Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1236 E. 2022/5189 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, icra takibinde usulsüz tebligat iddiasıyla borçlu olmadığının tespiti, haksız icra takibi nedeniyle uğradığı zararın tazmini ve muvazaalı satış iddiasıyla taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tescilini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunun tespit edilmesi ve davacının HMK 125/1. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanmış olması gözetilerek yerel mahkemenin tapu iptali ve tescil talebinin reddine, menfi tespit talebinin kabulüne ve tazminat talebinin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil,menfi tespit davasında bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; Yerel Mahkemece davanın kısmen kabülüne ilişkin olarak verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;

I. DAVA

Davacı, Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2006/17459 E. sayılı dosyasında takip alacaklısı davalı ...'ın usulsüz tebligatlarla takibi kesinleştirmesi ile maliki olduğu 3817 ada 14 parsel 5 no.lu bağımsız bölümün satıldığını ve davalı ...'ın alacağına mahsuben taşınmazı alarak davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin muvazaalı olduğunu, temlik tarihinde Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesinde 2009/378 E. sayılı dava dosyasında açtığı ihalenin feshi davasında ihtiyati tedbir kararının gecikmesi fırsat bilinerek temlik yapıldığını, takibe konu 11.300 Euro'luk borç için 2005 ve 2006 tarihlerinde toplam 5.995 Euro gönderdiği ve kalan kısım için takip alacaklısından alacaklı olduğuna dair 15.000 TL'lik senedin takas edilmesi gerekirken davalı ...'ın haksız olarak takip yaptığını ileri sürerek, Antalya 3. İcra Müdürlüğünün 2006/17459 E. sayılı dosyasında takibe konu senet için borçlu olmadığının tespitine, 5 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescili ile %40 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.1. Davalı ..., iyiniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

1.2. Davalı ..., davacıdan alacaklı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

1.3. Davalı ..., tapu kaydında herhangi bir şerh bulunmadığını, iyiniyetli olduğunu, dava konusu taşınmazı bedelini ödemek suretiyle satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 02/05/2012 tarihli ve 2009/144 E., 2012/187 K. sayılı kararıyla; tapu iptal ve tescil isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına, menfi tespit davasının kabulüne ve inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 24.03.2014 tarihli ve 2013/20960 E., 2014/6261 K. sayılı kararıyla; “... O halde, tapu iptali ve tescil davası bakımından; tescilin yolsuz olduğunun tartışmasız olduğu sabit olduğundan son kayıt maliki davalı ...'ın Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağı, yani iyiniyetli olup olmadığı, diğer davalı ile el ve işbirliği içerisinde olup olmadığı konusunda araştırma ve soruşturmanın eksiksiz tamamlanması sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceğinde de kuşku yoktur. Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle kayıt maliki davalı ...'ın iyiniyetli olup olmadığı yönünde tarafların gösterdikleri ve gösterecekleri tüm delillerin eksiksiz toplanması; menfi tespit davasında ise, davalı ...'ın davacıya verdiği senedin sebebine ilişkin savunması üzerinde durulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 06/10/2017 tarihli ve 2014/499 E., 2017/220 K. sayılı kararıyla; tapu iptal ve tescil isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına, menfi tespit davasının kabulüne ve inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Bozma Kararı

Dairenin 28/09/2020 tarihli ve 2018/1448 E., 2020/4514 K. sayılı kararıyla; “Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 125/1. maddesi "Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur. b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür." hükmünü içermektedir. Anılan düzenleme, kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi zorunlu bir usul kuralı olup, Mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceği sorulmalı ve sonucuna göre işlem yapılmalıdır. Hal böyle olunca, öncelikle dava konusu 14 parsel 5 no.lu bağımsız bölüm yönünden 6100 saylı HMK'nın 125/1. maddesi gözetilerek, gerekli usuli işlemler yerine getirildikten sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuştur.

6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 08/10/2021 tarihli ve 2021/40 E., 2021/684 K. sayılı kararıyla; davacının HMK'nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını dava konusu 5 no.lu bağımsız bölümün son maliki ...’a karşı tapu iptal tescil olarak kullandığı, ...’ın diğer davalıları tanımadığı, herhangi bir ekonomik, sosyal ve beşeri ilişki içerisinde bulunmadığı, tapu kaydındaki beyanlara güvenerek satın aldığı, TMK'nın 1023. maddesi uyarınca iyi niyetli olduğu gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davacının davalı ... tarafından aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, alacağın varlığı, yapılan ödemeler, icra dosyaları da dikkate alındığında yargılamayı gerektirdiğinden, icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.

7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, dava konusu taşınmazın kısa sürede ve sıkça el değiştirdiğini piyasa rayiç bedellerinin çok altında devirler yapıldığını, taşınmazın ilk malik... tarafından kullanılmaya devam edildiği hususunun Mahkemece yeterince araştırılmadığını, Mahkemenin tedbir talebini reddetmiş olmasının hatalı olduğunu, taşınmazın el değiştirmesine yol açtığını, tapu iptali ve tescil, icra inkar tazminatı ve davalı ... aleyhine yargılama giderine hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, borçlu olmadığının tespiti, tazminat, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; "Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.", 1023. maddesinde; "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024.maddenin 1. fıkrasında "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

9.3. Değerlendirme

(IV/5.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.