"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde, ... Mahallesinden olduğunu, eşinin işi gereği ... il merkezinde ikamet ettiğini, ... Mahallesine komşu ... Mahallesinde 2009 yılında arazi kadastro çalışmaları yapıldığını, davaya konu 138 ada 7 parsel sayılı taşınmazın her nasılsa Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, davaya konu taşınmazın annesi ...'in 2005 yılında ölümüne müteakip mirasçıları arasında yapılan harici taksim neticesinde zilliyetliğine geçtiğini, bu tarihten beri kendisinin zilyet ve tasarrufunda olduğunu, taşınmazın ayrı köy hudutlarında kaldığını, taşınmaz dedesi ... zilyetliğinde 40-50 sene kaldıktan sonra onun ölümü ile annesi ...'e, annenin vefatıyla kendi tasarrufuna geçtiğini, dört tarafının sahipli araziler ile çevrili tarım arazisi olduğunu ileri sürerek Hazine adına olan tapunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi; 20 yıllık zilyetlik koşulları oluşmadığından kadastro tespiti sırasında taşınmazın Hazine adına tespit gördüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.11.2019 tarihli ve 2018/73 E., 2019/258 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 12.08.2010 tarihinde kesinleştiği, davacı açısından bu tarihten geriye doğru 20 yıllık zilyetlik koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın dedesinden annesine, annesinden de kendisine kaldığının mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile doğrulandığını, Mahkeme gerekçesinin mahalli bilirkişi beyanları ile örtüşmediğini, mahalli bilirkişi beyanlarının da birbiri ile uyuşmadığını, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davacı yararına kesintisiz ve çekişmesiz eklemeli zilyetliğin tespit gününe kadar 20 yılı bulduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle 138 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle; TMK'nın 713. maddesine göre davacının zilyetlik koşullarını ispat etmesi gerektiğini, taşınmazda hangi tarihte imar-ihyaya başlandığı ve tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususlarının araştırılmadığını, ayrıntılı bilirkişi raporu alınarak karar verilmesi gerekirken taşınmazın niteliği, zilyetlikle kazanmaya elverişli olup olmadığı hususlarının da değerlendirilmediğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." hükümleri düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.05.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.