"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
DAVA TARİHİ : 06.07.2015
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/406 E., 2020/52 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 144 ada 3 parsel sayılı taşınmazın eklemeli zilyetlikle birlikte 30 yıldır davacı tarafından özel harman yeri olarak kullanıldığını, kadastro çalışmaları sırasında harman yeri niteliği ile kamu orta malı olarak kendi özel siciline tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın mevcut tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin doğru olduğunu, taşınmaz üzerinde herhangi bir ... veya ekim dikimi gösterir bir faaliyet bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.10.2018 tarihli ve 2015/260 E., 2018/490 K. sayılı kararı ile mahalli bilirkişiler, kadastro tespit bilirkişisi beyanları ve bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmazın tarımsal anlamda işlenmediği, özel harman yeri olarak kullanıldığı, davacının zilyetliğinin 20 yıldan fazla sürdüğünün anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların davacının akrabası olduğunu, dava konusu taşınmazın köyün ortak kullanımında olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 07.05.2019 tarihli ve 2019/23 E., 2019/495 K. sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın kamu orta malı vasfında olması nedeniyle davanın yasal hasım olan ... Belediye Başkanlığı ve ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği, taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak en yakın komşu köyden temin edilecek mahalli bilirkişi ve tutanak bilirkişisi ve tanıklardan taşınmaz üzerindeki zilyetlik ve imar ihyaya ilişkin bilgi alınması ve davacının eklemeli zilyetlik iddiasına dayanmış olması nedeniyle babası ve kendisi yönünden senetsizden elde ettiği taşınmaz bilgisinin edinilmesi gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı, mahalli bilirkişiler, kadastro tespit bilirkişisi beyanları ve bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmazın tarımsal anlamda işlenmediği, özel harman yeri olarak kullanıldığı, davacının zilyetliğinin 20 yıldan fazla sürdüğünün anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
E. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili, ... Büyükşehir Belediyesi vekili ve ... Belediyesi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
F. İstinaf Sebepleri
1.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; 5393 sayılı Kanun'un 79. maddesinde belediye sınırları içinde kalan harman yerinin belediyenin tasarrufunda olduğunu, İlk Derece Mahkemesince bu yönde bir araştırmanın yapılmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının tanık ve mahalli bilirkişi beyanları dışında herhangi bir delili olmadığını, dava konusu taşınmaz üzerinde davacının zilyet olduğunun ispat edilmediğini, taşınmazın zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
G. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dava konusu 144 ada 3 parsel numaralı taşınmazın köy yerleşim alanı içinde bulunduğu, taşınmazın köyün ortak kullanım alanlarından olmayıp davacıya ait özel harman yeri olduğu, bu hususun dinlenen tespit bilirkişileri, mahalli bilirkişiler, komşu köy mahalli bilirkişileri ve tanıklar tarafından da doğrulandığı, dolayısıyla 144 ada 3 parsel numaralı taşınmaz yönünden kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz iktisabına ilişkin yasal koşulların oluştuğu, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri yönünden verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili, ... Büyükşehir Belediyesi vekili ve ... Belediyesi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; 5393 sayılı Kanun'un 79. maddesinde belediye sınırları içinde kalan harman yerinin belediyenin tasarrufunda olduğunu, İlk Derece Mahkemesince bu yönde bir araştırmanın yapılmadığını, davacının zilyetliğini ispatlayamadığını, dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığının araştırılmadığını, taşınmazın kadastro çalışmaları ile Hazine adına tespit gördüğünü, davanın kayıt malikine karşı açılması gerektiğini, kendileri yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini ve aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu olmadığını belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilinden önce gerekli tüm ilanların yapıldığını, herhangi bir itirazın söz konusu olmadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu olmadığını, dava konusu taşınmaz üzerinde davacının zilyet olduğunun ispat edilmediğini, bilirkişi raporu, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin özellikle irdelenmesi gerektiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.... Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”,
2.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” düzenlemeleri mevcuttur.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Aşağıda yazılı 1.890,29 TL bakiye onama harcının temyiz eden diğer davalılardan ayrı ayrı alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.