"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/373 E., 2021/255 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; ...,... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil isteminde bulunmuştur.
II. CEVAP
1.Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda 1929 yılında kadastro çalışmaları yapıldığını, arazi ve orman kadastrosu tarihlerinin dikkate alınmasını, davaya konu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
2.Diğer davalılar da davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacının 2007 yılında ecrimisil ödeyeceğini taahhüt etmesi ve bir kısım ecrimisil ödemesinde bulunması sebebiyle çekişmeli taşınmazda malik sıfatıyla zilyet olduğundan söz edilemeyeceği, kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik süresine ilişkin şartın da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.03.2019 tarihli ve 2016/7200 Esas, 2019/1673 Karar sayılı kararıyla; "Öncelikle taşınmazın bulunduğu bölgede imar planının yürürlüğe girdiği tarihten ve ecrimisil ihbar tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile temin edilebilen en eski ve en son tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra refakate alınacak ziraatçi bilirkişi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı; keşifte ziraat bilirkişisinden taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşlarını, cinslerini, taşınmaz imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığını, tamamlanmış ise ne zamandan beri ekonomik amaca uygun kullanıldığını, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını belirten ve önceki bilirkişinin raporunu irdeleyen ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı net olarak ortaya konulmalı, kadastro paftası ile hava ve uydu fotoğraflarının çakıştırıldığı renkli haritalar düzenlettirilmeli; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve davacıya yapılan ecrimisil ihbarnamesinin malik sıfatıyla zilyetliğini ortadan kaldırıp kaldırmadığı hususu da yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilmek suretiyle 4721 sayılı Kanun'un 713/4 ve 5 inci fıkraları gereği yerine getirildikten sonra sonucuna göre karar verilmelidir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın toprak yapısının etrafındaki komşu parsellerle bir bütün olarak aynı olduğu, taşınmazın davacı tarafından ev ve bahçe yapılmak sureti ile kullanıldığı, masraf ve emek sarf edilerek tarıma elverişli hale getirildiği, taşınmazda yer alan meyve ağaçlarının yaşı dikkate alındığında taşınmazın imar ve ihyasının yapılarak ekonomik ve tarımsal amaca uygun olarak davacı tarafından malik sıfatı ile nizasız ve fasılasız olarak kullanıldığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, mevcut hava fotoğraflarına göre 1975 yılı öncesinden beri tarla olarak kullanıldığı, 1975 yılından önce imar ihya edildiği, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleştiği, davacıya yapılan ecrimisil ihbarnamesinin malik sıfatıyla zilyetliğini ortadan kaldırmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, Fen Bilirkişisi ...'nin 04.11.2019 tarihli rapor ve krokisinde G harfi ile gösterilen 1387,67 m² yüz ölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilemeyeceğini, bu hususun dikkate alınmadığını, taşınmaza yapı yapmanın ve ağaç dikmenin imar ihya sayılmayacağını, davacının 25.07.2007 tarihli dilekçesiyle İdareye kendi rızasıyla taahhütte bulunarak ecirmisil bedelini taksitli ödediğini, böylelikle taşınmazın Hazine'ye ait olduğunu kabul etmiş olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan ikamet amacıyla kullanılan evin yapıldığı zaman aralığının inşaat mühendisi bilirkişi tarafından tespit edilmediğini, keşif esnasında dinlenen mahalli bilirkişilerin herhangi bir veriye dayanmayan soyut iddiaları esas alınmak suretiyle değerlendirme yapıldığını, eksik inceleme ile hukuka aykırı karar verildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. ... Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu taşınmaz bölümünün Fransızlar tarafından 1926 - 1932 yıllarında yapılan tapulamada tampon bölge olduğu gerekçesiyle tespit dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13 üncü maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
./..
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
25.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.