Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7712 E. 2022/2318 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazını eşine satış yoluyla temlik etmesinin muris muvazaası olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, hükmüne uyulan önceki bozma kararında belirtildiği üzere, mirasbırakanın temlik işlemini mirasçılardan mal kaçırma amacıyla değil, eşine maddi ve manevi desteklerinden dolayı minnet duygusuyla yaptığı ve davacıların muvazaa iddiasını ispatlayamadıkları gerekçesiyle yerel mahkemenin davayı reddeden kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 26/11/2020 tarihli 2020/82 Esas 2020/134 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22/03/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat..... .... ile temyiz edilen davalı Avukat ...geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan babaları ...’un, 13 parsel sayılı taşınmazının yarı payını davalı ikinci eşine satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, taşınmazdaki binayı mirasbırakan eşi ile birlikte yaptırdıklarını, kendisinin de para katkısı sağladığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/12/2015 tarihli ve 2014/194 Esas - 2015/526 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın Almanya'da birden fazla işte çalıştığı ve biriktirdiği paralarla dava konusu taşınmazı satın alıp üzerine ev yaptırdığı, mirasbırakanın başkaca mal varlığı bulunmadığı, dava konusu taşınmazın yarısını davalı eşine satmasını gerektirir bir neden olmadığı gibi, satış bedelinin ödendiğinin de ispatlanamadığı, davalının alım gücü bulunmadığı, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 01/10/2019 tarihli ve 2016/4764 Esas - 2019/4903 Karar sayılı kararıyla; “...Somut olayda, yukarıda değinilen ilke ve olgular tüm dosya içeriği ve tanık anlatımları ile birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın, dava konusu taşınmazının yarı payını davalı eşinin evlilikleri boyunca kendisine sağladığı maddi ve manevi destekten duyduğu minnet ve koruma duygusu ile temlik ettiği, temlikin mirastan mal kaçırma amacıyla gerçekleştirildiği iddiasının sübuta ermediği, bedeldeki farklılığın da tek başına muvazaanın ispatı için yeterli sayılamayacağı sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabul edilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle (III.) numaralı paragrafta yer verilen karar bozulmuş; Dairenin 19/02/2020 tarihli ve 2020/320 Esas - 2020/1119 Karar sayılı kararı ile davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/11/2020 tarihli ve 2020/82 Esas - 2020/134 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Mirasbırakanın davalı ile ikinci evliliği olup, ikinci eşi ve bu eşten olma çocuklarıyla yaşadığını, davacılardan uzak kaldığını, ikinci eş olan davalının, ilk eşten çocuklara mal kalmaması için mirasbırakana baskı yapma olasılığının yüksek olduğunu, temlikin davacılardan mal kaçırma amacıyla gerçekleşebileceğini, muris muvazaasının bütün koşullarının somut olayda gerçekleştiğini, tanık beyanlarıyla iddianın ispatlandığını, iddianın sübuta ermediği şeklindeki gerekçenin yerinde olmadığını, evlilik içerisinde eşlerin birbirine maddi ve manevi destek olabileceğini, ancak taşınmazın yarısının eşe devredilmesi sonucunu doğurmayacağını, davalının, mirasbırakana maddi destekte bulunduğunu ispatlayamadığını, davalının mirasbırakana verdiğini savunduğu çocuk paralarının o dönemlerdeki TL karşılığının araştırılmadığını, kaldı ki sözkonusu paraların küçük meblağlar olup, minnet duygusu yaratmayacağını, mirasbırakanın minnet duygusuyla hareket etse idi satış değil bağış yoluyla devretmesi gerektiğini, iddianın ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.2.2. Öte yandan; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

7.3. Değerlendirme

Kararın (IV/2.) numaralı paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacılardan alınmasına, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.