Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8172 E. 2023/3107 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin adına tescil edilmesi talebiyle açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanları ile dosyadaki diğer delillerden, dava konusu taşınmaz bölümlerinde davacının zilyetliğinin bulunmadığı, taşınmazların fiziki yapısı ve eğimi sebebiyle imar ve ihya edilmediği, dolayısıyla zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.02.2019 tarihli ve 2019/531 Esas, 2019/1185 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde; ... ilçesi, ... köyünde kain dava dışı 101 ada 217 ve 114 ada 50 parsel sayılı taşınmazların sınırında bulunan dava konusu taşınmaz bölümlerinin, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını, söz konusu taşınmazların kadimden beri kendisi tarafından kullanıldığını, kaldı ki dava dışı 101 ada 217 ve 114 ada 50 parsel sayılı taşınmazların da murisinden kendisine kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmaz bölümlerinin adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiştir.

2. Dahili davalı Hazine temsilcisi tarafından davaya cevap verilmemiş; bilahare Hazine temsilcisi duruşmalardaki beyanında, dava konusu taşınmaz bölümlerinin yol vasfında olup, özel mükiyete konu olamayacağını, bu nedenle taşınmazların zilyetlikle de iktisap edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Oltu Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.05.2015 tarihli ve 2014/2170 Esas, 2015/844 Karar sayılı kararıyla; davanın, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazların, dosya arasında bulunan teknik bilirkişi raporunda (A) ve (H) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri olduğu, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ve dosya arasına aldırılan bilirkişi raporlarından, dava konusu taşınmaz bölümlerinde davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı, taşınmazların yapısının da buna müsait olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.02.2019 tarihli ve 2019/531 Esas, 2019/1185 Karar sayılı kararıyla; “Davanın, 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olduğu, 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/3. maddesi uyarınca, bu nitelikteki davalarda Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine husumet yöneltilmesinin zorunlu olduğu, yasal hasım konumundaki tüzel kişiler davaya dahil edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulmasının mümkün olmadığı, somut olayda davanın, ... aleyhine açıldığı ve yargılama sırasında Hazinenin davaya dahil edildiği ancak karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi gereğince, dava konusu taşınmaz bölümlerinin bulunduğu ... Büyükşehir Belediyesinin sınırları, il mülki sınırları olarak belirlendiğinden, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davada taraf olması gerektiği halde, Mahkemece bu husus göz ardı edilerek, usulünce taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm verilmesi cihetine gidildiği belirtilerek, Mahkemece ... Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil etmesi için, davacı tarafa süre ve imkan tanınması, taraf teşkilinin sağlanması halinde, dahili davalılardan davaya ilişkin savunmaları ve delillerinin sorulması, tescil davalarında 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi, bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmek suretiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Oltu Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 02.06.2021 tarihli ve 2019/354 Esas, 2021/194 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca taraf teşkilinin sağlandığı, yasal ilanların yapıldığı, mahallinde yeniden keşif yapıldığı, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile dosya arasına aldırılan bilirkişi raporlarından, dava konusu taşınmaz bölümlerinin fiziki yapısı ve eğimi sebebiyle imar-ihya edilmediği, taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dışı 101 ada 217 ve 114 ada 50 parsel sayılı taşınmazların murisinden kendisine kaldığını, bu taşınmazların sınırında bulunan dava konusu taşınmaz bölümlerinin de kendisine ait olduğunu, taşınmazlarda kendisinden başka kimsenin hakkının ve zilyetliğinin bulunmadığını, yine dava konusu taşınmaz bölümlerinde zilyetlikle iktisap koşullarının lehine oluştuğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; ... Medeni Kanunu’nun 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

a) 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

b) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

c) 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1. 2008 yılında ... ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz bölümleri yol olarak haritasında gösterilmiştir.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden davacının adli yardım talebi Mahkemece kabul edilmiş olup harç yatırmadığından, aşağıda yazılı 292,10 TL temyiz başvuru harcı ile 179,90 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.