Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9374 E. 2022/3539 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, taşınmazını davalıya yaptığı temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakan ile davalı arasındaki ilişki, mirasbırakanın mali durumu, taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasındaki fark gibi olgular birlikte değerlendirilerek temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun tespit edilmesi gözetilerek yerel mahkemenin tapu iptaline ve tescile ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil, tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı vekilince yasal süre içinde adli yardım talepli ve duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, davalı vekilinin temyiz harcına ilişkin adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek, duruşma günü olarak saptanan 26.04.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalı vekili gelmedi, temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldi, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan...’nin kayden maliki olduğu 2353 parsel sayılı taşınmazını davalı kardeşi ...’ye satış suretiyle temlik ettiğini, davalının daha sonra taşınmazı dava dışı ... Demir’e devrettiğini; taşınmaz üzerinde kat irtifakı tesis edilmesi üzerine ... tarafından 8, 13, 18 ve 37 numaralı bağımsız bölümlerin davalıya devredildiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, muvazaalı ve bedelsiz olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescile, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, iddiaların ispatlanamadığı, dava konusu bağımsız bölümlerin dava dışı 3. kişi tarafından temlik edildiği, tenkis istemi yönünden hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğünü, mahkemece davanın reddine karar verilirken, gerekçe olarak; mirasbırakan...’nin 2005 yılında maddi sıkıntılar yaşadığı ve yüklü miktarda borçlarının bulunduğu, bu nedenle de dava konusu olan taşınmazı ve diğer taşınmazları satma yoluna gittiğinin gösterildiğini, ancak bu hususun kanıtlanamadığını ve bunun doğru olmadığını, davalı tanığı ... ...'ın, ......’nin maddi durumunun 2005 yılında iyi olduğunu, çalıştığını, maddi sıkıntısı olmadığını, sağlığının da yerinde olduğunu, davalının 2005 yılında dava konusu parseli alabilecek maddi gücü olmadığını beyan ettiğini, davalı tanığının bu şekilde beyanda bulunmasına karşın, mahkemenin mirasbırakanın 2005 yılında ekonomik sıkıntı içerisinde olduğunu kabul ederek davanın reddine karar vermiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm tanıklarının murisin 2005 yılı ve öncesinde maddi durumunun ve sağlığının yerinde olduğunu, davalının dava konusu taşınmazı alabilecek ekonomik durumunun olmadığını, bu devir işlemi nedeniyle davalının murise herhangi bir ödeme yapmadığını ifade ettiklerini, mahkemece mirasbırakanın ekonomik durumunun tespitine ilişkin kolluk marifetiyle herhangi bir araştırma yapılmadığını, buna ilişkin taleplerinin olmasına karşın, inceleme yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, taşınmazın devir tarihinde tapuda gösterilen bedeli ile gerçek değeri arasında fahiş fark bulunmasına karşın bu yöndeki iddialarının da değerlendirilmediğini, mirasbırakanın davalıya yaptığı devir işleminin tapu işlemlerinde her ne kadar satış işlemi olarak görünse de ortada aslında şekil şartlarına uymayan ve mirasçılardan mal kaçırma kastıyla yapılan bir bağış işleminin mevcut olduğunu, mahallinde yapılan keşif ve tanık anlatımları ile iddialarının sübuta erdiğini, mirasbırakanın mirasçıları ile yaşadığı ailevi sorunlar, mirasbırakanın devir tarihi itibarıyla ekonomik gücünün ve sağlığının iyi olmasının muvazaanın çok açık göstergeleri olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 04.07.2018 tarihli ve 2018/615 E., 2018/664 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın icra takibine konu olan ve olmayan pek çok borcunu davalının ödediği, dava konusu bağımsız bölümlerin mirasbırakandan değil dava dışı 3. kişiden davalıya geçtiği, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının ispatlanamadığı, tenkis talebi yönünden ise hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçeleri ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Bozma Kararı

Dairenin 17.12.2020 tarihli ve 2018/4113 E., 2020/6878 K. sayılı kararıyla; "Somut olayda, yukarıda açıklanan olgular değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, mirasbırakanın eşi ve çocukları arasında anlaşmazlığın olduğu, bu hususun tanık anlatımlarına da yansıdığı, bu yüzden aynı resmi akitle mirasbırakanın kardeşi dava dışı ...’ye de dava dışı bir takım taşınmazlarını temlik ettiği, gerek mirasbırakan tarafından yapılan temlik gerekse de ara malik ...’ye yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Öte yandan, davalının savunmalarında geçen ve getirtilip incelenen icra dosyalarının tetkikinden; mirasbırakanın borçlu olduğu Hatay 2. İcra Müdürlüğünün 2005/1920 Esas sayılı icra dosyasının takip tarihinin 24.02.2005 olduğu, diğer takiplerin ve dayanak alacakların ise temlik tarihi olan 04.03.2005’ten sonra olduğu, anılan 2005/1920 Esas sayılı icra dosyasında ise mirasbırakana ait dava dışı 61 parselin alacağına mahsuben dava dışı alacaklıya satıldığı, davalı tarafından yapılan bir ödemenin olmadığı anlaşılmaktadır.Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddedilmesi isabetsizdir .’’ gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 08.07.2021 tarihli ve 2021/120 E. 2021/246 K. sayılı kararıyla; bozma ilamındaki gerekçeler benimsenmek suretiyle temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili adli yardım talepli ve duruşmalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Dava konusu bağımsız bölümlerin bulunduğu taşınmazın öncesi davacıların mirasbırakanı ...ile davalının babası ...’ye ait iken, en büyük erkek çocuk olan...’ye devredildiğini, bu taşınmazın aslında ...adına kayıtlı da olsa, gerçekte üç erkek kardeşe ait olduğunu,İsa’nın işleri bozulunca , bu taşınmazları satarak işini kurtarmaya ve borçlarını ödemeye çalıştığını,davalının da bu taşınmazı, yabancıya gitmesin diye satın aldığını, ...’nin devrettiği taşınmazlar hakkında hem alacaklıların tasarrufun iptali davası açtıkları, hem de mirasçıların temliklerin muvazaalı olduğundan bahisle muvazaa nedeni ile iptal-tescil davası açtıklarını, davalının, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek kardeşi İsa’dan satın almış olmasına rağmen, tasarrufun iptali davası ve muvazaa davalarının önüne geçebilmek için, icra borçlarını ve mirasçılar için ayrıca bedel ödediğini, davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun'un 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

Hükmüne uyulan (V/2.) numaralı paragrafta belirtilen bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V/3.) numaralı paragrafında yer verilen yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VII. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 36.204,30 TL onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 26/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.