7527 E. 2023/3976 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi tapu kaydına dayanarak Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacılar adına tapuya tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmı da davacılar adına tescil etmesi hatalı olmakla birlikte, bu husus düzeltilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda bozma kararına uyularak, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili ve ihbar olunan ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; ... ilçesi, Kurtuluş köyünde bulunan tapunun 24/04/1956 tarih, cilt no:125, sayfa no: 49, 136 da kayıtlı Kaş Başı ve tapunun 08.10.1954 tarih ve 09.04.1956 tarih cilt 125 sayfa 49 numara 25-46 da kayıtlı ...isimli gayrımenkulün davacıların murisi ... ve onun murisi adına kayıtlı olduğunu, ... ve müşterekleri arasında yapılan rızai taksim gereğince bu gayrimenkulün davacıların murisi ...'a düştüğünü, davacıların murisinin tapuya dayalı zilyetliğinin 50-60 yıldan beri bu gayrimenkul üzerinde devam ettiğini, ancak davacılar murisi ...'ın taksimen zilyetliğinde bulunan bu gayrimenkulün Hazine adına kadastro tespiti esnasında 144 ada 6 numaralı parsel olarak tespit edildiğini, Hazinenin bu yerde herhangi bir tapusunun bulunmadığını, bu gayrimenkulün tapuya dayalı olarak ve ifrazen davacılar murisinin zilyetliğinde olduğu halde ve tescili mümkün olmayan Hazine malı olmadığı halde Hazine adına tespit edilmesinin ve tapu oluşturulmasının mağduriyete sebebiyet verdiğini ileri sürerek Hazine adına oluşturulan tapu kaydının iptali ile davacılar adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine; davaya cevap vermemiş,duruşmadaki beyanlarında davanın reddini dilemiştir.

