Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7968 E. 2023/2868 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, zilyetliği altında bulunan taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında teknik hata nedeniyle davalı Hazine adına tescil edildiği iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının zilyetlik koşullarını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi uyarınca, dava konusu taşınmazın bir kısmı yönünden ispatladığı, diğer kısmı yönünden ise ispatlayamadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararını düzelten bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan ayrı ayrı reddine, kamu düzeni bakımından verilen kararın kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 116 ada 91, 97 ve 99 parsel sayılı taşınmazların eklemeli zilyetlikle beraber 40 yılı aşkın süredir zilyetliğinde iken kadastro çalışmaları sırasında teknik hata nedeniyle davalı Maliye Hazinesi adına tespit ve tescil edildiğini,dava konusu taşınmazların özel mülkiyete konu yerlerden olup, davalı veya üçüncü şahısların ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiş, aşamada davayı ıslah ederek davanın 116 ada 97 ve 99 parsel numaralı taşınmazlara ilişkin olduğunu beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacının iddia ettiği gibi dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak mülkiyetin zilyetlikle ve olağan zamanaşımı süreleri ile kazanımı için gerekli koşulların oluşmadığını, yapılan kadastro tespitinin doğru ve yerinde bir tespit olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.05.2018 tarihli ve 2016/127 Esas, 2018/285 Karar sayılı kararı ile, ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 116 ada 97 nolu parselin ham toprak vasfı ile Maliye hazinesi adına tespit ve tescil edildiği, 27/03/2006 tarihinde kadastronun kesinleştiği, 116 ada 97 nolu parselin A harfi ile belirtilen kısmında davacının hak iddia ettiği alanın düz ve düze yakın olduğu, killi tınlı bünyeli toprak yapısına sahip olduğu, taşlık oranının düşük olduğu, taşınmazın arazi kullanım kabiliyeti sınıfı, eğim, toprak derinliği ve taşlılığa bağlı olarak II. sınıf susuz tarla olarak belirlendiği, keşif günü itibariyle dava konusu edilen alanın sürülü ve kavun ekili olduğu, geçmiş yıllarda münavebe usulüyle tarla tarımında kullanılan alanlardan olduğu, alanın toprak amenajman işlemlerinin (toprağı sürme, taşların temizlenmesi vb) düzenli uygulandığı, imar-ihya çalışmalarının tamamlandığı, kadastro tespit tarihi itibari ile geriye doğru minimum 20 yıl öncesinden alanın imar-ihya edildiği ve 20 yıllık ekonomik amaca uygun zilliyetliğin tamamlandığının bildirildiği, jeodezi ve fotogrametri mühendisi raporunda A harfi ile belirtilen bölümlerin tarım arazisi olarak kullanıldığı belirtildiği gerekçesiyle fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 2215,69 m²lik kısım yönünden davanın kabulüne, ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 116 ada 99 no.lu parselin D harfi ile belirtilen alanın arazi sınıfını ve kullanımını belirlemek amacıyla toprak işleme, sulama, topoğrafik ..., eğim, taşlılık kayalık, toprak derinliği ve tekstür incelenmesi sonucunda, alanın %3-4 eğimli olduğu, killi tınlı bünyeli toprak yapısına sahip olduğu, toprak derinliği orta derinlikte ve orta derecede taşlık olduğu, taşınmazın arazi kullanım kabiliyeti, sınıfı, eğim, toprak derinliği ve taşlılığa bağlı olarak IV. sınıf susuz tarla (bağ) olarak belirlendiği, alanın toprak amenajman işlemlerinin (toprağı sürme, taşların temizlenmesi vb) düzenli uygulanmadığı imar-ihya çalışmalarını tamamlamadığı ve 20 yıllık ekonomik amaca uygun zilliyetliği tamamlamadığının bildirildiği, jeodezi ve fotogrametri mühendisi tarafından tanzim edilen rapora göre ise; D harfi ile gösterilen alanda ise 1984 ve 2002 yılına ait hava fotoğraflarında herhangi bir tarım faaliyetinin yapılmadığının rapor edildiği, bu sebeple bu yönden davacının zilyet sıfatı ile imar ihya şartlarını ispatlayamadığı gerekçesiyle bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı

... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 26.11.2018 tarihli ve 2018/795 Esas, 2018/893 Karar sayılı kararıyla, Mahkemece hüküm kurmaya elverişli deliller toplanıp değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu belirtilerek kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 18.04.2019 tarihli ve 2018/910 Esas, 2019/487 Karar sayılı kararıyla, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 116 ada 97 no.lu parselin fen bilirkişi ... tarafından tanzim edilen 13/03/2019 havale tarihli rapor ve ekli krokide kırmızı renkle A harfi ile gösterilen 2215,69 m²'lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

D. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının kabul edilen kısım yönünden doğru olduğunu, ancak eksik inceleme ve değerlendirme ile kısmen redde ilişkin hüküm verildiğini, Mahkemece yapılan keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere dava konusu yerlerin tamamı yönünden davacı lehine zilyetlikten edinme koşullarının oluştuğunu, dava konusu yerlerin tamamının kadastro tespit tarihinden geriye doğru 20 yılı aşkın süredir malik sıfatı ile nizasız ve fasılasız olarak davacının zilyetliğinde bulunduğunu, ayrıca yapılan keşifte dava konusu taşınmazın çok eski duvarlarla çevrili olduğunun, kamu malı olmadığının ve özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğunun anlaşıldığını, bu nedenlerle Mahkemenin kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek reddedilen kısımlar yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın 10 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığını, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olması nedeniyle özel mülkiyete konu olamayacağını, kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların davacı lehine gerçekleşmediğini, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, Mahkemece 1984 ve 2002 tarihli hava fotoğraflarının rapora esas alınmasının Yargıtay içtihatları gereğince usule uygun olmadığını, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğunu, ayrıca vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin hükümlerin irdelenmesi gerektiğini, nispi vekalet ücretinin hesaplanmasında hata yapıldığını belirterek davanın kabulüne ilişkin hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 28.05.2021 tarihli ve 2019/2327 Esas, 2021/698 Karar sayılı kararı ile tüm dosya kapsamına göre; kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların,116 ada 97 parsel numaralı taşınmazın (A) harfiyle gösterilen kısmı yönünden oluştuğu, 116 ada 99 parsel numaralı taşınmazın (D) harfiyle gösterilen kısmı yönünden oluşmadığı, keşfin usulüne göre yapıldığı, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu; harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri yönünden verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, kamu düzeni bakımından yapılan inceleme sonucunda ise; 116 ada 97 parselin (A) harfiyle gösterilen kısmının davacı adına tescili ile birlikte dava konusu 116 ada 97 parsel numaralı taşınmazın (C) ve (B) harfleriyle gösterilen kısımlarının birbirinden bağımsız parseller haline gelmesine rağmen (C) ve (B) harfleriyle gösterilen bu kısımlar yönünden hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan ayrı ayrı reddine karar vermek gerektiği, ancak kamu düzeni bakımından yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına ve davanın kısmen kabul kısmen reddine, 116 ada 97 no.lu parselin fen bilirkişi ... tarafından tanzim edilen 13/03/2019 havale tarihli rapor ve ekli krokide kırmızı renkle A harfi ile gösterilen 2215,69 m²'lik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 116 ada 97 parselin (C) harfiyle gösterilen 7.904,19 m2 yüz ölçümündeki kısmının aynı parsel numarasıyla, (B) harfiyle gösterilen 349,18 m2 yüz ölçümündeki kısmının aynı adada yeni bir parsel numarası verilerek Maliye Hazinesi üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kısmen kabul kararının yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, bu yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacağını, dinlenen bilirkişiler ve tanıkların davacı ile aynı köyden olup bir çoğunun davacının akrabası olduğunu, bu sebeple yanlı ve taraflı beyanda bulunduklarını, beyanların bir kısmının da kendi içinde çelişkili olduğunu, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığını, nispi vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."

3. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR:

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince davalı Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.