"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde; ortak murisleri ...'tan kalan ve mirasçıları arasında taksim edilmeyen dava konusu 103 ada 65, 170, 108 ada 12, 113 ada 15, 145 ada 78, 148 ada 7, 14, 15, 167 ada 2, 174 ada 56, 180 ada 7, 38, 60, 108 ada 30, 113 ada 1, 2, 17, 18, 114 ada 2, 155 ada 65, 166 ada 1, 185 ada 9, 68, 187 ada 24, 188 ada 19, 103 ada 27, 105 ada 10, 108 ada 30, 115 ada 30, 122 ada 70, 145 ada 103, 135, 155 ada 15, 39, 65, 157 ada 4, 5, 162 ada 3, 5, 177 ada 1, 179 ada 3, 180 ada 52, 182 ada 1, 3, 185 ada 8, 52, 188 ada 35, 36, 43, 197 ada 37 numaralı parsellerin kadastro çalışmaları sırasında davalı erkek kardeşleri adına tespit ve tescil edildiğini, oysa kendilerinin de mirasçı olarak hak ve payları bulunduğunu ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile muris ... mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya tescilini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu bir kısım taşınmazların muris ile ilgisi bulunmadığını, 3.kişilerden satın alındığını, adına kayıtlı taşınmazların 50 yılı aşkın süreden beri zilyedi bulunduğunu, davacı kardeşlerinin küçük yaşta evlenip, evden ayrıldıklarını babalarının sağlığında taşınmazları edindiklerini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalı adına kayıtlı taşınmazların kendi kazanç ve birikimleri ile edinildiğini, davacıların bu taşınmazlarda hak ve paylarının bulunmadığını, iddialarının zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
3.Davalı ... yargılama sırasında kök murisin çocukları arasında paylaşım olmadığını beyan etmiş, davalılar ..., ..., ..., ... davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından muris muvazaası yeterli bir biçimde ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin hukuki nitelendirmede çelişki oluşturduğunu, dava konusu taşınmazların miras bırakan ... ait iken davacıların miras haklarını yok etmek için erkek çocuklar adına tespit ve tescil edildiğini, muris muvazaasına dayanıldığı halde yeterince araştırılmadığını, kız çocuklarının gelenek ve görenek uyarınca mirastan pay verilmediği yönündeki beyanların açıkça muvazaa olgusunu ispat ettiğini, bildirilen tanıklarından ...'un dinlenmediğini, eksik inceleme sonucu karar verildiğini ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 1990 yılında öldüğü anlaşılan, murisin sağlığında taşınmazlarını oğulları ..., ve ...'ya paylaştırarak zilyetliğini devrettiği, tespitin yapıldığı 2006 yılına kadar adı geçenlerin malik sıfatıyla taşınmazları tasarruf ettikleri, tespite kadar davalıların zilyetliğine karşı konulmadığı gibi devir iradesinin de bozulmadığı, bu halde taşınmazların tapuda kayıtlı oldukları kabul edilse bile 3402 sayılı Kanunu'nun 13/B-b maddesinde belirtilen koşulların davalılar lehine oluştuğu, şayet taşınmazların öncesinin tapusuz olduğu, diğer bir anlatımla, sunulan tapular kapsamında kalmadığının kabul edilmesi durumunda ise; taşınmazların menkul hükmünde olup TMK'nın 763. maddesi uyarınca mülkiyetin, satış, bağış, paylaşım ve devir ile karşı tarafça iktisap edileceği, şu halde, murisin sağlığında, kadastro tespitinden önce davalılara devretmek suretiyle terekesinden çıkardığı dava konusu taşınmazlar yönünden davacıların herhangi bir hakları kalmadığı, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;
13. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Tapuda kayıtlı taşınmaz mal:
B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa;
b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına,"
14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
(Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır."
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda ... ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 1...... ada 3, 5, 177 ada 1, 179 ada 3, 180 ada 52, 182 ada 1, 3, 185 ada 8, 52, 188 ada 35, 36, 43, 197 ada 37 parsel numaralı muhtelif yüzölçümüne sahip taşınmazlar kadastro çalışmaları sırasında bir bölümü senetsizden bir bölümü ise toprak tevzi komisyonunca 1968 yılında Hazine adına oluşturulan tapular dayanak alınarak, ..., Mahmut Yolcu ve ... adlarına 2007 yılında tespit ve tescil edilmiş, senetsizden tespite edilen taşınmazların tutanaklarında miras yoluyla intikal, taksim ve 20 yıllık zilyetlik bulunduğu açıklanmış, Hazine adına kayıtlı tapuların esas alındığı taşınmazlara ait tutanaklarda ise; Hazine adına oluşturulan tapu kayıtlarının oluşumuna kadar tespit malikleri ve murisleri adına kazanma koşullarının oluştuğu, belirtmelik tutanaklarında da bu hususun açıklandığı belirtilerek tespitler yapılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacılara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.