Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1635 E. 2023/6937 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazın tescili davasında, davanın reddine ilişkin önceki hükmün kesinleşmiş olmasına rağmen, mahkemece Hazine adına tescil kararı verilip verilemeyeceği hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın reddine ilişkin hükmün kesinleşmesi nedeniyle bu konuda yeniden hüküm kurulamayacağı, ancak Hazine adına tescil edilecek taşınmazın sınırlarının hüküm fıkrasında net olarak belirtilmemiş olmasının hükmün infazında tereddüt yaratacağı gözetilerek, hüküm fıkrası düzeltilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/394 E., 2021/470 K.

DAVA TARİHİ : 03.01.2012

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.11.2020 tarihli ve 2018/1331 Esas, 2020/5610 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının 40 yıldır ... köyünde olduğunu, 1983 yılında da 376 parsel sayılı taşınmazı alarak evini buraya taşıdığını, bu tarihten çok daha öncesinde de taşınmazın altında bulunan taşlık kısımda bir bahçe yaptığını, bu taşınmaz kaya ve taşlık durumdayken davacının toprak taşımak suretiyle imar ve ihya ederek taşınmazı en az 40 yıldır nizasız ve fasılasız olarak tasarruf ettiğini, taşınmazda en az 40 yıldır diktiği ağaçlar bulunduğunu belirterek, doğusu Yusuf Sonkaya ve kısmen Mehmet ... taşınmazı, batısı yol, kuzeyi davacıya ait ev ile önündeki ark, güneyi yol ve kısmen Mehmet Ali Sonkaya'ya ait taşınmazlarla çevrili 2,5 dönüm kadar taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; davanın süresinde açılmadığını, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava konusu yerin Hazine'ye ait olup özel mülkiyete konu olamayacağını, niza konusu taşınmaza ilişkin zilyetlik koşullarının gerçekleşmediğini, davanın Hazine'den haksız mal iktisap etmeye yönelik olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.03.2014 tarihli ve 2012/2 Esas, 2014/143 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, ... ili, Merkez ilçesi, ... köyünde bulunan ve fen bilirkişileri tarafından hazırlanan 11.04.2013 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 1332.225 metrekare büyüklüğündeki yerin, yine aynı raporda (B ) harfi ile gösterilen 3221.868 metrekare büyüklüğündeki yerin davacı ...adına son parsel numarası verilmek suretiyle tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.12.2014 tarihli ve 2014/11599 Esas, 2014/15542 Karar sayılı kararıyla; eksik inceleme ile karar verildiği, dava konusu taşınmazın imar planına alındığı 2005 tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen stereoskopik fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, komşu taşınmazların tamamının kadastro tutanakları ve dayanak belgeleri ilk tesisinden itibaren tedavüleri ile birlikte getirtilmesi ve ardından taşınmaz başında jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü mera okuduğu tespit edildiği takdirde Mahkemece yöntemine uygun mera araştırması yapılması, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları ve temin edilebilen en eski uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılması, ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın belirtilen dönem içindeki niteliği ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen raporlar alınması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 290/2 nci maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip Mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması ve 6360 sayılı Kanun uyarınca ... ilinin mülki sınırlarının Büyükşehir Belediye sınırı olarak belirlendiği dikkate alınarak ... davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.11.2017 tarihli ve 2016/1304 Esas, 2017/547 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın imar planına alındığı 2005 yılına kadar şartların oluşmadığı gerekçesiyle imar ihya yoluyla zilyetlik hukuksal nedenine dayalı davanın reddine ve yine ekonomiye kazandırım ve imar ihya şartları gerçekleşmediği gerekçesiyle davalı Hazine'nin tescil isteminin reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.11.2020 tarihli ve 2018/1331 Esas, 2020/5610 Karar sayılı kararıyla, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına, davalı Hazine'nin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; çekişme konusu taşınmaz bölümlerinde imar ve ihya şartları gerçekleşmediğinden davalı Hazine'nin tescil talebinin reddine karar verilmiş ise de varılan sonucun dosya kapsamına uygun düşmediği, çekişme konusu taşınmaz üzerinde imar-ihya faaliyetlerinin tamamlanmamış olmasının bu yerin ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olmasına engel bulunmadığı, hal böyle olunca, dava konusu taşınmaz ekonomik yarar sağlaması mümkün yerlerden olduğuna göre Mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 713/6 ncı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18 inci maddesi gereğince, 13.03.2017 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiği belirtilerek davalı Hazine'nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.12.2021 tarihli ve 2021/394 Esas, 2021/470 Karar sayılı kararıyla; davacı ...tarafından açılan tescil davasının reddine, davaya konu taşınmazların davalı Hazine adına tesciline, karara fen bilirkişileri... ve ... tarafından düzenlenen krokinin eklenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarından taşınmazın davacı tarafından imar ihya edilerek en az 40 yıldır nizasız fasılasız tasarruf edildiğinin ispatlandığını dava konusu taşınmazın 2005 yılında imar uygulamasına tabi olup olmadığı hususunda imar haritası, imar planları ve Belediye Encümen kararlarının birer örneğinin dosyaya celbedilmeksizin sadece ... Belediye Başkanlığı tarafından gönderilen yazıya istinaden karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın komşusu olan 167 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 2 dönüm kadar alanının dava konusu alana tecavüzlü halde olduğunu bu nedenle komşu parsel maliki mirasçılarına karşı tapu iptal tescil istemiyle açılan davanın derdest bulunduğunu, dava konusu taşınmazın komşu parsel maliki olan ... tarafından açılan davada yapılan zilyetlik hesabında dava tarihinin esas alındığını ancak eldeki davada zilyetliğin 2005 tarihli belediye imar planından itibaren değerlendirme yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, komşu parsel yönünden açılan davada imar ihyanın gerçekleştiği yönünde karar verildiğini, bu hususun çelişki barındırdığını, komşu parsele ilişkin dava dosyasının getirtilerek incelenmesi halinde birbirine zıt iki karar verildiğinin, bu itibarla da davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunun ortaya çıkacağını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesi .

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığına göre, dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2. Ancak somut olayda; davanın reddine ilişkin 02.11.2017 tarihli hükmün, davacının temyiz itirazları reddedilerek 23.11.2020 tarihinde onandığı, davacı mirasçıları vekilinin karar düzeltme isteminin de reddine karar verilmekle, 21.09.2021 tarihinde kesinleştiği nazara alındığında , Mahkemece davanın reddine ilişkin hüküm kurulması hatalı olduğu gibi Hazine adına tesciline karar verilen yerlerin hüküm fıkrasında açıkça gösterilmemiş olması da hükmün infazında tereddüte yol açacağından isabetsizdir.

Ne var ki bu anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7 inci maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR :

Açıklanan nedenlerle;

1.Davacı mirasçıları vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda değinilen yön itibariyle kabulü ile Mahkeme kararının hüküm kısmının 1 numaralı bendinde yer alan ''Davacı ...tarafından davalı ... hazinesi, ... Büyükşehir Belediyesi ve ... aleyhine açılan tescil davasının reddine, davaya konu taşınmazların davalı hazine adına tesciline, Karara fen bilirkişileri... ve ... tarafından düzenlenen krokinin eklenmesine,'' ifadesinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine '' Davacının tescil talebinin reddine ilişkin önceki hüküm kesinleştiğinden bu hususta yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına; ... ili, Merkez ilçesi, ... köyünde bulunan ve fen bilirkişileri... ve ... tarafından hazırlanan 11.04.2013 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 1332,22 m² yüzölçümlü ve (B) harfiyle gösterilen 3221,68 m² yüzölçümlü taşınmaz bölümlerinin Türk Medeni Kanunu'nun 713/6 ncı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18 inci maddesi gereğince davalı Hazine adına tapuya tesciline '' ifadesinin yazılmasına ve kararın bu hali ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7 inci maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HMUK’un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.