Logo

1. Hukuk Dairesi2022/143 E. 2024/1732 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/325 E., 2020/361 K.

DAVACILAR : ..., ... vekili Avukat ...

DAVALILAR : Hazine vekilleri Avukat ..., Avukat ..., ... Belediye Başkanlığı vekilleri Avukat ..., Avukat ..., Orman İşletme Müdürlüğü

ASLİ MÜDAHİL : ...

DAVA TARİHİ : ...

HÜKÜM : Davanın usulden reddi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, el atmanın önlenmesi davasından dolayı Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili ile asli müdahil tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacılar; ... Mahallesi çalışma alanında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve 29.06.2010 tarihinde idari yoldan 3560 parsel numarası ile 48992,69 metrekare yüz ölçümlü olarak arsa vasfıyla davalı Hazine adına tescil edildiği anlaşılan taşınmazın dava dilekçelerine ekli krokide gösterilen 13500 metrekarelik bölümü hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak eşit paylarla adlarına tescilini ve davalı Belediyenin davaya konu yeri çevreleyip kazık çakarak müdahale ettiğini belirterek müdahalesinin men'ini talep etmişlerdir.

2.Asli müdahil; davaya konu 13500 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz bölümü hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın eşit paylarla davacılar ile kendi adına tescilini ve davalı Belediyenin müdahalesinin haksız olduğunu belirterek müdahalenin menini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili; davanın süresinde açılmadığını, taşınmazın niteliği gereği imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılamayacağını, taşınmazın mülkiyetini kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme şartlarının oluşmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ... vekili; dava konusu taşınmaz tapulu olduğundan imar-ihya veya zilyetlikle kazanılacak yerlerden olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davacılar tarafından açılan davanın tapusuz taşınmaz tescili ve müdahalenin meni davası olduğu, yapılan keşif sonucu dava konusu taşınmazın tapusuz değil Hazine adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.01.2018 tarihli ve 2015/20529 Esas, 2018/184 Karar sayılı kararı ile, "Her ne kadar başlangıçta dava konusu yer tescil hariciymiş gibi dava açılmış ise de dava konusu edilen taşınmaz bölümü dava dilekçesine ekli krokide gösterilmiş ve Hazine’ye doğru şekilde husumet yöneltilmiştir. Yargılama sırasında dava konusu taşınmazın Hazine adına tapuya kayıtlı olduğunun anlaşılmış olması davanın reddini gerektirmez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 33 üncü maddesi gereğince bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme görevi hakime aittir. O halde Mahkemece davaya tapu iptali ve tescil davası olarak bakılması ve idari yoldan Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar davacılar lehine imar ihya ve zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taşınmazın davalı Hazine adına ihdasen tescil edildiği 29.06.2010 tarihinden önce davacıların ve asli müdahilin mirasbırakanı ...'a ait olduğu ancak mirasçılar arasında taksim yapıldığının ispatlanamadığı, mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla terekesinin iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, tüm mirasçıların üçüncü kişi durumunda bulunan Hazine'ye karşı birlikte dava açmaları gerektiği, terekeye dahil taşınmaz için bir veya birkaç mirasçı adına tescil istemiyle dava açılamayacağı, bu istekle açılan davada tüm mirasçılar adına (tereke adına) tescil istenilmediğinden dava dışı diğer mirasçıların davaya katılımlarının sağlanması veya miras şirketine temsilci tayin edilmesi yoluyla dava şartının sağlanması ve davaya devam edilmesinin de mümkün olmadığı, bu haliyle davacıların ve asli müdahilin davayı açmakta aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davacıların ve asli müdahilin davasının dava şartı yokluğundan ayrı ayrı usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile asli müdahil temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili ile asli müdahil; yargılama sırasında dava dışı mirasçıların davaya muvafakatlerinin alınması ya da miras şirketine mümessil tayini sağlamak suretiyle husumete ilişkin eksikliğin giderilmesi mümkün iken bu imkan tanınmadan davanın reddedilmesinin doğru olmadığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil ile el atmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 683 üncü, 702 nci ve 713 üncü maddeleri ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

... Mahallesi kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan dava konusu taşınmaz bölümünün yargılama sırasında 29.06.2010 tarihinde idari yoldan davalı Hazine adına tescil edilen 3560 parsel sayılı taşınmaz (48992,69 m2, arsa) içerisinde kaldığı; ...'ın 27.12.1997 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davacılar ve asli müdahil ile dava dışı kişileri bıraktığı anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki; terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir mirasçı diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilirse de 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702 nci maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin terekeye karşı 3. kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılması veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davacılar vekili ile asli müdahilin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye 368,30'ar TL temyiz harcının temyiz eden davacılardan ve asli müdahilden alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

29.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

...

...