"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS
Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Bölge Adliye Mahkemesi kapatılan 16. Hukuk Dairesinden verilen 15.10.2020 gün ve 1866 - 1145 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararın istinafı üzerine, davalı vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince; 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.1 maddesi gereğince, esastan reddedilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de "miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2020 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00-TL’lik kesinlik sınırı 72.070,00-TL olarak uygulanmaya başlamıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında iptal-tescil talepli davalarda, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan, dava değeri taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değerdir.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri sulu tarım arazisi kabul edilmesi durumunda 465.584,00 TL olup, pay oranında iptal-tescil isteyen davacının miras payına (5/180) isabet eden değer ise 12.932,89 TL olmakla; aynı taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri kuru tarım arazisi kabul edilmesi durumunda ise 199.536,00 TL olup, pay oranında iptal-tescil isteyen davacının miras payına (5/180) isabet eden değer 5.542,67 olmakla; anılan her iki değerin de 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00-TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği açıktır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki dava yönünden davalı vekilinin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE, alınan peşin harcın istek halinde ilgilisine iadesine, 20.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.