"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalılar ... ve ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası ...’n 9467 parsel sayılı taşınmazı vefatından 4 yıl kadar önce damadı olan davalı ... ...'na, ...’ın da ilk olarak 9/70 payını, sonra da 61/70 payını komşusu ve arkadaşı olan davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiğini anılan temliklerin, mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... , dava konusu taşınmazı, bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, kendisinin de diğer davalı ...’a satış suretiyle devrettiğini, yapılan temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., dava konusu taşınmazı bedelini ödemek suretiyle satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı ..., ..., ..., ... cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olduğunu beyan etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/10/2019 tarihli ve 2017/214 E., 2019/396 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın yurt dışı ve yurt içinden emekliliği bulunduğu, maddi durumunun iyi olduğu, dava konusu taşınmazı satmaya ihtiyacı bulunmadığı, diğer mirasçılarından habersiz olarak damadı olan davalı ...’a 300.000,00 TL bedelle satış suretiyle devrettiği, taşınmazın gerçek değerinin 1.273.833,00 TL olduğu, ...’ın da diğer davalıya satış suretiyle temlik ettiği, getirtilen banka kayıtlarından davalıların aynı parayı yatırıp çekerek tekrar hesaba yatırdıklarının anlaşıldığı, yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın 32 yıllık eski bir bina olduğunu, müvekkiline ait darenin yenilendiğini ve diğer dairelerden büyük olduğunu, ancak bilirkişi raporunda daireler arasındaki bu farkın dikkate alınmadığını, rapora itirazlarının Mahkemece reddedildiğini, dahili davalı ...’in murisin 10 yıl boyunca alzheimer hastası olduğunu hukuki ehliyeti olmadığını ileri sürdüğünü, ancak bu hususun araştırılmadığını, mirasbırakanın emekli maaşı ve gayrimenkul kiraları ile geçimini sağladığını, çocuklarına ve torunlarına maddi yardımda bulunduğunu, inşaa ettirdiği evi bitirmek için de dava konusu taşınmazı satmak zorunda kaldığını, müvekkili ile diğer davalı ...’ın aynı semtte bulundukları ve davalının da para yatıracağı zamanda üç kez tesadüfen bankaya birlikte gittiklerini, diğer davalının parayı yatırdığını ve kendisinin çektiğini, bu hususun muvazaaya değil iyi niyete karine teşkil ettiğini, zira kötü niyetle hareket etmiş olsalar dikkat çekmemek için farklı zamanlarda bankaya gitmeleri gerekeceğini, tüm dosya kapsamından mirasbırakanın mirasçılarından mal kaçırmasını gerektirecek geçerli bir sebebin ortaya konulmadığını, muvazaa iddiasının ispatlanamadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.2. Davalı ... vekili, davacı tanığı ...’e tanıklıktan çekinme hakkı hatırlatılmadığını, hukuk sisteminde dahili davalı müessesesi bulunmadığını, denetime elverişli bilirkişi raporu alınmadığını, müvekkilinin dava konusu taşınmazı yıkıp yeniden bina inşa etmek amacıyla bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, TMK’nın 1023. maddesi gereği iyiniyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 15/10/2021 tarihli 2020/508 E., 2021/1424 K., sayılı kararıyla; çekişme konusu taşınmazın resmi akitte gösterilen değeri ile o tarihteki gerçek değerleri arasında açık nispetsizlik bulunduğu, murisin ekonomik sıkıntısı ve mal satma ihtiyacının olmadığı, aynı zamanda SSK çalışanı olup sosyal güvencesinin de bulunduğu, dava konusu taşınmazını temlik etmesinin makul ve zorunlu bir sebebinin bulunduğunun tesbit edilemediği, davalı ... tarafından diğer davalı kayıt maliki ...'a devrinin de muvazaayı gizlemeye yönelik olduğu, ...'ın emanetçi konumunda olduğu, mirasbırakan tarafından davalıya temlikin bedelsiz, mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davalı ... vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı ... vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
(III.) ve (IV.3.) paragraflardaki gerekçeler yerinde bulunmakla, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 11.034,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 16/05/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.