"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Yerel Mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, asıl davada davalı vekili ile birleştirilen davada davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29/03/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asıl davada davalı ... vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden birleştirilen davada davalılar ... v.d. vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacılar/birleştirilen davada davalılar, mirasbırakanları ...’ın 1984 ada 6, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlarını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğluna devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu-iptal ve tescile karar verilmesini istemişler; birleştirilen davada ise mirasbırakan tarafından davacıya da yapılan temliklerin olduğunu, muvazaanın bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
II. CEVAP
Asıl davada davalı/birleştirilen davada davacı, akdin ivazlı olduğunu, bakım borcunu yerine getirdiğini, temliklerin muvazaalı olmadığını, mirasbırakan tarafından davacılara da taşınmazlar verildiğini belirterek asıl davanın reddini savunmuş; birleştirilen davasında ise mirasbırakan babasının 474 ada 331 parsel sayılı taşınmazdaki 4 no.lu bağımsız bölümü davalı kızı ...’e, aynı yerdeki 5 no.lu bağımsız bölümü davalı oğlu ...’e, aynı yerdeki 6 no.lu bağımsız bölümü davalı kızı ...’a, aynı yerdeki 1 no.lu bağımsız bölüm ile 237 ada 6 parsel sayılı taşınmazını ise davalı oğlu Bahattin'e devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/10/2013 tarihli ve 2011/196 E. 2013/568 K. sayılı kararı ile; çekişmeye konu taşınmazların davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Birinci Bozma Kararı
Dairenin 03/11/2015 tarihli ve 2014/4048 E., 2015/12535 K. sayılı kararıyla; "...Somut olaya gelince; davalının, mirasbırakanın davacı çocuklarına da taşınmazlar verdiğini savunduğu, Fethiye 1. Sulh Mahkemesi'nin 2009/760 Esas, 2010/612 Karar sayılı davasının yargılaması sırasında mirasbırakanın; davacı çocuklarına 2'şer adet daire ve para verdiğini beyan ettiği, davacıların da aynı oturumda kendilerine birer daire verildiğini kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Ne var ki; Mahkemece, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır-taşınmaz mallar ve haklar araştırılıp, buna ilişkin tapu kayıtları ile dayanak resmi akitler getirtilip her bir mirasçıya nakledilen mal ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınarak, murisin yukarıda değinilen anlamda hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde bir paylaştırma yapıp yapmadığı, diğer bir söyleyişle paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmuş değildir. Öte yandan; davalıya bakım karşılığı devredilen dava konusu taşınmazların miras bırakanın tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı konusunda da bir araştırma ve değerlendirme yapılmış değildir. Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, dava konusu taşınmazların mirasbırakanın tüm mamelekine oranı belirlenerek makul karşılanacak bir ölçüde kalıp kalmadığının, miras bırakanın sağlığında mirasçıları arasında hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde bir paylaştırma yapıp yapmadığının belirlenmesi, bu yönde tüm taraf delillerinin toplanması, her bir mirasçıya nakledilen mal ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişilerden rapor alınarak murisin gerçek iradesinin saptanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 19/03/2019 tarihli ve 2016/231 E. 2019/77 K. sayılı kararıyla; iddianın ispatlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 10/02/2021 tarihli ve 2020/3829 E., 2021/736 K. sayılı kararıyla; “...Dosya içeriği ve toplanan delillerden, asıl davanın 10.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açıldığı, yargılama sırasında yapılan keşif sonucunda dava konusu taşınmazların dava tarihindeki toplam değerinin 4.252.269,55 TL olduğunun keşfen saptandığı, davacılar ..., ..., ... ve ... için (4/5 miras payı karşılığı) 3.401.815,64-TL olduğu, karşı davaya konu taşınmazların dava tarihi itibariyle keşfen saptanan toplam değerinin ise 2.433.609,09 TL olduğu, davalı-karşı davacı ...’ın 1/5 miras payı değerinin ise 486.721.82 TL olduğu, keşfen belirlenen değerler üzerinden Mahkemece asıl ve karşı dava yönünden harç tamamlattırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır...Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazların keşfen saptanan dava tarihindeki değeri üzerinden asıl dava ve karşı davada davacı/davacıların miras paylarına isabet eden değerler üzerinden Harçlar Kanunu’nun 30. ve 32. maddeleri uyarınca harcın tamamlattırılması, harç tamamlandığı takdirde davaya devam edilerek işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin 30/06/2021 tarihli ve 2021/257 E., 2021/351 K. sayılı kararıyla; asıl dava yönünden, ölünceye kadar bakma akdiyle asıl davada davalıya devredilen taşınmazların değerleri gözetildiğinde mirasbırakanın mirasçıları arasında hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde bir paylaştırma yapmadığı; birleştirilen dava yönünden ise, dava konusu taşınmazların resmi akitteki bedeli ile rayiç değeri arasında