Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9543 E. 2022/3915 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Şartlı bağışlanan taşınmazda şartın yerine getirilmemesi nedeniyle bağıştan rücu hakkının kullanılıp kullanılamayacağına ve hak düşürücü sürenin geçip geçmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bağışlayanın, şartlı bağışlamada, şartın yerine getirilmemesi sebebiyle bağıştan rücu hakkını kullanabileceği ve davacıların hak düşürücü süre içinde dava açtıkları gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Fatsa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden davanın kabulüne dair verilen karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 17/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları ...'den intikal eden dava konusu 804 ada 12 parsel sayılı taşınmazlarını davalı Vakfa şartlı bağışladıklarını ve 17/06/1994 tarihinde taşınmazın devredildiğini, ... ... ... yapılması şartının beyanlar hanesinden de anlaşıldığını, davalı Vakfın bugüne dek söz konusu şartı yerine getirmediği gibi şartlı bağışlanan taşınmazı dava dışı ...'ne kiraladığını, bu durumdan davacı ...'nın 2018 yılı Aralık ayı sonunda Fatsa'ya ziyarete gelmesi ile haberdar olduklarını, davalının bağışlama anındaki şartı yerine getirmeyeceğinin anlaşıldığını ve bu sebeple bağıştan rücu hakkının gerçekleştiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, zamanaşımı ve hakdüşürücü sürelerin geçtiğini, davacıların kötüniyetli olduklarını, davalı Vakfın bağış şartını yerine getirmemesi ya da bundan vazgeçmesinin söz konusu olmadığını, öğrenci yurdunun vakıf imkanlarıyla yapılamadığını, vakfa ait başka bir taşınmazın satıldığını ve yurt inşaatının ancak bir kısmının tamamlanabildiğini, yap-işlet-devret modeli ile sonuca ulaşmaya çalışıldığını, taşınmazın dava dışı ... Ltd. Şti.'ye kiralandığını, ...'in yarım kalan taşınmazı tamamlayarak kullanacağını, kira dönemi sonunda da binayı bitmiş olarak teslim edeceğini, taşınmazın teslim alındıktan sonra ... ... ... olarak vakıf bünyesinde faaliyette bulunacağını, davacıların bağış şartında süre olmadığını, şartın ihlal edilmiş sayılmadığını, taşınmazda eğitim-öğretim yapıldığını, amacın dışına çıkılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuş, mümkün olmadığı takdirde ise taşınmaz üzerindeki yapı bedelinin faiziyle birlikte ödenmesine, ödeninceye kadar hapis hakkı tanınmasına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13/10/2020 tarihli ve 2018/823 E., 2020/423 K. sayılı kararıyla; davacıların uzunca bir süreden bu yana taşınmazın halihazırdaki durumunu bildikleri, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 22/01/2021 tarihli ve 2021/142 E., 2021/166 K. sayılı kararıyla; davacıların bağıştan rücu şartının gerçekleştiğini 2018 yılı Aralık ayında öğrendiklerine dair beyanının aksini ispat külfetinin davalı yanda olduğu, davalının; davacıların daha önce öğrendiklerine ilişkin belge sunamadığı gibi, dinlenen tanık anlatımlarında tüm davacıların bağıştan rücu koşullarının gerçekleştiğini daha önceden öğrendiklerini kabule elverişli net ve kanaat verici bir beyan bulunmadığı, dava konusu taşınmazın 2018 yılı Temmuz ayında kiraya verildiği, davanın ise 29/12/2018 tarihinde açıldığı, buna göre hak düşürücü sürenin geçtiğinin kabul olunamayacağı ve işin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca, davacıların istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davalı vekilinin başvurusunun incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 29/06/2021 tarihli ve 2021/91 E., 2021/350 K. sayılı kararıyla; aradan geçen uzunca süreye rağmen davalının haklı bir neden olmaksızın koşulu (... ...’nu yapmadığı) yerine getirmediği, davacıların bağıştan dönme hakkını kullanarak verdiklerini geri isteyebilme hakları doğduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

5. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, delillerin hatalı değerlendirildiğini, ... Fatsa Şubesi'nin tüzel kişiliği bulunmadığını, ihtar vb gönderilerek şartın ifasına süre sınırlaması getirilmediğini, Yap-İşlet-Devret sözleşmesiyle en azından yapının yapılmasının temin edildiğini, vakfın katlanmak zorunda kaldığı süreci fırsata çevirmenin iyi niyetle bağdaşmayacağını, öncelikle davacı tarafın süresiz şart için süre, süre başlangıcı, süre kısıtlaması vermesi gerektiğini, binanın inşaat ruhsatında "... ... ..." inşaatı olarak kayıtlı olduğunu, şartı yerine getirmek için gayrete girmiş davalı Vakfın bu kararla iyi niyetli gayretinden zarar göreceğini, "... ... ..." inşaatı olarak başlattığı ve yap-işlet-devretle devam ettirip bitirdiği yapı elinden alınmakla kalmayacak ayrıca borçlanacağını, dürüstlük kuralına uyulması gerektiğini, tanık beyanlarında amacın bağış şartının yerine getirilmesi olduğunun anlaşıldığını, davacıların uzun süre şartın yerine getirilmesini sormamalarına rağmen bina tamamlanıp taşınmazın değeri arttıktan sonra bu davayı açmaları ile kötü niyetli olduklarını, davacıların yapıyı öğrenme süresinin bir yıldan önce olduğunu, ispat külfetinin davalı tarafa ait olmadığını, davacı tarafın yapının okul için yapıldığını ve belirli dönem okul olarak kullanılacağını bildiği halde yapı tamamen bitine kadar sesini çıkarmadığını, yapı değerinin davalı Vakfa ödenmesine, ödeninceye kadar da davalı için hapis hakkı tanınmasına karar verilmesi gerekirken bu yönde bir hüküm kurulmamasının hukuka aykırı olduğunu, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin fazla hesaplandığını, davalı Vakfın mahkeme masraflarından muaf tutulması gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

6. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21/10/2021 tarihli ve 2021/2003 E., 2021/2076 K. sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak harcın yanlış hesaplandığı ve infazda tereddüt yaratacak şekilde iptal-tescil hükmü kurulduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, harç ve tapu iptal-tescil hükmü yönünden düzeltilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, davacılar tarafından makul bir süre verilmek suretiyle davalı Vakfın temerrüde düşürülmesi gerektiğini, davanın ispatlanamadığını, temerrüt, dürüstlük kuralı, hakkın kötüye kullanılması ve kötüniyet bakımından bir değerlendirme yapılmadığını, iptal edilen tapu kaydının davacılar adına eşit paylarla tescil edilmesinin dayanağının belirtilmediğini, yapı değerinin davalı Vakfa ödenmesine, ödeninceye kadar da davalı için hapis hakkı tanınmasına yönelik talebin harca tabi olmadığını ve bu yönde bir hüküm kurulmamasının hukuka aykırı olduğunu, davalı Vakfın harçtan muaf olduğunu, yapı değeri de dahil edilerek vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını bildirerek ve önceki beyanları tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun;

285/1. maddesinde ''Bağışlama sözleşmesi, bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir.'',

290/1. maddesinde ''Bağışlama, bir koşula bağlanarak yapılabilir.'',

291/1 ve 2 de, ''Bağışlayan bağışlamasına yüklemeler koyabilir.

Bağışlayan, sözleşme gereğince bağışlanan tarafından kabul edilmiş olan yüklemelerin yerine getirilmesini isteyebilir.'',

295. maddesinde, ''Bağışlayan, aşağıdaki durumlardan biri gerçekleşmişse, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir:

1. Bağışlanan, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse.

2. Bağışlanan, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan

yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranmışsa.

3. Bağışlanan, yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine

Getirmemişse.'' hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (IV/6.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 161.251,36 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 17/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.