Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8624 E. 2022/2573 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 29/03/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, kök mirasbırakanları ...'nun akit tablosunda 1, 2, 6 ve 8 no ile belirtilen (daha sonra 1478 ada 72, 73, 77, 79 parsel sayılı) taşınmazlarını kızı olan ...'a satış göstermek suretiyle devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, ...'un taşınmazları alım gücü bulunmadığını, davalının ise vefat eden ...'un tek yasal mirasçısı olduğunu ileri sürerek, anılan parsellerin ifrazı sonucu oluşan dava konusu 1478 ada 149, 150, 151 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında davacılardan Mehmet Ünsal'ın ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakan ...'nin taşınmazını ...'a sattığını, davacıların mirasbırakanı tarafından temlikin hukuka aykırı olduğuna ilişkin dava açılmadığını, davacıların da dava açma hakları bulunmadığını, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, mirasbırakanı ...'un kök mirasbırakan ... ile birlikte yaşadığını, ...'nin tüm ihtiyaçları ile ilgilendiğini, ...'un taşınmazı satın alma gücü bulunduğunu, kaldı ki malın bedelinin yani semenin mutlaka para olması şart olmayıp, belirli bir hizmet veya emek de olabileceğini, temlikin mal kaçırma amaçlı olmadığını, mirasbırakanın bakımının üstlenilmesi sonucu semenin ödendiğinin kabul edilmesi, temlikin paylaştırma olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25/09/2018 tarihli ve 2016/96 E. 2018/943 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların davalı veya davalının mirasbırakanları Köksal veya ... adına kayıtlı bulunmadığı, taşınmazların adına kayıtlı olan kişilere davanın yönlendirilmeyip, kötüniyet iddiasında bulunulmadığı, bu yönde delil getirilmediği, davalıya yönelik bedel talebinde de bulunulmadığı gerekçesiyle muris muvazaasına dayalı iptal ve tescil talebinin reddine, tenkis talebi yönünden davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle tenkis talebinin de reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 02/04/2019 tarihli ve 2019/276 E. 2019/345 K. sayılı kararıyla; Mahkemenin kabulünün aksine mirasbırakandan intikal eden ve ifraz sonucu parsel numaraları değişen taşınmazlar bulunduğu, dava konusu bu taşınmazların ayrı ayrı dava tarihi itibariyle değerinin belirlenmesi için taşınmaz başında keşif yapılarak belirlenen değer üzerinden harç tamamlattırılmak suretiyle davaya devam edilmesi, mirasbırakandan davalı ve davacılara intikal eden hisselerin tespiti, tapu kayıtları, kadastro tutanakları, resmi akit tabloları, iştiraya ilişkin senedin kütük örneklerinin celbi ile muvazaa ve paylaştırma iddiaları incelenip, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca, davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak davanın yeniden yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 15/10/2020 tarihli ve 2019/86 E. 2020/456 K. sayılı kararıyla; kök mirasbırakan ... ile kızı ...'un aynı evde beraber yaşadıkları, mirasbırakanın malvarlığının tamamını ...'a devretmediği, adına kayıtlı taşınmazlar olduğu, ...'un maddi durumunun iyi olmadığı ancak tapuda işlemin satış şeklinde yapılmasına rağmen, her zaman semenin para olması gerekmediği, satışın karşılığının belirli bir hizmet veya emek de olabileceği, temlikin bedelsiz yapılmasının tek başına mirasçılardan mal kaçırma iradesini ortaya koymayacağı, mirasbırakanın temlikteki gerçek iradesinin önem arz ettiği, mirasbırakanın mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla, muvazaalı olarak mirasçısı ...'a dava konusu taşınmazlardaki paylarını devrettiği hususunun duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıkça ispatlandığının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davacıların tapu iptal ve tescil taleplerinin reddine; mirasbırakan ...'nin 19/09/1975 tarihinde öldüğü, ölüm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 743 sayılı Kanun'un 513. maddesinde öngörülen beş yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibari ile dolduğu, tenkis talebinin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle tenkis talebi yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.

