Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9641 E. 2024/945 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi kayıtlara dayanarak, kadastro tespit tutanaklarının iptali ile taşınmazların davacıya tescilinin talep edildiği tapu iptali ve tescil davasında, hak düşürücü süre ve pasif husumet yönünden davanın reddinin doğru olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Hazine adına kayıtlı parseller yönünden dava tarihi itibarıyla kadastro itiraz süresinin dolduğu, diğer parsellerde ise davalı Hazine'nin değil dava dışı kişilerin malik olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

...

...

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile kararın kaldırılması suretiyle yeniden hüküm kurularak davanın yazılı gerekçelerle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.12.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı Hazine vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili Kadastro Mahkemesi nezdinde açtığı dava ile; mirasbırakan ... adına kayıtlı eski sicilden gelen tapu kayıtlarına dayanarak ... ada, 37, 38, 25 ve 47 parsel sayılı taşınmazların dayanak tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı, ancak yurtdışında olan müvekkilinin kadastro çalışmalarını takip imkanı olmadığı, bu nedenle tutanaklara itiraz edemediğini, ancak mülkiyet haklarının baki olduğunu ileri sürerek kadastro tespit tutanaklarının iptali ile vekil edeninin hissesi oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, dava dosyası görevsizlik kararı üzerine yukarıda yazılı esasa kaydedilmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; (Kadastro Mahkemesinde açılıp görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine aktarılan) davada görevin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunu, dava konusu bir kısım parsellerin Hazine adına kayıtlı olmadığını, kadastro öncesi nedene dayalı eldeki davanın açılması için kanunda belirlenen hak düşürücü sürenin dolduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dayanak kayıt maliki ile davacı arasındaki mirasçılık bağının hasımlı dava ile alınacak mirasçılık belgesi ile kanıtlanması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazların tespitine esas dayanak tapu kayıtları ve kadastro tutanaklarına göre dava konusu parsellerin davacının mirasbırakanı olduğu ileri sürülen ... adına kayıtlı olmadığı, Hazine ve dava dışı şahıslar adına kayıtlı bulunduğu, buna göre davacının istemi yerinde olmadığı gibi dayanak kayıt malikinin davacının mirasbırakanı olduğunun da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; davacı dayanağı kayıtların dava konusu taşınmazlara uyup uymadığının araştırılmadığını, keşif yapılmadığını, uzman bilirkişi raporu alınmadığını, gerekçeli kararda dayandıkları kayıtlar hakkında değerlendirme yapılmadığını, güncel tapu kayıtlarının incelenmesinin yeterli olmadığını, dayandıkları kayıtlarla güncel durumun keşfen karşılaştırılmadığını, kendilerine mirasçılık belgesi konusunda süre verilmediğini, Beşiktaş Tapu Müdürlüğünden gönderilen bir kısım belgelerin yargılama bitmemesine karşın iade edilmesinin adil yargılamanın ihlali niteliğinde olduğunu, liste halinde belirlenecek tanıkların ve mahalli bilirkişilerin keşif mahallinde dinlenmeleri gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve toplanacak delillerden sonra davanın kabulünü istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazlardan Hazine adına kayıtlı parseller yönünden Kadastro Kanunu'nun 12/3 ve geçici 4/3 üncü maddelerinde öngörülen hak düşürücü sürelerin dolduğunun, diğer parsellerde ise davalı Hazinenin değil, dava dışı gerçek kişilerin kayıt maliki olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre davanın belirtilen gerekçeyle reddi gerekirken farklı gerekçeyle reddine karar verilmiş olmasının yerinde olmadığı belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun sair nedenler yönünden reddine, gerekçe yönünden kabulü ile İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/452 Esas 2018/107 Karar sayılı ve 15.02.2018 tarihli kararının HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davanın davalı Hazine adına kayıtlı parseller yönünden hak düşürücü süre nedeniyle; dava dışı şahıslar adına kayıtlı parseller yönünden ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu 639 ada 25 ve 38 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kadastro tespit tutanaklarına göre bu taşınmazların gerçek kişiler adına tespit edildiği, ardından davalı Hazinenin tek taraflı işlemi ile taşınmazların metrukeden intikal ettiği gerekçesiyle Hazine adına tapuya tescil edildikleri, şu halde bu iki taşınmaz yönünden yapılan tescilin yolsuz mahiyette olduğunu ve yolsuz tescil iddiasının hak düşürücü süreye tabi olmadığını, öte yandan dava dilekçesinde açıkça 639 ada 47 parsel sayılı taşınmazın dava konusu edildiği belirtilmesine rağmen Mahkeme tarafından dava ile ilgisi olmayan 180 ada 47 parselin kayıtlarının dosya arasına getirtildiği ve aslında dava konusu olmayan bu taşınmaz hakkında karar verildiği, son olarak 639 ada 37 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının ise birbiri ile çelişkili ve gerçekleri içermeyen ifadeler içerir şekilde düzenlendiğini; hal böyle iken tüm taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının yolsuz biçimde tanzim edildiğini, yolsuz tescil iddiasına dayalı davaların hak düşürücü süreye tabi olmadığını, davacının yurt dışında yaşadığını bu nedenle kadastrodan haberdar olmadığını ve süresi içerisinde itiraz edemediğini, bu durumun mücbir sebep teşkil ettiğini ve hak düşürücü sürenin mücbir sebep nedeniyle işlemediğini, davacı dayanağı kayıtların oluşumundan itibaren getirtilip dava konusu taşınmazlara uyup uymadığının araştırılmadığını, keşif yapılmadığını, uzman bilirkişi raporu alınmadığını, gerekçeli kararda dayandıkları kayıtlar hakkında değerlendirme yapılmadığını, güncel tapu kayıtlarının incelenmesinin yeterli olmadığını, dayandıkları kayıtlarla güncel durumun keşfen karşılaştırılmadığını, kendilerine mirasçılık belgesi konusunda süre verilmediğini, Beşiktaş Tapu Müdürlüğünden gönderilen bir kısım belgelerin yargılama bitmemesine karşın iade edilmesinin adil yargılamanın ihlali niteliğinde olduğunu, liste halinde belirlenecek tanıkların ve mahalli bilirkişilerin keşif mahallinde dinlenmeleri gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. ... Mahallesi çalışma alanında bulunan;

