Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7947 E. 2023/2830 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil davasında, davalıların taşınmaz üzerindeki hak iddiasının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların, dava konusu taşınmaz üzerindeki hak iddialarını destekleyen herhangi bir delil sunamamaları ve davacının yirmi yılı aşkın süredir taşınmazı malik sıfatıyla, aralıksız ve davasız olarak zilyetliğinde bulundurduğunu ispat etmesi gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 112 ada 36 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının eklemeli zilyetlikle birlikte 40 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğunu, buna rağmen kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın yarı payının, 1/4’er paylar ile davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, paydaşlar arasında geçmişte ve bugün hiç bir hukuki ve fiili irtibat bulunmadığı gibi davalıların farklı köylerin insanları olduklarını ve dava konusu taşınmaz ile ilgili bilgisi bulunmayan kişilerin beyanı üzerine tespit yapıldığını, yapılan işlemin hatalı olduğunu ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı hisselerin iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ... ve ... süresi içerisinde davaya cevap vermemişler, yargılama sırasında, cilt 27, sayfa 82, 6 sıra no.lu tapu kaydının dava konusu taşınmaza ait olup, uygulanması gerektiğini, bilirkişilerin tarafsız olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

2. Davalılar ... ve ... davayı kabul etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.03.2019 tarihli ve 2016/176 Esas, 2019/276 Karar sayılı kararıyla; tanık, kadastro tespit bilirkişileri ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre dava konusu taşınmazın tamamının uzun zamandır davacı ve ailesi tarafından kullanıldığı, tespit esnasında bu hususun dile getirildiği, ancak tutanakların toplu halde sonradan imzalanması neticesinde karışıklık olması nedeniyle mevcut haliyle tespit bilirkişileri tarafından imzalandığı, davalılar ... ve ...'ın kabul beyanları da davacının iddiasını doğrular mahiyette olduğu, zirai bilirkişi tespitlerinin tanık, mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişi beyanları ile uyumlu olduğu, davacının mevcut deliller ışığında dava konusu taşınmazda kadastro tespiti öncesi zilyetlik şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar ... ve ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,davacının dava konusu taşınmaz ile hiç bir bağı bulunmadığını, taşınmazın davalılara dedelerinden kaldığını, dava konusu taşınmazın, 2. ... 1956 tarihli, C:27, Sayfa:82 ve Sıra:6'da kayıtlı tapu kaydı olduğunu, bu tapu kaydında davalının babasının da hissedar olduğunu, davalılardan ...’nın, eldeki dosya ve diğer dosyalarda akrabası olan davacı lehine hareket ederek kabul dilekçesi sunduğunu, bu durumun muvazaalı olduğunu, amacın davalılar aleyhine kanaat oluşturmak olduğunu, keşfin hukuka aykırı olarak yapıldığını, seçilen mahalli bilirkişilerin tamamının davacıların yakın akrabaları olduğunu, davacının uzun zamandır yurt dışında yaşadığını, davalı ...’ın tanıklarının hazır olmasına rağmen bu hususun keşif tutanağına geçilmediğini ve tanıkların dinlenilmediklerini, kadastro tespit bilirkişilerin beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tespit tarihinde muhtar olarak görev yapan ...’ın keşfe getirilmediğini ve dinlenilmediğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 28.05.2021 tarihli ve 2019/1492 E., 2021/680 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın yapılan kadastro tespitinde, davacı ve davalılar lehine kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların oluştuğu belirtilerek 4/8 payının dava dışı ..., 1/8 payının ..., 1/8 payının ..., 1/8 payının ... ve 1/8 payının ... adına tespit ve tescil edildiği, tespitin 27/03/2006 tarihinde kesinleştiği, davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı, tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar dava konusu taşınmazın hisseli olarak dava dışı ... ve davalılar adına tespit ve tescil edilmiş ise de, davalılar adına kayıtlı hisselerin davacıya ait olduğu, bu durumun davalılar ... ve ... tarafından da kabul edildiği, bu zilyetliğin kadastro tespitlerinden geriye doğru en az 20 yıldan beri fasılasız ve davasız olarak ve malik sıfatı ile sürdürüldüğü, davalıların dava konusu taşınmazda haklarının bulunmadığı, davalı vekili tarafından bu dosya ile birlikte diğer birkaç dosyaya da sunulan eski tapu kaydının dava konusu taşınmazla ilgisi bulunmayan Başyurt köyüne ait bir kayıt olduğu, keşfin usulüne uygun olarak yapıldığı, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalılar ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçesindeki taleplerinin tekrarı ile kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar

verilmesini isteyebilir." hükümlerini düzenlemiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 364,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.