Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8054 E. 2022/3784 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın traktör kredisi alabilmek için annesine ait taşınmazı devraldığı ve kredi işlemleri sonrasında geri devretmesi gerektiği iddiasına dayalı inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İnançlı işlem iddiasının ispatı için 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delil bulunması gerektiği, davacı tarafça sunulan bononun delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği ve iddianın ispatlanamadığı gözetilerek mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, davanın reddine dair Çumra Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 23/06/2021 tarihli 2021/156 Esas 2021/307 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde dahili davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar ... v.d. vekili gelmedi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., davalıların mirasbırakanı oğlu ...’nin traktör almak istediğini, bu yönde bankadan kredi temin edebilmesi için 11 parsel sayılı taşınmazını inançlı işlem ile oğluna devrettiğini, kredi işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın iadesi yönünde anlaştıklarını ancak oğlunun taşınmazı devretmediğini, daha sonra da öldüğünü, davalı mirasçılarının bu durumdan haberdar olmalarına rağmen taşınmazı satışa çıkardıklarını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiş; davacının yargılama sırasında kısıtlanması üzerine vasisi davaya devam etmiş; kısıtlı davacının yargılama sırasında 10/05/2016 tarihinde ölümü üzerine davalılar dışındaki mirasçıları tarafından yargılamaya devam olunmuştur.

II. CEVAP

Davalı ..., ..., ... ve ..., inançlı işlem iddiasının yazılı delille ispatlanması gerektiğini; davalı ..., eşi ...’nin taşınmazın bulunduğu yere elektrik hattı döşemek için masraf yaptığını, bu nedenle taşınmazın iade edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlar; davalı ... ise davacının iddialarının doğru olduğunu belirterek, davayı kabul etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Çumra Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/06/2016 tarihli ve 2014/208 Esas 2016/392 Karar sayılı kararıyla; iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde dahili davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Bozma Kararı

Dairenin 11/06/2020 tarihli ve 2017/1597 Esas 2020/2569 Karar sayılı kararıyla; “...Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesi içeriği ve diğer beyanlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının; inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın yazılı delil ya da yemin delili ile kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki; davacı iddiasını kanıtlamaya yönelik yazılı delil ibraz edememiştir. Delil olarak gösterilen borçlusu ... olan senet ise illetten mücerret olup, senedin çekişmeli taşınmazla ilgisi kurulamamaktadır. Öte yandan, ... mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunup, terekesi el birliği ile mülkiyete tabi olduğundan, mirasçılardan ...’un davayı kabul beyanına değer verilmesi de mümkün değildir. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetli değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuş; Dairenin 03/03/2021 tarihli 2021/384 Esas 2021/1166 Karar sayılı kararıyla, davacı tarafın karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Çumra Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/06/2021 tarihli ve 2021/156 Esas 2021/307 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalıların mirasbırakanı olan ... ...’ın 2006 yılında traktör alımı için krediye ihtiyacı olduğunu, teminat göstermeden kredi verilmediğini söyleyerek davacı annesinin kredi çekmesini istediğini, ancak bankanın davacıya kredi vermediğini, bunun üzerine ...’nin, dava konusu taşınmazın kendisine devrini istediğini, kredi kullandıktan sonra taşınmazı davacı annesine iade edeceğini beyan ettiğini, ancak iadenin gerçekleşmediğini, davacı ...’nin taşınmazı geri istemesine rağmen oğlu ...’nin iadeden kaçındığını, ...’nin taşınmazı iade etmeden 2014 yılında öldüğünü, mirasçılarının durumu bildikleri halde onların da iade etmediklerini, taraflar arasında inançlı işlem söz konusu olduğunu, tüm kasaba halkının durumu bildiğini, yakın akrabalar arasında inançlı işlemin her tür delille ispatının mümkün olduğundan, yazılı delil gerekmediğini, tanık beyanları ve dosya kapsamıyla inançlı işlemin ispatlandığını, dosyaya ibraz edilen bonodaki imzanın da ...’nin eli ürünü çıktığını, bononun delil başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğini, iddianın ispatlandığını, davanın kabulü gerektiğini, davalılardan ...’ın davayı kabul ettiğini, elbirliği mülkiyetinde davalılardan birinin kabulünün yeterli olmadığı şeklindeki gerekçenin de yerinde olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir.

Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.

05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet, delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.

6.3. Değerlendirme

(IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, (IV/3.) paragraftaki gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; dahili davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının dahili davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.