"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu kaydındaki miktar fazlalığı şerhinin paya dönüştürülmesi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 5. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacılar, ... İli , ... ilçesi, ... Mahallesi 120 ada 38 ve 45 parsel sayılı taşınmazların paydaşlarından ... ... ve ... ...’in mirasçıları olduklarını, taşınmazların ... ... ... ... nedeniyle kamulaştırıldığını, davalı idarenin kamulaştırma işlemleri yaparken gerekli adres araştırması yapmadığını, ... ...’in 1944 yılında, ... ...’in ise 1964 yılında vefat etmiş olmalarına rağmen bu kişilere ilanen tebligat yapılmak suretiyle kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığını, taşınmazların halen ... olarak kullanılan sahanın içerisinde kaldığını ileri sürerek fazlaya dair haklarını saklı tutarak 20.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini istemişler, ıslahla taleplerini 443.786,00 TL ‘ye yükseltmişlerdir.
2.Birleştirilen davada davacı ..., 120 ada 38 parsel sayılı 3674 m2 yüzölçümlü taşınmazda 641 m2 Hazine fazlalığı olduğunu, söz konusu taşınmazın 1/6’şar paylarla davalıların mirasbırakanları ... ... ve ... ... adlarına kayıtlı bulunduğunu,davalılar tarafından ... 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/212 Esas sayılı dosyası ile bu parsel sayılı taşınmaz yönünden kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedel istendiğini, dava konusu 38 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki fazlalığın Hazine adına paya dönüştürülmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalı, kamulaştırma işlemlerinin usul ve yasaya uygun olarak yapıldığını, mirasçıların kamulaştırmadan haberdar olduklarını, kamulaştırma bedellerinin kendilerine ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.03.2015 tarihli ve 2011/212 Esas, 2015/115 Karar sayılı kararıyla, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 443.786,00 TL'nin asıl dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara payları oranında verilmesine, birleştirilen dava yönünden ise dava konusu 38 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 28.06.1954 tarihinde kesinleştiği,davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, asıl davada davalı -birleştirilen davada davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 29.11.2018 tarihli ve 2017/3295 Esas, 2018/22716 Karar sayılı kararıyla; "Asıl davada; arsa niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 120 ada 38 ve 45 parsel sayılı taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;Dosyada mevcut ... 10. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/1398E-20121427K. sayılı veraset ilamına göre davacılar murisi olarak görünen ... T.C. Kimlik numaralı ... ... ile tapu maliki ... oğlu ... ..., ... 8. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/518E.-521K. sayılı veraset ilamında davacılar murisi olarak görünen ... ve ... kızı ... ... (Tanışan) ile tapu maliki ... kızı ... ... aynı kişiler olup olmadığı kesin olarak anlaşılamadığından, bu hususun tapu ve nüfus müdürlüklerinden araştırılarak varsa taraflardan delilleri sorulup (nüfus kaydı, dava konusu taşınmaza ilişkin tapuda isim düzeltme kararı, kadastro tutanağı vb) temin edilerek ve gerekirse tanık da dinlenmek suretiyle belirlenip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi,birleştirilen davada; taşınmazın tapu kaydında bulunan hazine fazlalığının paya dönüştürülmesi istemi ile Hazine tarafından açılan davanın konusu itibariyle Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun ... Bölümüne İlişkin 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı kararı gereğince Dairemizin görevi dışında bulunduğundan birleşen davanın ... bu dosyadan tefrik edilerek, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemi ile açılan asıl davada bu dava bekletici mesele yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,doğru görülmemiştir.” gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Karar Düzeltme
