"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; .... ilçesi, ..... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu kendisine ait 121 ada 70 parsel numaralı taşınmazın bir kısmının davalıya ait 121 ada 50 parsel sayılı taşınmazda tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek çekişmeli alanın tapu kaydının iptali ve 121 ada 70 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi suretiyle adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kendisine babasından kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Şabanözü Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.03.2016 tarihli ve 2015/139 Esas, 2016/112 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli 121 ada 50 parsel sayılı taşınmazın 05.01.2016 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.722,86 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıtlı 121 ada 70 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.10.2020 tarihli ve 2017/912 Esas, 2020/4739 Karar sayılı kararıyla, "İşin esasına girilerek verilen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 23.01.2001 tarihinde kesinleştiği ve dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle 3402 sayılı Kanun'un 12/3.maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiği" belirtilerek hüküm bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Şabanözü Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/06/2021 tarihli ve 2021/69 Esas, 2021/112 Karar sayılı kararıyla, taşınmazın kadastro tutanağının 23.01.2001 tarihinde kesinleştiği, dava tarihi olan 19.08.2015 tarihine kadar kanunda aranan 10 yıllık sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz talebinde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle; kadastronun kesinleşme tarihi dikkate alındığında yasal sürenin dolmadığını, dava konusu edilen bölüme kendisinin ve kendisinden önce babasının zilyet olduğunu, tescilin yolsuz olduğunu, verilen ret kararının Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğunu, mülkiyet hakkının üstün bir hak olduğunu belirterek ve resen görülecek eksikliklerden dolayı ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
6.Gerekçe
6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde, kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü niteliğinde olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile Mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.