Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9643 E. 2022/285 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çekişme konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp kalmadığına ilişkin tapu iptali ve terkin davası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yaptırılan ek bilirkişi raporunda, taşınmazın kıyı kenar çizgisi dışında kaldığının belirlenmesi ve bu raporun bilimsel yeterlilik taşıması gözetilerek, davanın reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TERKİN

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve terkin davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, 8. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına dair verilen karara, Mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili, davalı adına kayıtlı bulunan çekişme konusu 496 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmının tapu kaydının iptaliyle tescil harici bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, savunma getirmemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25/05/2015 tarihli ve 2014/290 E. 2015/391 K. sayılı kararıyla; 13.04.2015 tarihli bilirkişi kurulu raporu esas alınarak, dava konusu 496 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

8. Hukuk Dairesinin 28/09/2016 tarihli ve 2016/9982 E. 2016/12680 K. sayılı kararıyla; ''...Somut olayda, jeolog, jeomorfolog, harita mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen 13.04.2015 tarihli raporda, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre dava konusu parselin 2,02 m2'sinin kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirlendikten sonra bilirkişi kurulunca oluşturulan kıyı kenar çizgisine göre anılan taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi dışında (kara tarafında) kaldığı bildirilmiş; ancak, İdare tarafından oluşturulan kıyı kenar çizgisi ile bilirkişi kurulu tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedeni açıklanmamıştır. Bu nedenle, Mahkemece öncelikle dava konusu 496 parsel sayılı taşınmazın hükmen tesciline esas tüm belgeler ve hükmen tescil dosyası getirtilip incelendikten ve kesin hüküm bulunup bulunmadığı değerlendirildikten sonra, İdarece oluşturulan kıyı kenar çizgisi Mahkemece oluşturulan bilirkişi kurulunca 13.04.2015 tarihli raporda belirlenen kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedenleri hakkında anılan raporu sunan bilirkişilerden bilimsel gerçeklere ve maddi bulgulara dayalı, denetime açık ek rapor alınması gerekir. Başka bir anlatımla eldeki uyuşmazlıkta idari saptamalardan takdiri delil olarak yararlanılması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.06.2003 tarihli 97/110 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Yapılacak bu araştırmalarla, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinin hangi tarafında kaldığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra, oluşacak durum, dosya içeriği, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan diğer tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Anılan hususlar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.'' şeklinde karar verilmiştir.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar

Mahkemenin 29/03/2017 tarihli ve 2016/1029 E. 2017/353 K. sayılı kararıyla; 24/02/2017 havale tarihli bilirkişi ek raporuna göre, dava konusu 496 parsel sayılı taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisinin dışında kaldığının belirlendiği, Bakanlık Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonunun kıyı kenar çizgisi içinde bıraktığı 2,02 m² alan ile birlikte, taşınmazın tamamı olan 1.368,17 m² sahanın kıyı kenar çizgisinin dışında kaldığı sonucuna varıldığının belirtildiği, ek bilirkişi raporunun bilimsel yeterlilik taşıdığı ve Yargıtay bozma ilamında belirtilen İdare tarafından 19/12/2011 tarihinde oluşturulan kıyı kenar çizgisine neden itibar edilmemesi gerektiğine dair doyurucu ve denetime elverişli açıklama içerdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamındaki eksiklikler giderilmeden yetersiz inceleme ile karar verildiğini, ek bilirkişi raporunun bilimsel yeterlilik taşıdığından bahisle, anılan rapor hükme esas alınarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve terkin istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43 üncü maddesinde ''Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.'' denilmektedir. Öte yandan 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 inci maddesi ile de ''Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Sahil şeritlerinin derinliği, 4 üncü maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir. Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde yapı yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir.'' şeklinde genel esaslar düzenlenmiştir.

6.3. Değerlendirme

Kararın (IV./2.) nolu bendinde yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapıldığına, kararın (IV./3.) nolu bendinde yer verilen Mahkeme kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j. bendi gereğince davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.