Taraf vekillerinin karar düzeltme talebi, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 16.01.2020 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların tefrikine karar verilerek, miktar fazlasının paya dönüştürülmesi isteğine ilişkin birleştirilen dava ... 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/126 Esas sayılı dosyasına kaydedilerek, Mahkemenin 22.06.2021 tarihli 2021/126 Esas, 2021/237 Karar sayılı kararı ile ; iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazda 21366/367400 paya ilişkin tapu kayıtlarının iptali ile ... adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; ... tarafından açılan davanın , davalıların açtıkları kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedel isteğine ilişkin dava ile birleştiğini, bu davada kamulaştırmasız el atma istekleri yönünden bedele hükmedildiğini,birleştirilen hazine fazlalığının paya dönüştürülmesi davasında ise hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, kararın temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince asıl dava yönünden bozma yapıldığını, birleştirilen dava yönünden bir inceleme yapılmadığını,bu nedenle hükmün bu yönünün kesinleştiğini, bozma ilamından sonra bozma gereğince mahkemece birleştirilen davanın tefrik edildiğini, ancak tefrikten sonra birleştirilen davaya yönelik bir bozma olmadığı halde, mahkemece bu kez birleştirilen davanın kabulüne karar verildiğini, dava konusu taşınmazın 22.10.1949 tarihinde tesis kadastrosu ile tescil edildiğini, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde açıklanan 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığını, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete tabi bir taşınmaz olduğunu, 10 yıllık hak düşürücü sürenin bu taşınmaz yönünden işleyeceğini belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağında ve tutanağın kesinleşmesi üzerine tapu kütüğünün beyanlar hanesinde Hazineye ait olduğu belirtilen miktar fazlalığının paya dönüştürülmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Mülga 2510 sayılı İskan Kanunu'nun 23. maddesi şöyledir:
“Bu kanun hükümlerine göre muhacirlere, mültecilere, göçebelere, nakil olunanlara ve yerlilere dağıtılan ... ve toprakların temlikine vali ve kaymakamlar salahiyetlidirler. Dağıtım defter veya kararlarının altı vali veya kaymakamlarca tasdik edilmesi, temliktir. Tasdikli defterlerdeki veya kararlardaki miktarlar muteberdir”
5543 sayılı İskan Kanunu'nun 19. maddesi şöyledir:
“1- Bu kanun hükümlerine göre verilen taşınmaz malların temlikine vali ve kaymakamlar yetkilidir. Dağıtım defter veya kararlarının vali veya kaymakamlarca onanması temliktir. Onaylı defter veya karardaki miktar geçerlidir.
2- Verilen taşınmaz mallar, temlik tarihinde yaşayan aile fertleri adına eşit hisselerle temlik ve tapuya tescil ettirilir.”
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın 26.09.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5543 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılan 2510 sayılı İskan Kanunu hükümleri uyarınca miktar fazlası Hazineye ait olmak koşuluyla temlik edildiği ve 1949 tarihinde yapılan kadastro tespiti sırasında da miktar fazlasının Hazineye ait olacağı şerhinin tutanağın beyanlar hanesinde gösterildiği ve bu şekilde çap kaydının oluştuğu, tapu kaydının beyanlar hanesinde 641 m2 lik hazine fazlalığı şerhi bulunduğu, bu şerhin 31.01.1955 tarih ve 121 sayılı yazı ile idareye bildirildiği anlaşılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, davalıların dayandıkları çap kayıtlarının ilk tesislerinin iskanen oluştuğu sabittir. İskan mevzuatı ve 2510 sayılı Kanun'un 23. maddesinde iskanen oluşturulan ve temlik edilen tapuların miktarı ile geçerli olacağı ve taşınmazlarda çıkan miktar fazlalıklarının ise Hazineye ait olacağı öngörülmüştür. 2510 sayılı Kanun'u yürürlükten kaldıran 5543 sayılı Kanun'un 19. maddesinde de aynı hükme yer verilmiştir. Öyleyse, öncesi iskan kaydına dayalı taşınmazlardaki miktar fazlalıklarının yasa gereği Hazinenin olacağı tartışmasızdır.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Bir kısım davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılar ... ve arkadaşlarından alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.