fark bulunduğu, mirasbırakanın satış iradesiyle hareket etmediği, paylaştırma amacının da bulunmadığı gerekçeleriyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı vekili ve birleştirilen davada davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Asıl davada davalı vekili, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğunu, asıl davanın ise reddedilmesi gerektiğini, asıl davada dava konusu taşınmazların ölünceye kadar bakma akdi ile kendisine devredildiğini, davalının ölünceye kadar mirasbırakan babasına baktığını ve akdin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacıların temlikin muvazaalı ve mal kaçırma kastıyla yapıldığını ispatlayamadıklarını, mirasbırakanın sağlığında davacılara da taşınmazlar verdiğini, ayrıca geride kalan başkaca birçok taşınmazının da bulunduğunu, murisin ölümüyle mirasçılarına intikal ettiğini, mirasbırakanın sağlığında vasi tayin edilmesi için açılan davada dosyasındaki mirasbırakanın beyanı ile davalılara yapılan temliklerin bedelsiz olduğunun sabit olduğunu belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
Birleştirilen davada davalılar vekili, asıl davalarının kabülüne karar verilmesinin doğru olduğunu, ancak birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiğini, mirasbırakanın kastının açık bir şekilde belirlenmesi gerektiğini, davacının iddiasını ispatlayamadığını, temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
9.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmü düzenlenmiştir.
9.3. Değerlendirme
9.3.1. Hemen belirtmek gerekir ki, dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./5.) nolu paragrafında yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Asıl davada davalı vekilinin ve birleştirilen davada davalılar vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
9.3.2. Ne var ki, asıl ve birleştirilen davada, davacıların miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilip, kalan payın davalı üzerinde bırakılması ile yetinilmesi gerekirken, taşınmazların tamamının tapu kaydının iptali ile davalılar adına da tescil hükmü kurulması doğru değil ise de; değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; asıl davada davalı vekilinin ve birleştirilen davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile;
1- Hükmün 1. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 1. bent olarak “Asıl davada dava konusu Muğla ili, Fethiye ilçesi, Kesikkapı Mahallesi, 1984 ada 6, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına olan tapu kayıtlarının mirasbırakana ait Fethiye 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.02.2011 tarihli ve 2011/168 Esas, 2011/154 Karar sayılı veraset ilamındaki davacıların miras payı oranında iptali ile aynı oranda davacılar adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin,
2- Hükmün 8. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 8. bent olarak “Birleştirilen davada dava konusu Muğla ili, Fethiye ilçesi, Kesikkapı Mahallesi, 237 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ve 474 ada 331 parseldeki A blok 1 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kayıtlarının mirasbırakana ait Fethiye 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.02.2011 tarihli ve 2011/168 Esas, 2011/154 Karar sayılı veraset ilamındaki davacı ...’ın miras payı oranında iptali ile aynı oranda davacı adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin,
3- Hükmün 9. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 9. bent olarak “Birleştirilen davada dava konusu Muğla ili, Fethiye İlçesi, Kesikkapı Mahallesi, 474 ada 331 parseldeki A blok 4 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının mirasbırakana ait Fethiye1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.02.2011 tarihli ve 2011/168 Esas, 2011/154 Karar sayılı veraset ilamındaki davacı ...’ın miras payı oranında iptali ile aynı oranda davacı adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin,
4- Hükmün 10. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 10. bent olarak “Birleştirilen davada dava konusu Muğla ili, Fethiye ilçesi, Kesikkapı Mahallesi, 474 ada 331 parseldeki A blok 5 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının mirasbırakana ait Fethiye 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.02.2011 tarihli ve 2011/168 Esas, 2011/154 Karar sayılı veraset ilamındaki davacı ...’ın miras payı oranında iptali ile aynı oranda davacı adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin,
5- Hükmün 11. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 11. bent olarak “Birleştirilen davada dava konusu Muğla ili, Fethiye ilçesi, Kesikkapı Mahallesi, 474 ada 331 parseldeki A blok 6 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına olan tapu kaydının mirasbırakana ait Fethiye 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.02.2011 tarihli ve 2011/168 Esas, 2011/154 Karar sayılı veraset ilamındaki davacı ...’ın miras payı oranında iptali ile aynı oranda davacı adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın istek halinde temyiz edenlere geri verilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekilleri için 3.815.00 TL duruşma vekalet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.