"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
. DAVA
Davacı, ... İlçesi, ... Mahallesinde bulunan 1371 ada 7 ve 1365 ada 9 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında adına tespit edilmiş ise de, anılan taşınmazların öncesinde tek parça taşınmaz olduğunu, eşinden kendisine intikal ettiğini, kadastro tespiti sırasında davalıların yol olduğunu söyleyerek aradan yol geçirerek taşınmazı ikiye böldüklerini, taşınmazında ... beri olan bir yol bulunmadığını, davalıların taşınmazlarına geçmek için kendi (davacının) taşınmazından yol geçirdiğini, tespitin iptali gerektiğini ileri sürerek, dava konusu yolun ve tespitin iptaline karar verilmesini istemiş, tescil isteği ile eldeki davayı açmıştır.
II. CEVAP
1. Davalı ..., davanın husumet yönünden ve esastan reddini savunmuştur.
2. Davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... Kadastro Mahkemesinin 13/11/2009 tarihli ve 2009/74 Esas, 2009/366 Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 05/03/2014 tarihli ve 2010/232 Esas, 2014/235 Karar sayılı kararıyla, dava konusu yapılan yerin tespit dışı bırakılan yerlerden olup tapu kaydının bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... ve ... yönünden pasif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine; haritasında yol olarak tespit dışı bırakılan yerin kadastro tespitinden önce 20 yılı aşkın süreyle kesintisiz ve aralıksız davacının zilyetliğinde olduğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporunda kırmızı renk ile gösterilen kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.09.2015 tarihli ve 2014/20701 Esas, 2015/10345 Karar sayılı kararıyla; ''... Dava, kadastro sırasında haritasında yol olarak gösterilen taşınmaza ilişkin olup tescil davasıdır. Tescil davalarında Hazine yanında ilgili kamu tüzel kişiliği, belediye sınırları içerisinde ise İlçe Belediye Başkanlığının davalı taraf olması gerekir. Dava dilekçesinde ve dosya içerisindeki bir kısım evraklarda ... İlçesi ... Mahallesinden bahsetmekte olup, mahalle muhtarlıklarının tüzel kişiliği bulunmadığı nazara alınmadan ve ... Belediyesi ve Hazine davaya dahil edilmeden hüküm kurulması isabetsiz olup, karar tarihinden sonra 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiştir. O halde; mahkemece, öncelikle ... İlçe Belediyesi ve Hazine yanında ... Büyükşehir Belediyesini davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, taraf teşkili sağlandıktan sonra, tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanmalı, davacının dayandığı tapu kaydı, tesisinden itibaren bütün tedavülleri ve varsa haritası ile birlikte getirtilmeli, bundan sonra taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, taraf tanıklarının tümü hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında komşu tüm parseller de dikkate alınmak suretiyle, 3402 sayılı Yasa'nın 20. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde yerel bilirkişi aracılığı ile yöntemince uygulanmalı, fen bilirkişisine keşfi izlemeye elverişli harita düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA" şeklinde karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 14.01.2019 tarihli ve 2016/36 Esas, 2019/83 Karar sayılı kararıyla, dava konusu yapılan yerin tespit dışı bırakılan yerlerden olup tapu kaydının bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... ve ... yönünden pasif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine; taraf teşkilinin sağlandığı, kadastro tespitleri esnasında yol olarak bırakılan ve Fen Bilirkişi raporuna ekli krokisinde kırmızı renk ile gösterilen kısmın fiili duruma aykırı olarak tespit dışı bırakıldığı, esasında tek olan taşınmazın, içerisinden yol geçirilmek suretiyle iki ayrı parsel şeklinde tespit gördüğü, bunun fiili duruma ve zilyetliğe uymadığı, davacının kendi taşınmazlarını kullanması için belli belirsiz bir patika yolun taşınmaz içerisinde mevcut olduğu ve fakat taşınmazlara ait çap kaydında gözüken yolun niteliği ve güzergahı ile fiili yolun nitelik ve güzergahının birbiriyle örtüşmediği, haritasında yol olarak tespit dışı bırakılan yerin kadastro tespitinden önce 20 yılı aşkın süreyle kesintisiz ve aralıksız davacının zilyetliğinde olduğu gerekçesiyle Fen Bilirkişi raporuna ekli krokisinde kırmızı renk ile gösterilen kısmın davacının parsellerine eklenmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili - katılma yolu ile- temyiz dilekçesinde özetle; dava kabul edildiği halde davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek kararın bozulmasına veya düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın paftasında yol olarak ayrılmış, devletin hüküm ve tasarrufu altında olması gereken yerlerden olduğunu, özel mülke konu olamayacağını, bozmadaki hususların gözetilmediğini, çaplı krokinin, hava fotoğraflarının incelenmediğini, yerel gazete ilanlarının da yapılmadığını, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın davalı ... bakımından husumet yönünden reddi gerektiğini, davalının taraf sıfatı bulunmadığını, dava konusu yolun davalının yetki ve sorumluluk alanında bulunmadığını, aksi durumda ise davalı aleyhine yasal hasım gösterildiğinden yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmemesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
“Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.
...
Davanın konusu, mahkemece bir gazete ve bir internet haber sitesinde ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân olunur.
Son ilândan başlayarak üç ay içinde yukarıdaki koşulların gerçekleşmediğini ileri sürerek itiraz eden bulunmaz ya da itiraz yerinde görülmez ve davacının iddiası ispatlanmış olursa, hâkim tescile karar verir. Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur.
...
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1 maddesi şöyledir: “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3. Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi şöyledir: "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.
İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz."
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı tarafından ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak tescil istemiyle dava açılmış, Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde haritasında yol olarak tespit dışı bırakılan yerin kadastro tespitinden önce 20 yılı aşkın süreyle kesintisiz ve aralıksız davacının zilyetliğinde olduğu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hüküm kurmak için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Şöyle ki; teknik bilirkişilerden rapor alınmış ise de; uyuşmazlığın çözümünde hava ve uydu fotoğraflarından yararlanılmamış, TMK'nın 713. maddesi uyarınca yapılması gereken zorunlu ilanlar yaptırılmamış, davacı adına dava konusu taşınmazın bulunduğu çalışma alanında kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı da araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamayacağı açıktır.
2. Hal böyle olunca; öncelikle, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin hava fotoğrafları ile yüksek çözünürlüklü uydu fotoğraflarının getirtilerek dosya arasına alınması, hava ve uydu fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye inceleme yaptırılmak suretiyle, dava konusu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, taşınmaz üzerinde zilyetliğin ne zaman başladığının, taşınmazın yol niteliğinde olup olmadığının belirlenmeye çalışılması, TMK'nın 713/4-5. maddeleri gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, davacı adına, dava konusu taşınmazın bulunduğu çalışma alanında kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığının Adliye Yazı İşleri Müdürlüğü, Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden (senetsiz defteri) sorularak varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının kesinleşip kesinleşmediklerini gösterir şekilde onaylı örneklerinin getirtilmesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki 40/100 dönüm norm sınırının da göz önünde bulundurulması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece bahsedilen hususlar göz ardı edilmek suretiyle, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmektedir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı tarafın yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.