"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptal- tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakanları ...’ın 4 parsel sayılı taşınmazı davalı oğlu ...’ye satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı, çekişme konusu taşınmazı dava dışı mirasçı kardeşi Nursen ile birlikte aldığını, buna dair gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını ve gerçek satış ile 30.000,00 TL’ye aldıklarını, tescilin ise emaneten sadece kendisi adına yapıldığını, mirasbırakanın ... ve ... dışındaki mirasçılara mal paylaştırdığını, bu kişilere kızgın olduğu için mal vermediğini, mirasbırakanın amacının paylaştırmak olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.05.2021 tarihli ve 2015/136 E. 2021/152 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın mirasçı davacılardan ... ve ...'e olan şahsi kızgınlığı nedeneniyle mal vermediğinin davalının da kabulünde olduğu ve üç mirasçısına mal vermeyerek mirasçıları arasında hak dengesini gözetir ve kabul edilebilir bir paylaştırma yapmadığı, bu durumda yurtdışında yaşayan mirasçı ... ve ... açısından yapılacak araştırmanın dosyaya bir katkı sağlamayacağı anlaşılmakla muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mirasbırakanın mal paylaştırma kastı ile hareket ettiğini, mirasçılardan ... ve ...’in miras payını aldığını, mirastan pay almayan davacı kız kardeşleri ... ve ...’ın ise mirasbırakana ait olmasına rağmen anneleri ...’nın adına açılan hesaplarda bulunan paralarla miras hakkını alabileceğini, paylaştırmaya dair belgelerin toplanması gerektiğini, müvekkili ve tanık ...’in beyanlarının mahkemece hatalı değerlendirildiğini ve muvazaa iddiasının ispat edilemediğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2021 tarihli ve 2021/978 E. 2021/995 K. sayılı kararıyla; tanık anlatımları ve özellikle tarafların annesi ...'in mirasbırakanın ailevi nedenlerle çıkan uyuşmazlık ve sinirlenmesi sebebiyle dava konusu taşınmazı davalıya satış göstermek suretiyle bağışladığını beyan ettiği, tüm mirasçılar arasında hak dengesini gözetir bir paylaştırmanın mevcut olmadığının davalının zımni kabulünde olduğu, bu durumda yurtdışında yaşayan mirasçı ... açısından yapılacak araştırmanın dosyaya bir katkı sağlamayacağı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, mirasbırakanın mal paylaştırma kastı ile hareket ettiğini, mirasçılardan ... ve ...’in miras payını aldığını, mirastan pay almayan davacı kız kardeşleri ... ve ...’ın ise mirasbırakana ait olmasına rağmen anneleri ...’nın adına açılan hesaplarda bulunan paralarla miras hakkını alabileceğini, paylaştırmaya dair belgelerin toplanması gerektiğini, müvekkili ve tanık ...’in beyanlarının mahkemece hatalı değerlendirildiğini ve muvazaa iddiasının ispat edilemediğini ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında açılan tapu iptal tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Asıl davadaki davacılar ... ve ... ile birleştirilen davada davacı ... yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
3.3.1 Bilindiği üzere; 6100 sayılı ...nın 362.maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, , 2021 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.
3.3.2 Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
3.3.3 Somut olayda, mirasbırakan tarafından davalıya devredilen taşınmaz dava tarihi itibariyle keşfen saptanan 350,959,18 TL değeri üzerinden asıl davadaki davacılar ... ve ... ile birleştirilen davada davacı ...’in talep ettiği 1/8’er payın karşılığı ayrı ayrı 43.869,89 TL olup, anılan değerlerin ayrı ayrı 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
3.3.4 Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
3.3.5 Yukarıda açıklanan nedenden ötürü temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki asıl dava ve birleşen davadaki davacı ... yönünden davalının temyiz dilekçesinin değerden reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleştirilen davada davacı ... yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
3.3.6 Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, (III) ve (IV.3.) numaralı paragrafta belirtilen kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; asıl davada davacılar ... ve ... ile birleştirilen davada davacı ... yönünden davalının temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE, birleştirilen davada davacı ... yönünden davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.745,95 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 16/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.