İhbar olunan ...; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 20/01/2015 tarihli ve 2006/11 Esas, 2015/31 Karar sayılı kararıyla; dava konusu edilen taşınmazın Hazine ile bir ilgisinin bulunmadığı, Hazinenin dava konusu taşınmaza ait herhangi bir tapusunun bulunmadığı, taşınmazın (belli bir kısmının) çok uzun yıllardan beri davacıların kullanımında olduğu, davacıların murisi evvellerinin zamanında taşınmazı mısır tarlası olarak kullandığı, sonrasında dut ağaçları dikerek bu ağaçların meyvesini topladığı, ayrıca jeoloji mühendislerinden alınan rapora göre dava konusu edilen taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde de kalmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 144 ada 6 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde kalan ve 02.06.2014 havale tarihli teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 525,76 metrekarelik kısmın bu taşınmazdan ayrılarak yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle davacılar adına elbirliği mülkiyeti şeklinde tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 25/11/2020 tarihli ve 2017/4984 Karar sayılı kararı ile "Davalı Hazinenin 10.10.2006 tarihli celsede dayandığı ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/156 Esas sayılı hakem dosyasının incelenmesinden, davaya konu 6 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak ... tarafından kamulaştırma haritasına dayanılmak suretiyle dava açıldığı, bunun sonucunda ... Asliye Hukuk Mahkemesinin hakem sıfatıyla verdiği 2000/156 Esas ve 2001/92 Karar sayılı kararda davanın kısmen kabulüne karar verilerek fen bilirkişi tarafından 22.02.2001 tarihli rapor ve krokisinde mavi ve mor renkle işaretli toplam 1.129,56 metrekare yüz ölçümlü kısmın Hazine adına olan tapu kaydının iptali gerektiği sonucuna varılmış ve davalı tarafın itirazı üzerine itirazın reddine karar verilerek karar kesinleşmiştir. Yine aynı celsede davalı Hazine davanın Karayollarına ihbarı gerektiğini ileri sürerek bu hususta talepte bulunmuş ise de üzerinde durulmamıştır. Ayrıca sözü edilen hakem kararının dayanağı harita getirtilip mevcut kadastro paftasıyla çakıştırılmamış; davacı tapu kaydına dayandığı halde bu husus değerlendirilmemiş; keşifte yöntemine uygun uygulama yapılmadığı gibi kararda da belirtilmemiştir. Öte yandan zilyetlik ve kıyı kenar çizgisi yönünden yapılan araştırmalar da yeterli değildir. Hal böyle olunca, öncelikle davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne ihbarı düşünülmeli; sözü edilen, Hazinenin taraf olduğu hakem haritasının ölçeğine eşitlenerek çakıştırılmak suretiyle kapsamı belirlenmeli, taşınmazın kök tapu kaydının revizyon gördüğü 145 ada 3, 7, 13, 16, 17, 18 ve 19 parsel sayılı taşınmazları eldeki davaya konu taşınmazla birlikte gösterir pafta ve güncel tapu kayıtları ilgili yerlerden getirtilmeli; tapu kaydı uygulanarak kamulaştırma sırasında dikkate alınıp alınmadığı saptanmalı, yine; 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile 28.11.1997 tarihli ve 1996/5-1997/3 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yöntemince kıyı kenar çizgisi belirlenmeli; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğu" gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmadan sonra bozma kararı doğrultusunda eksik kayıt ve bilgilerin getirtildiği, davanın Karayolları Genel Müdürlüğüne ihbar edildiği, mahallinde keşif yapıldığı, yapılan keşifte mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarına dayanak Kaş Başı isimli 08/10/1954 tarih 25 nolu kayıt ve tedavülleri olan ...isimli 09/04/1956 tarih 46 numaralı ve 24/04/1956 tarih 136 ve 137 numaralı tapu kayıtlarının okunduğu birbiriyle uyumlu beyanlardan dayanak kayıtların zemine uyduğu ve dava konusu taşınmazı kapsadığı, dava konusu taşınmazın evvelinde davacıların murisi ...'a ait olduğu, taşınmazın uzun yıllar ölümüne kadar ... tarafından kullanıldığı, ölümünden sonra kullanımın kendi çocukları olan davacılara geçtiği, dava konusu edilen taşınmazın Hazine ile bir ilgisinin bulunmadığı, Hazinenin dava konusu taşınmaza ait herhangi bir tapusunun bulunmadığı, taşınmazın (belli bir kısmının) çok uzun yıllardan beri davacıların kullanımında olduğu, davacıların murisi evvellerinin zamanında taşınmazı mısır tarlası olarak kullandığı, sonrasında dut ağaçları dikerek bu ağaçların meyvesini topladığı, kıyı kenar çizgisi araştırmasında dava konusu taşınmazın 5,87 metrekarelik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı, bu hususun taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde belirtildiği, karayolları kamulaştırma haritası ve hakem kararı dayanağı haritanın taşınmaza çakıştırıldığı,dava konusu taşınmazda davacıların ve murisi evvellerinin kullandıkları kısım bilirkişilerce ölçülerek tespit edildiği,teknik bilirkişiler tarafından hazırlanan 19/10/2020 havale tarihli rapor ve krokide (B) harfiyle gösterilen 756,81 metrekarelik kısmın davacılara ait olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 144 ada 6 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde kalan ve 19/10/2020 havale tarihli teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 756,81 metrekarelik kısmın bu taşınmazdan ayrılarak aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacılar adına elbirliği mülkiyeti şeklinde tapuya kayıt ve tesciline, fen raporu ve krokisinde belirtilen ve (B) harfi ile gösterilen 756,81 metrekarelik alan içerisinde kalan 5,87 metrekarelik kısmın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığına dair şerhin tapunun beyanlar hanesine işlenmesine,asli müdahiller ..., ..., ... ve ...'ın davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve ihbar olunan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; bozma kararı neticesinde yapılan ve karara esas alınan keşfin rapor oluşturmaya elverişli olmadığını, keşfe katılan ... bilirkişilerin bir kısmının davacının yakınları olduğu, bir kısmının yakın komşuları olduğunu,fen bilirkişisi raporunda;mahalli bilirkişilerin beyanları doğrultusunda dava konusu taşınmazın tapu kapsamında kaldığı ve dava konusu parsele uygulanmış olduğu ve bu şahısların beyanı ile rapor oluşturulduğunun görüldüğünü,fen bilirkişisi raporunda, hakem kararının dayanağı haritanın getirtilip mevcut kadastro dosyası ile çakıştırılmamış olduğunu,keşifte yöntemine uygun uygulama yapılmadığını yine zilyetlik ve kıyı kenar çizgisi yönünden de yeterli araştırmaların yapılmadığının görüldüğünü,eksik olan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını, eski tapu iddialarını komşu parsel tapuları ile hava fotoğraflarında yazılı mevki, dere, sırt isimleri ile denetleyerek rapor düzenlenmesi gerekirken dava konusu yerin mahalli bilirkişi beyanı ile tespit edilmesinin hukuka uygun olmadığını, ilgili tapu kaydının dava konusu alana tüm sınırlarıyla uyup uymadığının, sınırları uyuyorsa bile ne kadarlık alanı kapsadığının belirlenmesi gerektiğini, eksik inceleme ve keşif sonucu verilmiş olan mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

