"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin karar süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
DAVA
Davacı ..., Akyazı İlçesi Orta Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda tespit harici bırakılan 700 metrekarelik taşınmazı ... ... adlı şahıstan satın aldığını, 1985 yılının öncesinden bu yana taşınmazın çekişmesiz ve aralıksız olarak kullanıldığını ileri sürerek eklemeli zilyetlik ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescilini istemiştir.
CEVAP
Davalı Hazine, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlardan olduğunu, niteliği gereği kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinilmesi mümkün olan yerlerden olmadığını, dava konusu taşınmazın evveliyatının dere yatağı olduğunu, 1996-1997 yıllarında toprak dökülerek arsa haline getirildiğini, davacının 2010-2011 yıllarında kullanmaya başladığını, yasada aranan 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığını belirterek davanın süre ve esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dahili davalı ... vekili, davada taraf sıfatlarının bulunmadığını belirterek haklarında açılan davanın husumetten reddini savunmuştur.
MAHKEME KARARI
Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.06.2014 tarihli 2012/641 Esas ve 2014/480 Karar sayılı kararıyla; dava konusu edilen taşınmaz bölümünün olağanüstü zamanaşımı ile kazanımın mümkün olan yerlerden olduğu ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne 09.10.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda gösterilen 574.63 metrekarelik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline dair verilen karar, davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 28.09.2015 tarih 2014/ 18253 E. 2015/ 10811 K.sayılı kararı ile “ davanın TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. Maddelerine dayalı tescil davası olduğunu, TMK’nın 713/3. Maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazineye ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmesi ve karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun’un 1.maddesi gereğince davalı Hazinenin yanında ... ile Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilmesi için davacı tarafa süre verilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp soncuna göre karar verilmesi gerektiği “ belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.05.2016 tarihli 2016/20 Esas ve 2016/408 Karar sayılı kararıyla; yasalarda aranan olumlu ve olumsuz zilyetlikle iktisap koşullarının davacı yararına oluştuğu kabul edilerek davanın kabulüne 09.10.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda gösterilen 574.63 metrekarelik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Bozma ilamına uyulduğu halde, mahkemece bozma ilamına aykırı karar verildiğini, dava konusu yerin neden tescil harici bırakıldığının araştırılmadığını, hükümde taşınmazın hangi nitelikte tescil yapılacağının belirtilmediğini, ziraat bilirkişi raporunun davacının aleyhine olduğunu, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, zamanaşımı ile kazanılabilecek yerlerden olmadığını, davacının davasının reddine karar verilmesi ile MK’nın 713/6. Maddesi uyarınca Hazine adına tescilini ve resen belirlenecek nedenlerle kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TMK’ nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Hemen belirtmek gerekir ki ; TMK’nun 713/1 maddesinde “ Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak 20 yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.3402 sayılı KK’nun 14. Maddesinde; “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan( 40 ve 100 dönüm dâhil ) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az 20 yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” ve 3402 sayılı KK’nun 17.maddesinde;” Orman sayılmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Ne var ki Mahkemece, dava konusu bölüm üzerinde, davacı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki taşınmazın hangi tarihte ve ne sebeple tescil harici bırakıldığı, taşınmazın öncesinin imar-ihyaya tabi bir taşınmaz olup olmadığı açıkça belirlenmemiş, imar-ihyaya tabi bir taşınmaz olması halinde ise emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilip getirilmediği ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçip geçmediği ayrıca denetlenmemiştir. Taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmamış, ayrıca davacı adına usulüne uygun belgesiz araştırması yapılmamıştır. Öte yandan bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde mahkemece uzman bilirkişilere hava fotoğrafı incelemesi yaptırılmamış, davalı Hazine savunmasında çekişmeli bölümün öncesinde dere yatağı olduğu ve toprak ile doldurulup kullanılmaya başlandığını savunmuş olmasına rağmen keşfe jeolog bilirkişisi alınmadığı gibi bu husus keşifte mahalli bilirkişiler ile tanıklara da sorulmamıştır.
Taşınmazın imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ve üzerinde ekonomik amacına uygun olarak sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı hususlarında somut verilere dayalı açıklama içermeyen yetersiz tek kişilik ziraatçı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın hangi tarihte ve niçin tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden sorularak tespit edilmeli, dava konusu edilen kısmın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılıp saptanmalı, taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadı kalıyor ise imar planının onaylanma ve kesinleşme tarihleri araştırılarak buna ilişkin belgeler ile imar planı örneği getirtilip dosyaya konulmalı, çekişmeli taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli orto foto ve uydu fotoğrafları ile memleket haritaları ilgili yerlerden getirtilmeli, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bulunduğu köyü/ mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmaz imar planı kapsamında kalıyorsa, imar planı onay tarihinden, değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin tamamının kadastro tutanakları ve varsa dayanakları ile davalı iseler dava dosyaları temin edilmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, jeolog bilirkişi, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılmalı;
Yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, öncesinin dere yatağı olup olmadığı, toprak ile doldurulup doldurulmadığı, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, üzerinde sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı ve mevcut ise zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli ve yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu taşınmazların tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli;
Jeolog bilirkişiden çekişmeli taşınmaz bölümün önceden aktif dere ya da dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı;
Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın eğimini, niteliğini, toprak yapısını, üzerindeki bitki örtüsünü, mevcut ise ağaçların cinsini, adedini ve yaşını, taşınmazın imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını, taşınmaz üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmaz üzerinde yer alan bina yapılmadan evvel taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı, önceki ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler mahiyette, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın her yönünden çekilmiş ve sınırları kabaca işaretlenmiş renkli fotoğraflarını içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;
Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı;
Fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan veren rapor ve kroki düzenlettirilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı;
Bundan sonra 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden önce, imar planı kapsamı dışındaysa dava tarihe kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.