Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8816 E. 2023/3167 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras bırakanın taşınmazı üzerindeki zilyetliğini terk etmesi üzerine davacı ve davalıların kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet iddiasında bulunmaları karşısında, mirasçının da terekeye dahil taşınmaz üzerindeki miras payını talep etmesi nedeniyle mirasçılık sıfatına dayanarak açılan tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke üzerinde ayrı ayrı belirlenmiş miras paylarının bulunmaması ve haklarının terekenin tamamını kapsaması, mirasçının terekeye göre üçüncü kişi konumunda olan davacı ve davalılara karşı miras payı oranında iptal ve tescil talebinde bulunamayacağı gözetilerek, asli müdahilin aktif dava ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Red

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacının davasının kabulüne, asli müdahilin davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın asli müdahil tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asli müdahil tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde ; 136 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin hatalı olduğunu, uzun yıllar öncesinde davacının amcasının dava konusu taşınmazı terkettiğini, bunun üzerine davalılardan ... ile davacının bu yeri işleyip fındık diktiklerini ve 35 yıldır birlikte kullandıklarını, ayrıca rızai taksim ile yeri ikiye böldüklerini, hatta meydana gelen heyelan nedeniyle devlet tarafından yapılan yardımı dahi davalıların haksız olarak aldıklarını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1/2 payının davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Asli müdahil ... müdahale dilekçesinde; dava konusu taşınmazın davacıların yanı sıra varis olarak müşterek mülkiyet şeklinde yıllardır kullanımlarında olduğunu, dava konusu kısımda varis olarak hakları bulunduğunu, dinlenilen bütün mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmazın babaları ...'e ait olduğunu söylediğini ileri sürerek davaya katılma isteminde bulunmuştur.

3.Müdahil davacı ... 12.11.2019 tarihli dilekçesi ile diğer mirasçıların payını istemediğini, miras payını istediğini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Dahili davalılar cevap dilekçelerinde; taşınmazın dedeleri ... Osman'ın malı iken babaları...'e, babalarının ölümü ile de kendilerine intikal etitğini, taşınmazı davacıların hiç kullanmadığını ve bu güne kadar ihtilaf olmadığını, taşınmazı amcaları ...'in kendi rızaları ile kullandığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.07.2018 tarihli 2015/289 Esas, 2018/730 Karar sayılı kararı ile çekişmeli 381 ada 21 parsel ile dava dışı 381 ada 22 parselin evveliyatında bir bütün olduğu, taşınmazların evveliyatında asli müdahil ...'nun muris babası ...'ya ait iken ...'nun kadastro çalışmalarından 30-40 yıl önce köy dışına taşınarak bu taşınmaz üzerindeki zilyetliğini terk ettiği, bu süreçte davacı ile ...'nun dava konusu taşınmazı 20 yılı aşkın bir süre nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyet olarak kullandıkları, davacının zilyetliğinin asli zilyetlik olduğu, bu nedenle dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davacıya ait olması gerekirken davacının hissesinin ketmedildiği, bu yönüyle yapılan kadastro tespitinin hatalı olduğu, bu hususun fen ve zirai bilirkişi raporları ve mahalli ve tespit bilirkişi beyanları ile de sabit olduğu,katılan davacının ise murisi olan ... ... dava konusu taşınmaz üzerinde malik sıfatıyla zilyetliğinin sona ermiş olması nedeni ile hak sahibi olmadığı gerekçesiyle katılan davacı ...’nun davasının reddine,davacının davasının kabulüne, çekişmeli 381 ada 21 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile, dava konusu bu taşınmaz 24 pay kabul edilerek 12/24 hissenin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan bakiye hisselerden 4/24 hissenin davalı ... adına, 4/24 hissenin davalı ... adına, 1/24 hissenin davalı ... adına, 1/24 hissenin davalı ... adına, 1/24 hissenin davalı ... adına, 1/24 hissenin de davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahil istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Kaldırma Kararı

... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 13.09.2019 tarihli ve 2019/1537 E. 2019/1354 K. sayılı kararıyla;"öncelikle tarafların ortak miras bırakanı olan ve 1913 yılında vefat eden ...'nın veraset esas olacak şekilde nüfus kayıtları getirtilmeli, katılan davacıdan talebi açıklattırılarak talebinin taşınmazın tüm ... mirasçıları adına ,bir başka deyişle ... terekesi adına tescil mi olduğu yoksa murisi ...'ten gelen kendi miras payının adına tescili istemine mi yönelik olduğu belirlenmeli ,katılan davacının tereke adına tescil istemesi halinde ... terekesine temsilci atanması veya tüm ... mirasçılarının davaya muvafakatleri sağlanmalı ,davacının kendi miras payının adına tescilini istemesi halinde katılan davacının aktif dava ehliyeti olup olmadığı ile özellikle davalıların ve davacının hükmü istinaf etmedikleri gözetilerek dava dosyası değerlendirilmeli , usuli işlemler tamamlandıktan ve dava şartı olan aktif dava ehliyetinin tamam olduğu anlaşıldığı takdirde mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları , fen bilirkişi ve taşınmazların değeri yönünden ziraat bilirkişi huzuruyla keşif yapılmalı, yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, taşınmazın en evvelinde tarafların ortak mirasbırakanı 1913 ölüm tarihli ...'ya ait olup olmadığı, ... mirasçıları arasında paylaşım yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise taşınmazın kimin payına isabet ettiği, taşınmazın kimden kime kaldığı, kimin ne zamandır kullandığı, kullanım süresi , özellikle taşınmaz öncesinde ...'e ait ise ...'in ne kadar zaman kullandığı, ...'in başka memlekete giderken taşınmazı davacı veya davalılara devir edip etmediği, ...'in başka memlekete giderken taşınmaz üzerinde ki zilyetliğini kendi iradesi ile terk mi ettiği yoksa kardeşlerinin çocukları olması nedeniyle davacı ve bir kısım davalıya sadece kullanmaları için devir ve terk iradesi olmaksızın sadece kullanım amacı ile verip vermediği, davacı ve bir kısım davalının taşınmaz üzerinde ki zilyetliğinin malik sıfatıyla asli zilyetlik mi yoksa amcaları ...'in malı olduğunu bilerek ve ... adına kullanıma yönelik feri nitelikte mi olduğu, yine katılan davacının babası ...'in davacı ve bir kısım davalıdan bugüne kadar kira v.s gibi bir ad ile kullanım bedeli alıp almadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı ,yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişiden keşfi izlemeye ve denetlemeye elverişli rapor alınmalı , ziraat bilirkişiden değer yönüyle rapor alınmalı , bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle asli müdahilin istinaf itirazlarının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1)-a/6. maddesi uyarınca kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.01.2020 tarihli 2019/603 Esas, 2020/13 Karar sayılı kararı ile müdahil davacının muris ...'in terekesine göre üçüncü kişi konumunda olan davacı ve davalılara yönelik talebinin terekeye iade biçiminde olmayıp miras payı oranında iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke üzerinde ayrı ayrı belirlenmiş miras paylarının bulunmadığı gibi mirasçıların haklarının terekenin tamamını kapsadığı bu nedenle de müdahil davacının terekeye göre üçünçü kişi konumunda olan davacı ve davalılara karşı dava ikame ederek miras payı oranında iptal ve tescil isteminde bulamayacağı, bu istemin dinlenebilme olanağının bulunmadığı, kaldı ki müdahil davacının dava konusu taşınmazı taksim, satış ve bağış yoluyla müstakilen kendine kaldığını da iddia etmediği anlaşılmakla başkaca bir araştırma yapmaya hacet kalmaksızın davacı ve davalının daha önce verilen kararı istinaf etmedikleri bu konuda usuli kazanılmış hak bulunduğu da gözetilerek asli müdahil davacının davasının reddine, mahkemenin önceki gerekçesiyle davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.

D. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahil istinaf başvurusunda bulunmuştur.

E. İstinaf Sebepleri

Asli müdahil istinaf dilekçesinde özetle; davaya müdahil olma talebinin reddinin usulsüz olduğunu, ...'nun evladı olduğunu ve bu nedenle doğal olarak hak sahibi olduğunu, babasının bu taşınmazı senelerce kullandığını, bunun da tanık anlatımlarıyla doğrulandığını, ayrıca taraf olarak kabul edilmediği davada avukatlık ücretinin kendisine yükletilmesinin anlamsız olduğunu, ayrıca Covid-19 sebebiyle Türkiye'ye giriş yapamadığını bu yüzden son beyanları alınmadan yokluğunda karar verildiğini ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

F. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 18.03.2021 tarihli ve 2020/1417 E. 2021/359 K. sayılı kararıyla; asli müdahilin kök muris ...'ten gelen miras payını talep etmesine, davacı ve davalıların ... terekesine göre üçüncü kişi durumunda olduğunun anlaşılmasına göre mahkemece asli müdahilin davasının aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından gerekçesiyle asli müdahilin istinaf başvurusunun HMK'nin 353/1-b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahil temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel mahkemeninin ... mirasçısı olduğunu kabul etmediğini, hakkı kadarını istediğini ileri sürerek ret kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı ... Medeni Kanununun;

640. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;

“Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler."

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda ... ili, ... ilçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 136 ada 21 parsel sayılı 2.471,52 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz fındık bahçesi ve tarla vasfıyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/3 er hisse ile... ve ... adlarına tespit ve tespite itiraz edilmeksizin 29.03.2010 tarihinde tescil edilmiştir. Bilahare değişim tablosu düzenlenerek taşınmaz 381 ada 21 parsel olarak kaydedilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asli müdahil tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asli müdahile yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.