Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1027 E. 2023/1964 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetlik iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil davasında, davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu ve çekişmeli taşınmaz bölümünün özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kangal Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda;istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Sivas ili, Kangal ilçesi, Yeşilkale köyünde bulunan 111 ada 5 parsel sayılı taşınmazın babasından intikal ettiğini ve taksimle kendisine düştüğünü, dava konusu taşınmazda zilyet olmalarına rağmen davalı adına tespit edildiğini belirterek tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.01.2020 tarihli ve 2018/858 Esas, 2020/20 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle edinim koşularının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı yan tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan araştırmanın eksik olduğu belirtilerek gönderme kararı verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonucunda; 16.07.2021 tarihli ve 2020/239 Esas, 2021/261 Karar sayılı kararıyla dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gibi eksik araştırmaya dayalı olduğu belirtilerek kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.11.2021 tarihli ve 2021/1164 Esas, 2021/1224 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmaz bölümünün özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olup adına tescil kararı verilen kişi yararına tespit tarihi itibariyle 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalı temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı temsilcisi istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ve 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemelerine yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı temsilcisi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına

30.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.