"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/776 E., 2021/913 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/ Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/397 E., 2020/166 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve yola terk davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların Artvin ili ... ilçesi ... köyünde bulunan 237 ada 37 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, bu parsele ulaşmak için kadimden beri kullandıkları ve bu parselin ana yol ile bağlantısını sağlayan patika yolun kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak davalılara ait 237 ada 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazların sınırları içerisinde tespit edildiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazlardaki bu kısmın tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde, davaya konu taşınmaz bölümlerin patika yol olduğunu, zeminde mevcut patika yolun keşifte ölçülecek olan kısmının yol olarak terkinine rıza gösterdiğini, açılan davayı bu şekliyle kabul ettiğini ancak dava masraflarından sorumlu tutulmamasının gerektiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın iddiasının dosya kapsamı itibariyle ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 237 ada 35 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 13,79 m2'lik kısmı ile 237 ada 36 parsel sayılı taşınmazın aynı krokide (B) harfiyle gösterilen 22,67 m2'lik kısmının tapu kaydının ayrı ayrı iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş, Mahkeme 20.04.2021 tarihli ek kararıyla istinaf isteminin kararın kesin olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle, her ne kadar Mahkemece davanın kesin olarak kabulüne karar verilmiş ve istinaf başvurularının da kararın kesin olduğu gerekçesiyle reddine hükmedilmiş ise de 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek-6 ncı maddesi gereğince Mahkeme kararına karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf ve temyiz yasa yoluna başvurulabildiğini, dolayısıyla istinaf başvurularının reddine dair Mahkemenin ek kararında isabet bulunmadığını, eldeki davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve davacı tarafın davayı açma ehliyetinin bulunmadığını, köy idari sınırları içerisindeki yolların mülkiyetinin Hazineye ve köye ait olduğunu, dolayısıyla davanın da Hazine ya da köy tüzel kişiliği tarafından açılması gerektiğini, komşu parsel maliklerinin böyle bir dava açamayacaklarını, taraf sıfatlarının bulunmadığını, dolayısıyla davanın esasa dahi girilmeksizin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, ayrıca davacı tarafın iki farklı kişiye ait iki ayrı taşınmaz hakkında tek dosya üzerinden dava açmasının da hatalı bulunduğunu, müvekkilinin sadece 237 ada 36 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, diğer dava konusu taşınmazla müvekkilinin herhangi bir bağlantısının bulunmadığını, her iki taşınmaz hakkında birlikte dava açılmasının davacı tarafın kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, zira diğer davalı ...'ın davacılarla birlikte hareket ederek davanın kabulüne yönelik beyanda bulunduğunu, böylelikle davacılar ve diğer davalının müvekkilini zor duruma düşürmeyi amaçladıklarını, yine Mahkeme Hâkiminin keşif sırasındaki bir kısım beyanlarının tarafsızlığını kaybettiğini ve verilecek kararı önceden açıkladığını gösterdiğini, keşifte dinlenen kişiler ile davacı taraf hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduklarını, bu dosyanın bir örneğinin soruşturma tamamlandıktan sonra dosya arasına alınması yönündeki taleplerinin de Mahkemece reddedildiğini beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; karar tarihinden sonra 28 Temmuz 2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesiyle 3402 sayılı Kanun'a eklenen ek 6 ncı maddesi gereğince ek kararın kaldırılmasına, esastan yapılan inceleme sonucu İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve yola terk isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16, 17 ve 18 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı ve 713/1 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Artvin ili ... ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 237 ada 35 parsel sayılı 714.41 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... Ocak adına, 237 ada 36 parsel sayılı 301.11 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiş, daha sonra 237 ada 35 parsel sayılı taşınmaz 11.03.2015 tarihinde ...'a satış yoluyla devredilmiştir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı fazla yatırılan 30,15 TL onama harcının talep halinde davalı ...'a iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.,
- KARŞI OY -
Dava kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve yola terk davasıdır.
Sayın Çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık 7251 sayılı Kanun’un 53. maddesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na eklenen ek 6. maddenin geriye yürütülüp yürütülemeyeceği, buradan hareketle verildiği anda kesin olan hükmün istinaf incelemesinin yapılıp yapılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Anayasa’nın 35. maddesinde mülkiyet hakkı güvence altına alınmıştır. Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadına göre mülkiyet hakkı “ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü mal varlığı hakkını” kapsamaktadır (AYM, E.2022/105, K.2023/54, 22/03/2023, §19).