4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

5. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; haksız, mesnetsiz ve hakkaniyete aykırı olarak davanın reddine karar verildiğini, kabul edilmesi gerektiğini, davacılardan mal kaçırmak maksadıyla muvazaalı işlem yapıldığını, mirasbırakanın bakıma ihtiyaç duymadığını, davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanları tekrarla istinaf incelemesinin duruşmalı yapılarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

6. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 12/07/2021 tarihli ve 2021/516 E. 2021/1019 K. sayılı kararıyla; Mülga 743 sayılı Kanun'un 513. maddesinde, tenkis davasının, mirasçıların mahfuz hisselerine tecavüz edildiğini öğrendikleri günden itibaren bir sene ve her halde vasiyetnameler hakkında açıldıkları tarihten, diğer tasarruflar hakkında mirasın açılmasından itibaren beş sene geçmesiyle sakıt olacağı kuralının getirildiği, dinlenen davacı tanıklarının mirasbırakanın diğer çocukları ile arasında mal kaçırmasını gerektirir bir problemi olduğu şeklinde beyanda bulunmadıkları, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerektiği, bu kapsamda HMK'nın 190. madde ve TMK'nın 6. maddesi gereğince herkesin iddiasını ispatla mükellef olduğu, davacıların iddialarını HMK’nın 190. ve TMK’nın 6. maddeleri uyarınca kanıtlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf incelemesinin duruşmalı yapılması talep edilmesine rağmen, duruşma talebi hakkında hiçbir karar verilmeden dosya üzerinden inceleme yapılarak, savunma hakkının kısıtladığını, istinaf incelemesi neticesinde oluşturulan gerekçe ile Yerel Mahkeme tarafından oluşturulan gerekçelerin farklı olduğunu, dava konusu temlik yapılan döneme bizzat tanıklık yapacak yaş olarak büyük bir tanık bulmanın mümkün olmadığını, ayrıca bu durumun temlikin muvazaalı oduğunun kanıtlanmasına doğrudan etkisi olmadığını, tanıkların, beyanda bulundukları konuları bilebilecek yaşta olduğunu, beyanda bulundukları hususların, herkes tarafından bilinen ve spesifik olmayan konulara ilişkin olduğunu, temlikin muvazaalı olduğunun kanıtlanamadığı tespitinin gerekçesiz ve hatalı olduğunu, kök muris ...'nin, bakıma muhtaç olmayıp aynı evde sadece kızı ... ile değil diğer çocukları ... ve ... ile de birlikte yaşadığını, ...'un söz konusu satışın bedelini emek ve hizmet olarak ödemesinin söz konusu olmadığını, muvazaanın tespiti için satış bedelinin düşük gösterildiğine ilişkin kurumlar arası satış bedelinin sorulması gerektiğini, bu hususun sorulmasının talep edildiğini ancak Mahkemece yerine getirilmediğini, eksik inceleme yapıldığını, mirasbırakanın diğer çocuklarına herhangi bir taşınmaz temlik etmediğini, salt "mirasbırakanın diğer çocukları ile arasında mal kaçırmasını gerektirir bir probleminin olmaması"nın muvazaa olgusunu çürütemeyeceğini, mirasbırakanın dava konusu muvazaalı temliki yapmasında haklı ve makul bir nedeni bulunmadığını, davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğuna ilişkin itirazın incelenmediğini, davalı lehine nispi değil ancak maktu vekalet ücretine hükmedilebileceğini, istinaf dilekçesinde belirtilen bu itirazın da Bölge Adliye Mahkemesince inceleme konusu yapılmadığını, bu yönü ile de istinaf kararının bozulması gerektiğini, semenin para dışında bir ivaz olarak kabul edilebilmesi için normal bakımın ötesinde ihtimama ihtiyaç duyulan bir halin varlığının arandığını, mirasbırakanın başkaca malvarlığının olmasının işbu davaya konu taşınmazlar yönünden satışın muvazaalı gerçekleştiği gerçeğini değiştirmeyeceğini, dava konusu malvarlığının, mirasbırakanın terekesinin büyük bir bölümünü oluşturduğunu, tüm hususlar kül halinde değerlendirildiğinde muvazaanın kanıtlanmış olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararında, Yerel Mahkemenin gerekçesinin kopyala yapıştır yapılması, sonunda farklı bir gerekçe sunulması ve itirazların tam olarak incelenmemesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.3. Değerlendirme

3.3.1.Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının; kararın (IV./6.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıların diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

3.3.2. Hemen belirtilmelidir ki; harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince hükümde peşin alınan harç miktarının hatalı yazılması isabetsiz ise de; değinilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekir.

VI. SONUÇ:

1.Kararın (V/3.3.1.) no.lu bendinde açıklanan nedenlerle; davacıların yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine,

2.Kararın (V/3.3.2.) no.lu bendinde açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazının değinilen yönden kabulüne; Bölge Adliye Mahkemesi kararının İlk Derece Mahkemesince hatalı yazılan harç miktarı yönünden kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi hükmünün 2. bendinin hükümden çıkarılmasına ve yerine 2. bent olarak; ''2-Alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 17.059,50 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 17.005,10 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra ve istek halinde davacılara iadesine,'' cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.