a. 639 ada 37 parsel sayılı taşınmazın 10.04.1950 tarihinde kesinleşen tutanak uyarınca Hazine adına tapuya tescil edildiği, ifrazen oluşan güncel tapu kayıtlarına göre ise kök 639 ada 37 parselin ... ada 1 parsellere gittiği, bu taşınmazların halen Hazine adına tapuya kayıtlı olduğu;

b. 639 ada 38 parselin 07.07.1952 tarihinde kesinleşen tutanak uyarınca Hazine adına tapuya tescil edildiği ve halen kütükte bu haliyle kayıtlı olup tedavül görmediği,

c. 639 ada 25 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tapuya tescil edildiği, bu taşınmazın 09.06.1966 tarihinde ifrazı sonucunda 639 ada 168 ve 169 parsellerin tesis edildiği ve Hazine adına tescillerinin yapıldığı, 639 ada 168 parselin 30.05.1969 tarihinde kayden satış suretiyle dava dışı gerçek kişiler adına intikal ettirildiği, 639 ada 169 parselin ise halen Hazine adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.

2.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, ifraz ve tedavül neticesinde Hazine adına kayden intikal eden taşınmazlar yönünden kök geldi parsellerin kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında hak düşürücü sürenin dolduğunun, bakiye taşınmazlar yönünden ise davalı Hazinenin değil, dava dışı gerçek kişilerin kayıt maliki olduğunun anlaşılmış bulunmasına; öte yandan, dava dilekçesinde müddei tarafından çekişme konusu edilen ... Mahallesi çalışma alanında 639 ada 47 parsel sayılı taşınmaz bulunmadığının da anlaşılmasına göre davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 373,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz edilen davalı Hazine vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...