Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8820 E. 2023/1332 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı iddia edilen taşınmaza ilişkin tapu iptal ve tescil davasının, davacının takip etmediğini beyan etmesi nedeniyle açılmamış sayılıp sayılmayacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, duruşmada hazır bulunup davayı takip etmediğini beyan etmesi ve dosyanın işlemden kaldırılmasını talep etmesine rağmen, mahkemenin davalı vekilinin yokluğunda karar verilmesi talebini kabul ederek yargılamaya devam etmesi ve davayı reddetmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve terkin davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda;davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mülkiyeti davalıya ait olan 1266 parsel sayılı taşınmazın 762,32 m2'lik kısmının kıyı kenar çizgisi kapsamında kalan yerlerden olduğunu, kıyıların özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın 762,32 m2'lik kısmına ilişkin tapu kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, Zonguldak İdare Mahkemesinin 2008/1347 Esas sayılı dosyası ile kıyı kenar çizgisinin iptali için dava açtıklarını, anılan dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, kıyı kenar çizgisi ile ... arasında geniş bir yaya yolu bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bartın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.02.2011 tarihli ve 2009/1121 E., 2011/82 K. sayılı kararıyla; davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.10.2014 tarihli ve 2014/788 Esas, 2014/17619 Karar sayılı kararıyla: “...işin esasının ve dava konusu taşınmazın 3621 sayılı Kıyı Kanunu hükümleri ve 28.11.1997 tarihli 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesi ve ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasa'nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun da gözetilmesi, Mahkemece bu konudaki görüşünün ortaya konulması ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere'' hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Bartın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 08.10.2020 tarihli 2015/553Esas, 2020/504Karar sayılı kararıyla, davaya konu idari işlemin iptaline karar verildiği ve kesinleştiği, dava konusu olan alanın kıyı kenar çizgisi içinde kalmadığının kesinleşmiş olan Mahkeme kararı ile sabit bulunduğu, her ne kadar 16.06.2020 tarihli duruşmada yargılama için tahkikatın bittiği bildirilerek sözlü yargılama için gün verildiği ve taraflara gelmedikleri takdirde yokluklarında karar verileceği hususu ihtar edildiği halde davacı Hazine vekilinin takip eden 08.10.2020 tarihli oturumuna katılarak davayı takip etmediğini ve dosyanın işlemden kaldırılmasını talep ettiği, davalı vekilinin ise yokluklarında karar verilmesi talepli mazeret sunduğu, bu mazeretin kabul edildiği gerekçesiyle davacı vekilinin davayı takip etmediklerine yönelik talebi dikkate alınmamış ve sözlü yargılama duruşması yapılarak, iddia ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, davanın takip edilmediğinin belirtmiş olması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, ileride yeniden dava açılması ihtimali sebebiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca açılan tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Anayasa'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43. maddesinde; ''Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. / ..., göl ve akarsu kıyılarıyla, ... ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. / Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.''

2.3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. maddesinde, ''Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. / Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. / Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. / Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. / Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. / Sahil şeritlerinin derinliği, 4. maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir. / Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde yapı yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. / Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir.'' hükmüne yer verilmiştir.

3. 28.11.1997 tarihli ve 1996/5 E., 1997/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idari yargı tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine işaret edilmiştir.

4.Bilindiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 150/1. maddesinde düzenlendiği üzere oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbirisi gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Anılan Yasa'nın 150/4. maddesi gereğince işlemden kaldırılmış olan dosya, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir, dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez.Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava eski davanın devamı sayılır. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içinde yenilenmeyen davalar HMK'nın 150/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı Hazine vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

07.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.