2.İhbar olunan Karayolları vekili; davanın reddine karar vermek gerekirken kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesinin Yasaya aykırı olduğu, sonuçları bakımından reddedilen kısma ilişkin davalılara vekalet ücretine hükmedilmediği gerekçesiyle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasıdır.

2. İlgili Hukuk

T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43. maddesi; ''Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. ..., göl ve akarsu kıyılarıyla, ... ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.''

3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. maddesi; ''Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Sahil şeritlerinin derinliği, 4. maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir. Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde ... yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir.''

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20 /A maddesi “ Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur. ”

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi; "Temyiz olunan kararın, esas yönünden kanuna uygun olup da kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş olmasından dolayı bozulması gerektiği ve kanuna uymayan husus hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde Yargıtay, kararı düzelterek onayabilir. Esas yönünden kanuna uygun olmayan kararlar ile hâkimin takdir yetkisi kapsamında karara bağladığı edalar hakkında bu fıkra hükmü uygulanmaz."

6100 sayılı HMK’nın 370/4. maddesi; Karar, usule ve kanuna uygun olup da gösterilen gerekçe doğru bulunmazsa, gerekçe değiştirilerek ve düzeltilerek onanır." hükümlerini düzenlemiştir.

3. Değerlendirme

A-İhbar olunan Karayolları Genel Müdürlüğünün temyiz talebinin incelenmesinde;

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 61 vd. maddelerine göre dava ihbar olunan gerçek ve tüzel kişi, davada taraf sıfatını kazanamaz. Bir davada hüküm, davanın tarafları arasında kurulur. Bu nedenle hükmü temyiz etme hakkı davada taraf olan kişilere aittir. Kural olarak kendisine dava ihbar olunan davaya katılmadıkça (müdahil olmadıkça) mahkemece verilen kararı temyiz etme hakkı yoktur. Ancak, Mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak taraf sıfatını almayan dava ihbar olunan kişi hakkında hüküm kurulmuşsa, ihbar olunan hükmün kendisiyle ilgili bölümünü temyiz edebilir. Somut olayda ihbar olunan feri müdahil olmamış ve aleyhine verilmiş bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz dilekçesinin reddi gerekir.

B.Davalı Hazine vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;

1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 14.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu edilen kısmın toplamda 756,81 m2 olduğu ve 5.87 m²'lik kısmın dava konusu edilen yerde ve kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirlenmiştir. Mahkemece 14.10.2020 tarihli bilirkişi raporuna atıfta bulunulmak suretiyle 5.87 m²'lik alan yönünden de karar verildiği anlaşılmaktadır.

14.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda toplamda 5.87 m²'lik alanın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirtilmiş olmasına rağmen tescil harici bırakılması gereken 5.87 m²'lik kısım üzerinden kabul kararı verilmiş olması doğru olmamıştır.

3. Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1.bendinde yer alan "756,81 m2" ifadesinin hüküm kısmından çıkartılarak yerine "750,94 m2" ifadesinin yazılması ve yine tescil harici bırakılması gereken hükmün b bendinde kıyı kenar çizgisi içinde kalan 5.87 m²'lik kısmın beyanlar hanesinde bırakılması doğru olmadığı anlaşıldığından hükmün 2. bendinin tamamen çıkartılarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) hükümlerinin uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.İhbar olunan ...’nün temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Hükmün birinci bendinde yer alan "756,81 m2" ifadesinin hüküm kısmından çıkartılarak yerine "750,94 m2" ifadesinin yazılmasına, hükmün ikinci bendinin hükümden tamamen çıkartılarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) hükümlerinin uygulanacağı davalar yönünden HUMK'nin 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.