"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/135 E., 2021/386 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar ve davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, kendilerine ait Şırnak ili ... ilçesi ... köyü Koçyurdu mezrasında bulunan 40 dönümlük taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında başka parsellerle birleştirilerek ve 151 ada 19 parsel olarak davalı Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın çok uzun yıllar babaları tarafından ekilmek suretiyle kullanıldığını, babalarının ise taşınmazı ... oğlu ... 'dan satın aldığını, dava dilekçesi ekinde sundukları teşkil belgelerinden de anlaşılacağı üzere o dönemde arazinin vergilerinin ödendiğini, kadastro çalışmaları sırasında taşınmaz başında olmadıklarından bu şekilde kayıt yapıldığını, daha sonra köylülerin haber vermesi ile durumu öğrendiklerini, dava konusu taşınmazın uzun zamandır kendileri ve 30-40 yıl öncesine kadar da babalarının elinde olduğunu ileri sürerek 151 ada 19 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan ekli krokide sınırları gösterilen 40 dönümlük taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.12.2014 tarihli ve 2012/1064 E.- 2014/700 K. sayılı kararıyla; davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda 19/A olarak gösterilen 37.636,83 metrekare yüz ölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile eşit hisse ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 03.11.2016 tarih ve 2015/7013 E.- 2016/8742 K. sayılı kararıyla; " ... Mahkemece, davacı taraf yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle hüküm kurulmuştur. Ne var ki, davanın esası yönünden değerlendirme yapılabilmesi için öncelikle taraf ehliyetinin bulunması zorunlu olup bu hususun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-d maddesi gereğince mahkemelerce re'sen gözetilmesi zorunludur. Somut olayda davacılar, dava konusu çekişmeli taşınmaz bölümünün babalarından geldiğini bildirerek dava açmışlar, keşif sırasında da aralarında bir taksim yapılmadığı beyan edilmiştir. Mirasbırakan ...'ın ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği hükümlerine tabi olduğu ve davacıların da tereke adına talepte bulunduğu dosya kapsamıyla sabittir. Elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin 4721 sayılı Kanun'un 640 ıncı ve 702 nci maddeleri uyarınca tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez. Bu halde, diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerekir. Dosya arasına alınan mirasbırakan ...'a ait nüfus kayıtlarının incelenmesinde mirasbırakanın davacı mirasçıları dışında hayatta olan anneleri ...'ın da bulunduğu ve davalı Hazinenin terekeye göre 3. kişi durumunda olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacı tarafa anneleri ...'ın davaya katılımının veya terekeye temsilci atanmasının sağlanması için süre verilmeli, bu suretle aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılmalı, özellikle yöntemine uygun biçimde hava fotoğrafı incelemesi yaptırılıp 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan da rapor alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, dava ehliyetinin sağlanması bakımından davacı tarafa süre ve imkan tanınmadan ve eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacıların iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın dosya kapsamına ve hakkaniyete aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın 20 yıldan uzun bir süredir müvekkillerinin, ondan 30-40 yıl öncesine kadar da babalarının zilyetliğinde bulunduğunu, köylü halkının beyanlarından da çekişme konusu yerin uzun yıllardır ekilip biçilmek suretiyle davacılar ve mirasbırakanları tarafından kullanıldığının sabit olduğunu, keza bilirkişi raporunda da 1984 yılında dava konusu yerde tarımsal faaliyet olduğunun tespit edildiğini, zilyetliğin başlangıç tarihi 1984 yılı kabul edilse dahi ilk dava tarihi olan 2012 yılında olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğunu ve zilyetlik için gereken şartların sağlandığını, müvekkillerinin bölgede yaşanan terör olayları sebebiyle köylerini terk etmek zorunda kaldıklarını, bu süre boyunca terör örgütüne yapılan operasyonlar ve söz konusu taşınmazın bulunduğu bölgelerin terör bölgesi oluşundan uzun bir süre taşınmaz üzerinde ekim yapamadıklarını, eksik inceleme neticesinde hatalı karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporları ile dava konusu taşınmazın değeri belirlenmişken lehlerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bu yönüyle bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucunda Koçepe köyü çalışma alanında bulunan 151 ada 19 parsel sayılı 206.608,49 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ham toprak niteliğiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
2. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, yukarıdaki paragraflarda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3. Davalı Hazine vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava konusu taşınmazın fen bilirkişi raporunda 19/A harfi ile gösterilen kısmın keşfen saptanan dava tarihindeki değerinin 180.656,78 TL olduğu ve yargılama aşamasında eksik harcın tamamlandığı görülmektedir. Bu durumda Mahkemece davanın reddine karar verildikten sonra, harcı tamamlanan değer üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü madddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulamasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile; hükmün vekalet ücretine ilişkin 3.bendinde yer alan "4.080,00 TL" ibaresinin karardan çıkarılarak yerine " 21.095,97 TL" ibaresinin yazılması suretiyle Mahkeme kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine;
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
18.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.