Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9191 E. 2022/6986 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.05.2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen dahili davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz edilen davalı ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. bilahare dosya geri çevirme yoluyla getirilen evrak ile birlikte incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, maliki olduğu 313 parsel sayılı taşınmazın cebri satış kararına dayanarak idari işlemle yolsuz şekilde davalı adına tescil edildiğini, Adana 13. İcra Müdürlüğünün 2007/5522 sayılı dosyasında yapılan cebri ihale henüz kesinleşmeden icra müdürünün 22.12.2011 tarihli yazısına istinaden davalının tescil talebi mülkiyetin üçüncü kişiye ait olduğu gerekçesiyle reddedildiği halde, daha sonra genel müdürlük yazısına istinaden adına olan tapu kaydının terkin edilerek davalı lehine tescil yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, dava tarihinden sonra taşınmazın ...'e devredilmesi üzerine HMK’nın 125. maddesi uyarınca yeni malik davaya dahil edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., dava konusu taşınmazı usulüne uygun yapılan cebri ihale ile satın aldığını, mülkiyeti ihale tarihinde edindiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Dahili davalı ..., dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek iyi niyetle satın aldığını, alım gücünün bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Adana (Kapatılan) 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/12/2013 tarihli ve 2012/362 E., 2013/756 K. sayılı kararı ile; çekişme konusu taşınmazın ihalesinin feshi için açılan davanın Adana 5. İcra Mahkemesinin 2011/804 E., 2011/945 K. sayılı kararıyla reddedildiği ve kararın derecattan geçerek kesinleştiği, dava konusu taşınmazın davalı ... adına tescili sırasında icra dosyası kesinleşmemiş ise de ihalenin feshine yönelik talebin haksız olduğunun belirlendiği, icra müdürlüğünce yapılan işlemlerin doğru bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Bozma Kararı

Dairenin 02/06/2016 tarihli ve 2016/1561 E. 2016/6822 K. sayılı kararıyla; "...İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle, davanın, çekişme konusu taşınmaz kaydının davalı taraf adına oluşumunun illetten yoksun olduğu, bu nedenle yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu iddiasına dayalı olduğu açıktır. Bu tür davaların mülkiyet hakkına dayalı olarak her zaman açılabileceği de kuşkusuzdur. O hâlde, davacının yolsuz tescil iddiası bakımından mahkemece gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan ve dava konusu taşınmazın icra takibi sırasında temlikine dair tasarrufun iptali davasında yargılamanın yenilenmesine dair davanın sonucunda verilecek hükmün bu davayı etkileyeceği gözetilmeden sonuca gidilmiş olması doğru değildir. Hâl böyle olunca; Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/396 Esas, 2014/564 Karar sayılı kararın Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30.06.2015 tarihli 2015/5635 Esas, 2015/9319 Karar sayılı bozma ilamına konu edilen yargılamanın yenilenmesine dair dava dosyasının eldeki dava ile birlikte değerlendirilmesi, gerekirse sonucunun beklenmesi, davacının yolsuz tescil iddiası bakımından gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, tarafların delillerinin eksiksiz toplanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen hukukçu bilirkişi raporundaki açıklamalar dikkate alınarak ve noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir...”gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/05/2021 tarihli ve 2017/579 E., 2021/217 K. sayılı kararıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, bekletici mesele yapılan Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/237 E. 2016/519 K. sayılı dosyasında icra dosyası borçlusu dava dışı .....’ın dava dışı ......’e dava konusu taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun iptali davasının reddine karar verildiği, dolayısıyla ihale alıcısı davalı ... adına cebri satış ile oluşan kaydın yolsuz tescil niteliğinde olduğu, ancak son kayıt maliki dahili davalı ...'in ediniminde iyi niyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tasarrufun iptaline ilişkin bekletici mesele yapılan Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/237 E. 2016/519 K. sayılı dosyasının Yargıtay 17 . Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiğini ve dava konusu taşınmazın yolsuz şekilde davalı ... adına tescil edildiğinin sabit olduğunu, ancak Mahkemece son kayıt maliki dahili davalı ...’un iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava açıldıktan 28 gün sonra taşınmazın kötüniyetli olarak dahili davalı ...’a devredildiğini, dava konusu taşınmazın 600 dönüm büyüklüğünde köyün en büyük portakal bahçelerinden biri olduğunu, dahili davalı ...’un ise 950 dönüm büyüklüğündeki çekişmeli taşınmaza bitişik-komşu parselin maliki olduğunu, dahili davalı ... ile dava konusu taşınmazın ilk maliki dava dışı...’ın bitişik parsellerde ziraat yapan, birbirlerini çok iyi tanıyan, birbirleri ile yardımlaşan, aynı köyün mensubu kişiler olduklarını, dahili davalı ...’un ilk ......’in başına gelenleri, ceza dosyalarını, tescilin yolsuz olduğunu çok iyi bildiğini, dahili davalının dava konusu taşınmaza karşı geçit hakkı için dava da açtığını, yine dahili davalının da dahil olduğu ..... ailesinin çekişmeli taşınmazı işgal ettikleri gerekçesiyle kaymakamlık kararı bulunduğunu, icra dosyasında sahte haciz tutanağı düzenlenerek çekişmeli taşınmazın haczedilip satıldığını, sahte belge olayıyla alakalı ceza davasının bulunduğunu dahili davalı ve herkesin çok iyi bildiğini, dahili davalının iyiniyetli olmadığını belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. Değerlendirme

6.2.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın 10.000,00 TL değer gösterilmek suretiyle açıldığı, yargılama sırasında çekişmeli taşınmazın değeri keşfen saptanmadan ve harç ikmali yapılmaksızın sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.

6.2.2. Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur.

Aynı Yasa'nın 30. maddesi ise “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılıyorsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” şeklinde, 32. maddesi ise; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.

6.2.3. Harçlar Kanunu'nun uygulaması kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.

6.2.4. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmaz başında keşif yapılarak Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin belirlenmesi ve belirlenen değer üzerinden eksik harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesi, harcın tamamlanması halinde davaya devam edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacının değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren ve duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.