"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 27/09/2021 tarihli ve 134 Esas-1174 Karar sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalılar vekilleri tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ve tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece, davalı ...’e devredilen 16 parça taşınmazın (... ada ..., ..., ... parsel, ... ada ... parsel, ... ada ... parsel, ... ada ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... parsel, ... ada ... parsel) devrinin muvazaalı olduğu ancak davalı ...’e devredilen ... parsel sayılı taşınmaz yönünden muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davalı ... aleyhine 16 parça taşınmaz hakkında açılan davanın kabulüne, davalı ... aleyhine ... ada ... parsel (eski ... parsel) sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş; ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de "miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında açılan tapu iptali ve tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. Aynı şekilde, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı takdirde dava değerinin, ihtiyari dava arkadaşı olan her bir davalıdan talep edilen paya isabet eden değer olacağı açıktır.
Somut olayda, davacılar ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Bu durumda davaya konu edilen taşınmazlarda her bir davacının her bir davalıdan talep edebileceği miras payının dava tarihindeki değerinin dava değeri olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır.
Mirasbırakan tarafından davalı ...’e devredilen 16 parça taşınmazın dava tarihindeki toplam değerinin 240.650,38 TL olduğu, buna göre her bir davacının bu davalıdan talep edebileceği miras payının (1/6) değerinin ise 40.108,39 TL olduğu; mirasbırakan tarafından davalı ...’e devredilen ... parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki değerinin 83.430,60 TL olduğu, buna göre her bir davacının bu davalıdan talep edebileceği miras payının (1/6) değerinin ise 13.905,10 TL olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, dava değerinin davacılardan her biri için 2021 yılı itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti olmayan kararlara karşı temyiz isteği yönünden mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da bir karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, eldeki dava bakımından tarafların temyiz isteğinin değerden REDDİNE, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 20/12/2021 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.