"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/675 E., 2021/146 K.
DAVA TARİHİ : 21.09.2011
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 16. (Kapatılan) Hukuk Dairesi tarafından hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Maliye Hazinesi ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Van ili, Özalp ilçesi, Dönerdere köyü sınırları içerisinde bulunan davacıya ait 85 ve 87 parsel sayılı taşınmazların batısında ve 82 parsel sayılı taşınmazın güneyinde bulunan kadastro harici yerin yaklaşık 30 yıldır nizasız ve fasılasız davacı tarafından malik sıfatıyla kullanılmakta olduğunu ileri sürerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Dönerdere Köyü Muhtarlığı'nı temsilen Köy Muhtarı .... duruşmada; dava konusu taşınmazın 20-25 yıldır davacı tarafça kullanıldığını beyan etmiştir. Diğer davalılar tarafından davanın reddi talep edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08/05/2013 tarihli ve 2011/559 Esas, 2013/186 Karar sayılı kararı ile; Davacının verilen kesin süre içerisinde delil avansını yatırmadığı kaldı ki dava konusu taşınmaza ait tutanakların 05.06.1986 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 üncü maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmesinden sonra 21.09.2011 tarihinde açılmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA ve BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. BOZMA KARARI
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı tarafından yapılan temyiz başvurusu sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi'nin 14.05.2014 tarihli ve 2014/8768 E., 2014/6066 Karar sayılı kararı ile; hakkında tutanak düzenlenmeyen ya da tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanılarak dava açılmasını engelleyen ya da hak düşürücü süre belirleyen yasal düzenleme olmadığı, Mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesinde isabet bulunmadığı gibi davacı taraf dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı halde mahkemece davacı tarafın dinletmek istediği tanıkların keşifte hazır olmaları için herhangi bir bildirim yapılmadığı dosya keşfe hazır hale getirilmeden verilen kesin süre neticesinde gerçekleştirilecek olan keşiften sonuç alınamayacağından, isabetsiz gerekçe ve usulsüz kesin süreye dayanılarak davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. BOZMA SONRASI MAHKEMECE VERİLEN KARAR
Mahkemenin 03/03/2021 tarihli ve 2014/675 Esas, 2021/146 Karar sayılı kararı ile; kadastro harici bırakılan yerin 20 yıldan fazladır davacı tarafından nizasız ve fasılsız olarak kullanıldığı, uzun zamandır işlendiği, üzerinde yer yer buğday ve arpa tanımı yapıldığı, mera arasizi olmadığı, orman vasfının bulunmadığı gerekçesiyle, A ve B harfleri ile gösterilen 15.478,216 metrekarelik ve 6.773,946 metrekarelik kadastro harici tapusuz taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde Davalı Maliye Hazinesi ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Maliye Hazinesi vekili; davacının olağanüstü zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu iddiasını ispatlayamadığını, davaya konu edilen yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden veya mera olup olmadığının araştırılmadığını, davacının ve mirasbırakanının aynı çalışma alanı içinde zilyetlikle iktisap ettiği taşınmazların araştırılması gerektiğini, TMK'nın 713 üncü maddesine göre dava konusunun usulüne uygun olarak ilan edilmediğini ayrıca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken mahkemece nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin de yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili; olağanüstü zamanaşımı ile taşınmazın mülkiyetinin kazanılması hakkındaki yasal şartların yerine getirilmediğini, belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki nedenine dayalı tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı ... Medeni Kanunu (TMK) 713 üncü maddesi; ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
Dava konusu taşınmazın bulunduğu Dönerdere Köyü'ndeki kadastro çalışmalarının 26.08.1983 ile 01.11.1983 tarihleri arasında yapıldığı ve 30.03.1987 tarihinde kesinleştiği, dava konusu taşınmazın ise 766 sayılı Tapulama Kanunu'nun mülga 2. maddesi uyarınca kadastro harici bırakıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan keşifte; köy içerisinde yer alan davaya konu yerde bir adet tek katlı ahır, bir adet tek katlı çatılı ev ve iki adet samanlık ayrıca çeşitli ağaçların bulunduğu, ağaçların takriben 15-20 yaşlarında olduğu gözlemlenmiştir.
Bilindiği üzere; Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve ... Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddelerinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülkiyet edinme şartlarına yer verilmiştir. İlgili düzenlemeler uyarınca kişilerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinebileceği taşınmaz miktarı kuru toprakta 100 dönüm olarak sınırlandırılmış ve ekonomik amaca uygun zilyetlik süresinin de en az 20 yıl olması gerektiği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı tarafından dava konusu taşınmazda tek başına 20 yıllık zilyetlik süresinin dava tarihi olan 2011 yılı itibariyle doldurulduğu iddia edildiği takdirde, davacının 1991 yılından sonra dava konusu taşınmazda tek başına zilyetliğinin bulunması gerekmektedir. Keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişiler, dava konusu taşınmazın davacının babası ...tan kaldığını, davacı ve kardeşleri tarafından kullanıldığını beyan etmişlerdir.
Hemen belirtilmelidir ki, UYAP üzerinden yapılan incelemede Husruf'un 28.09.1999 yılında vefat ettiği tespit edilmiştir. Davacı tarafından babası ile birlikte dava konusu taşınmazda eklemeli zilyetliğe dayanıldığı takdirde, taşınmazın davacıya babasından hangi yolla (hibe, bağış vs.) intikal ettiği saptanarak zilyetlik hususu netleştirilmeli, Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca aynı çalışma alanı içerisinde davacılar ve miras bırakanı adına senetsizden toplam yüzölçümü sulu toprakta 40 dönüm kuru toprakta 100 dönüm taşınmaz tescil edilip edilmediği belirlenmelidir.
Diğer taraftan;
Kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 üncü ve 5 inci fıkraları gereğince ilanların yapılması gerektiği açıktır.
Hal böyle olunca;
Mahkemece, TMK'nın 713/4 üncü ve 5 inci fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişi rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanları ile internet haber sitesinde yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi bunun yanında yukarıda değinilen hususlar açıklığa kavuşturulmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken noksan araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Davalı Maliye Hazinesi ve davalı ... vekillerinin açıklanan nedenlerle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan 292,10 TL peşin harcın temyiz eden Belediyeye geri verilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.