Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1166 E. 2022/5806 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : MUDANYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil/bedel istekli dava sonunda, Mudanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/06/2019 tarihli ve 2016/400 Esas - 2019/251 Karar sayılı kararıyla davanın reddine dair verilen kararın taraf vekilleri tarafından istinafı üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 26/11/2021 tarihli ve 2019/1400 Esas - 2021/1716 Karar sayılı kararıyla, davacılar vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına ve tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne ilişkin yeniden hüküm tesisine, davalılar vekilinin istinaf talebinin ise HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacılar, miras yoluyla sahip oldukları taşınmazların intikal işlemlerini yaptıracağını söylemesi üzerine amcaları olan davalı ...’ye vekaletname verdiklerini, ancak kendilerinin haberi olmaksızın vekaletnamenin arka yüzünde taşınmazları satış yetkisinin de yer aldığını, davalı ... tarafından kandırıldıklarını, vekil olan davalının vekalet görevini kötüye kullanarak 103 ada 26, 62, 63, 53, 86 ile 111 ada 9 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını eşi ve çocukları olan diğer davalılara muvazaalı olarak satış suretiyle temlik ettiğini, satış bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa taşınmazların rayiç bedelinin davalı ...’den tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, davacıların hür iradeleri ile mirasbırakanlarından kalan tüm taşınmazların satışı için vekaletname verdiklerini, taşınmazların satış tarihindeki rayiç bedelleriyle satın alındığını, satış bedelinin davacılara bir adet bina ve 70'er bin TL bedelli iki senet verilmek suretiyle ödendiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mudanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/06/2019 tarihli ve 2016/400 Esas- 2019/251 Karar sayılı kararıyla, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

2.1. Davacılar vekili, iddialarını yineleyerek, vekalet görevinin kötüye kullanıldığının tüm tanık beyanları ile sabit olduğunu, Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/5 Esas sayılı dosyasında uzlaşmaya ilişkin hiç bir anlaşma ya da feragat olmadığını, ...'den miras olarak kalan yerlerin satışının 2008 yılında yapıldığını, bu satışı müvekkillerinin bilerek ve isteyerek yaptıklarını, bununla ilgili senet yapıldığını ve senet karşılığı olan bedellerin de karşı tarafça ödendiğini, vekaletnamenin dava konusu taşınmazları kapsamadığını ileri sürerek, istinaf isteğinde bulunmuştur.

2.2. Davalılar vekili, davalı ... aleyhine açılan tazminat davasının zamanaşımına uğradığını, hakkındaki davanın bu gerekçe ile reddedilmesi gerektiğini, davalı ... hakkındaki dava ile diğer davalılar hakkındaki davanın türü farklı olduğu gibi, davanın ret sebebinin de birbirinden farklı olduğunu, bu sebeple davalı ... ve diğer davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücrtine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf isteğinde bulunmuştur.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 26/11/2021 tarihli ve 2019/1400 Esas - 2021/1716 Karar sayılı kararıyla, vekaletnamenin davacıların mirasbırakanı Veli adına kayıtlı dava dışı taşınmazların 18/03/2009 tarihindeki satışı için verildiği, davaya konu taşınmazları kapsamadığı, kaldı ki satış bedelinin ödenmediği, davalı vekil ... tarafından vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, vekilin eşi ve çocukları olan diğer davalıların vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilen ya da bilmesi gereken kişilerden oldukları, davalıların el ve iş birliği içerisinde hareket ederek davacıları zararlandırdıkları gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353-(1)-b/2. maddesi uyarınca kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına ve tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne ilişkin yeniden hüküm tesisine, davalılar vekilinin istinaf talebinin ise vekil olan davalı ... ile diğer davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri kabul edildiğinden HMK’nın 353-(1)-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili, kök mirasbırakanlarına ait dava konusu olan ve olmayan taşınmazların tamamının kadastro tespiti ile davacıların mirasbırakanı Veli adına tespit ve tescil edildiğini, davalılardan Ali tarafından Veli'ye karşı açılan tapu iptali ve tescil davasında, miras hakkına dayanarak dava dışı taşınmazların 1/2'şer paylarının iptal tescilinin istendiğini, Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/5 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sırasında, Veli mirasçılarının, anılan davaya konu taşınmazların 1/2'şer paylarıyla birlikte halen kök mirasbırakanlar adlarına kayıtlı olan dava konusu taşınmazlardaki 1/2'şer paylarının tamamını Ali'ye satmak istediklerini, tarafların anlaştıklarını, bu nedenle dosyanın takipsiz bırakıldığını, anlaşma görüşmelerinde davacıları anneleri Zekiye'nin temsil ettiğini, Zekiye'nin, kök mirasbırakanlardan kalan tüm taşınmazların ada – parsel no.larını, mevcut parsel maliklerinin isimlerini ve taşınmazların yüzölçümlerini gösterir biçimde kendi el yazısı ile bir liste düzenlediğini, tüm taşınmazların satış bedelinin iki adet senet ve davalı ...'ye ait bir parça taşınmazın dava dışı vekil Hüseyin tarafından Zekiye'ye devri suretiyle ödendiğini, Mahkemece, bu taşınmazın değerinin keşfen saptanmadığını, davaya konu vekaletname ile davalı ...'nin taşınmazının Zekiye'ye devri için Ali tarafından Zekiye'nin kardeşi dava dışı Hüseyin'e verilen vekaletnamenin aynı gün birbirini takip eden yevmiyeler ile düzenlendiğini, belirtilen listedeki yazıların Zekiye'nin eli ürünü olduğunun tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına yönelik taleplerinin Yerel Mahkemece dikkate alınmadığını, Bölge Adliye Mahkemesince de bu belgenin kararda tartışılmadığını, vekaletnamenin tüm taşınmazların satışını kapsadığını, vekaletnamenin verildiği tarihte davalı ...'nin tapu harç ve masrafını karşılayabilecek mali durumu bulunmadığından intikal ve devirlerin daha sonraki yıllarda yapıldığını, dava tarihine kadar davacıların sessiz kaldıklarını ancak taşınmazların değerinin zaman içinde artması sonucunda eldeki davanın açıldığını, Bölge Adliye Mahkemesince tanık Hüseyin'in beyanına itibar edildiğini, oysa ki Hüseyin'in kendisine duyulan güveni sarsıp yeğenleri olan davacılar lehine yanlı beyanda bulunduğunu, dosya kapsamı ile savunmalarının sabit olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390. Maddesinde) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.

3.2.2. Vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.

3.2.3. Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nın 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 28.116,84 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 15/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.