Anayasa’nın 36. maddesinde ise adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. Adil yargılanma hakkı kapsamında kalan kesin hükme saygı ilkesi “kesinleşmiş bir mahkeme hükmüyle bireylere tanınan statüye (hak ve borçlara) hukuk düzenince istisnai durumlar dışında müdahale edilmemesini gerekli kılar (... Altın [GK], B. No: 2018/10018, 27/10/2021, § 63). Bu çerçevede “kesin hükme saygı (res judicata) ve kesin hükmün bağlayıcı olması, hükmü veren mahkeme de dâhil diğer bütün mahkemelerin ve diğer ilgili kurumların bu kararla bağlı olması anlamına gelir. Yargının verdiği ve bağlayıcı olan kesin hüküm, zarar gören taraflardan biri açısından işlevsiz duruma getirilmişse adil yargılanma hakkının sağladığı güvencelerin bir anlamı kalmayacaktır (... Altın [GK], B. No: 2018/10018, 27/10/2021, § 58; ... İnşaat Tic. Ltd. Şti., B. No: 2013/1313, 26/2/2015, §§ 53, 54; Arman Mazman, B. No: 2013/1752, 26/6/2014, § 65).
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre de kesin hükme saygı adil yargılanma hakkının güvencesi kapsamında kalmakta olup nihai mahkeme kararlarının yeniden gözden geçirilememesi ve sorgulanamaması gerekir (Brumarescu/Romanya [BD], B. No: 28342/95, 28/10/1999, § 61; Ryabykh/Rusya, B. No: 52854/99, 24/7/2003, § 52).
Öte yandan hukuk devleti ilkesi uyarınca kanun hükümleri kural olarak yürürlüğünden sonraki olay ve olgulara uygulanabilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesi uyarınca miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesin olup bunlara ilişkin istinaf yoluna başvurulamaz.
Ancak 7251 sayılı Kanun’un 53. maddesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na eklenen ek 6. maddesinde şu hükme yer verilmiştir: “Kadastro mahkemesinin veya otuz günlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir.” Buna göre anılan hükümle birlikte hükmün yürürlüğe girdiği tarihten sonraki davalarda kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda miktar ve değere bakılmaksızın kararın istinaf ve temyizi mümkün hale getirilmiştir. Ancak Kanun’da bunun geriye yürütülerek söz konusu hükmün yürürlük tarihi olan 28/7/2020 tarihinden önce kesinleşmiş olan davalara da uygulanabileceği yönünde bir kurala yer verilmemiştir.
Anılan bu anayasal hükümler ve ilkeler ile yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olay incelendiğinde iki tarafı da özel kişi olan uyuşmazlıkla ilgili olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesince yukarıda anılan kanun hükmünün yürürlüğe girmesinden önce 01.07.2020 tarihinde karar verdiği ve dava değerinin 2020 yılının istinaf kesinlik sınırı olan 5.390,00 TL’nin altında kaldığı görülmektedir. Bu çerçevede kararın verilmekle kesin ve 6100 sayılı Kanun’un 341. maddesi uyarınca istinafı kabil olmayan bir karar olduğu anlaşılmaktadır.
Değeri belli bir miktarın altında olan davalar yönünden daha önce bulunmayan istinaf ve temyiz imkânın yasanın yürürlüğünden sonraki davalar bakımından uygulanması hükmün denetlenmesinin talep hakkının kapsamının genişletilmesi bakımından olumlu bir gelişme olarak görülebilir. Ancak söz konusu hükmün geriye yürütülmesiyle ilgili bir yasal hüküm dahi mevcut değil iken içtihat yoluyla söz konusu kanun hükmünün kesinleşmiş hukuki statüleri de etkileyecek şekilde geriye yürütülmesi adil yargılanma hakkıyla bağlantılı olarak kesin hükme saygı gösterilmesi ilkesini açıkça zedeleyecektir.
Diğer taraftan yorum yoluyla söz konusu kanun hükmünün geriye yürütülerek kesin hükmün ortadan kaldırılması lehine hüküm kesinleşmiş olan hak sahiplerinin mülkiyet hakkının da kişilerin hukuki güvenliklerine aykırı olarak öngörülemez bir şekilde ihlal edilmesine yol açacaktır.
Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kesin olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenilerek bir sonuca ulaşılmasının yerinde olmadığı değerlendirilmektedir. Dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmesi gerekirken onama yönündeki Sayın Çoğunluk kararına iştirak edemiyorum.