"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/132 E., 2021/309 K.
İHBAR OLUNANLAR : Kemer Belediye Başkanlığı, ... vekilleri Avukat ..., Avukat ..., Avukat ...
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasında görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; hisseli şekilde müvekkili adına kayıtlı bulunan 1622 parsel sayılı taşınmazın bitişiğindeki yerin kadastro çalışmaları sonucunda tapulama harici bırakıldığını, evveliyatında tapulu taşınmazı ve zilyetliği devraldığı ... ve onun atalarının zilyetliğinde iken, eklemeli zilyetlik hükümleri gereğince taşınmazın müvekkiline devredildiğini ileri sürerek taşınmazın zilyedi ve kullanıcısı olarak adına tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine; davanın reddi ile taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar ise; davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Antalya Kadastro Mahkemesinin 23.01.2014 tarihli, 2013/339 Esas, 2014/32 Karar sayılı kararıyla; davanın tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından, Mahkemenin görevsizliğine, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş; hüküm, temyiz edilmeksizin 04.04.2014 tarihinde kesinlemiştir.
Görevsizlik kararı üzerine Kemer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.07.2014 tarihli, 2014/166 Esas, 2014/366 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/708 Esas sayılı dava dosyasında da aynı dava konusu taşınmaza ilişkin olarak yine aynı davalı aleyhine tescil dava açıldığı, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği ve hükmün henüz kesinleşmediği belirlenerek davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.12.2015 tarihli ve 2015/19305 Esas, 2015/16434 Karar sayılı kararıyla; Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/708 Esas, 2014/359 Karar sayılı dosyasında davacı ...'in tespit harici 32-33 dönüm miktarındaki taşınmaz için satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açtığı, keşif sonucu dava konusu ettiği kısmın 1622 parsel bitişiğinde 2828 metrekare yüz ölçümünde tespit harici bırakılan yer olduğunun belirlendiği ve yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği, hükmün henüz kesinleşmediğinin anlaşıldığı, davacının her iki dosyada da satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 1622 parsel sayılı taşınmaz bitişiğindeki tescil harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında dava açtığı ve dava konusu ettiği taşınmazların yüzölçümlerinin birbirinden farklı olduğu eldeki davada dava konusu edilen kısım keşfen belirlenmediğinden dava konusu kısımların aynı olup olmadığının anlaşılamadığı belirtilerek, Mahkemece keşif yapılarak davacının eldeki davada dava konusu ettiği kısım belirlendikten sonra, bu kısmın Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/708 Esas, 2014/359 Karar sayılı dosyasında dava konusu edilen kısımla aynı olup olmadığının belirlenmesi ve bundan sonra sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kemer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli, 2016/132 Esas, 2021/309 Karar sayılı kararıyla; bozma kararına uyularak keşif yapıldığı, harita ve kadastro bilirkişisinin 01.02.2021 havale tarihli krokisinde yeşil renkle işaretlenmiş bulunan Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/708 Esas, 2014/359 Karar sayılı dosyasında dava konusu edilen alanla, eldeki davada dava konusu edilen alanın 2.322,04 metrekarelik bölümünün aynı olduğunun tespit edildiği, tarafları ve konusu aynı olan davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmasının dava şartı olarak re'sen nazara alınması gerektiği belirlenerek, dava konusu edilen alanla çakışan toplamda 2.322,04 metrekarelik alan bakımından davanın 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-ı ve 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine, 2.322,04 metrekarelik alanın dışında kalan dava konusu alanlar bakımından ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren zilyetliğin nizasız ve fasılasız en az 20 yıl sürmesi şartının davacı tarafından sağlanmadığı, bu nedenle zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı değerlendirilerek 2.322,04 metrekarelik kısım dışında dava konusu kısımlar yönüyle davanın esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz ile davalı Hazine vekili katılma yoluyla temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile doğru hukuki nitelendirmeden uzak olacak şekilde karar verildiğini, hükme esas alınan raporda bilirkişilerce Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/708 Esas, 2014/359 Karar sayılı dosyasında dava konusu edilen alanla, eldeki davada dava konusu edilen alanın çakışan toplamda 2.322,04 metrekarelik kısmı bakımından yapılan tespit ve ölçümün hatalı olduğunu, hükme esas alınan 06.12.2018 tarihli bilirkişi ek raporu ile dava konusu alan için piyasa fiyatının çok üzerinde bir değer tespiti yapıldığını, geri kalan talepleri ile ilgili ret kararı verilmesinin de hatalı olduğunu, dava konu taşınmazın tamamı bakımından nizasız, fasılasız en az 35-40 yıllık zilyetliğin bulunduğunu, taşınmazın imar-ihyasının şüpheye yer vermeyecek biçimde, resmi kayıtlar, zirai/ inşai muhdesatlar ve taşınmazın toprak yapısı, tahrir defterleri, kadastro tutanakları ve sair her türlü delille ispatlandığını, öte yandan vekalet ücretinin de hatalı şekilde hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı Hazine vekili katılma yolu ile temyiz başvuru dilekçesinde; dava konusu taşınmazın ileride kültür arazisi haline getirilip ekonomik yarar sağlanması mümkün olduğundan Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini, Mahkemece davanın reddine karar verildiği halde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18 nci ve Türk Medeni Kanunu’nun 713/6 ncı maddeleri gereğince Hazine adına tesciline karar verilmemiş olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 17 ve 27 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1.1985 yılında Antalya ili, Kemer ilçesi, Kuzdere Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında nizalı taşınmaz bölümünün bulunduğu yer tescil harici bırakılmıştır.
2.Mahkemece nizalı taşınmazın 2.322,04 metrekarelik bölümünün Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/708 Esas, 2014/359 Karar sayılı dosyasında dava konusu edilen bölümle aynı yer olduğu, 2.322,04 metrekarelik bölüm dışında kalan bölümler yönüyle ise davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı, kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgu uygulaması üzerinden yapılan incelemede, nizalı taşınmaz bölümünü de kapsayan geniş bir alanda 704 ada 13 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu anlaşılmış; UYAP sistemi üzerinden yapılan araştırmada, taşınmazın "davalı" olduğu görülmüştür.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27 nci maddesinde mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevinin sona ereceği ve dava dosyalarının kadastro mahkemesine re'sen devrolunacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerine ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında Mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir.
Hal böyle olunca; Mahkemece 704 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda oluşup oluşmadığı araştırılmalı, taşınmazın hangi dava dosyasında davalı olduğu belirlenmeli, dosya teknik bilirkişiye tevdi edilmeli, bilirkişiden nizalı taşınmazın ne kadarlık bölümünün 704 ada 13 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığının tespit edilmesi istenilmeli, 704 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda oluştuğunun anlaşılması halinde, nizalı taşınmazın söz konusu taşınmaz içerisinde kalan bölümü yönüyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın re'sen Kadastro Mahkemesine aktarılmasına karar verilmeli; 704 ada 13 parsel sayılı taşınmazın dışında ancak tescil harici alanda kalan bölümün bulunduğunun anlaşılması halinde ise Mahkemece yapılan hava fotoğrafı incelemesi yetersiz olduğundan, Mahkemece nizalı taşınmazın bulunduğu köyü/ mahalleyi kapsayacak şekilde dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, komşu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları varsa dayanağı kayıtlarla birlikte getirtilmeli, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi, fen bilirkişi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılarak, taşınmazın niteliğinin, kullanım durumu ve süresinin ne olduğu belirlenerek, taşınmazda davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle hüküm kurulması isabetsiz olup, bozma nedenine göre, davacı vekilinin ve davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davacı vekili ve davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Temyiz eden Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.