"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin verilen karar, yasal süre içerisinde davalı vekilleri tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 28/06/2022 Salı günü saat 09:25’te Daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, davalının mirasbırakanı ...'in 114 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki bir kısım payının devri konusunda düzenlenen satış vaadi sözleşmesine istinaden açtığı tapu iptal ve tescil davasının Bergama Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1994/246 Esas, 1994/365 sayılı kararı ile kabul edilerek dereceattan geçmek suretiyle kesinleştiğini, ancak sağlık sorunları sebebi ile ilamı infaz ettiremediğini, bu arada ilamda payının iptali ile adına tesciline karar verilen paydaşlardan ... ...'in payının mirasçıları tarafından davalıya devredildiğini ileri sürerek, ... ...'ten mirasçılarına intikal eden ve mirasçıları tarafından davalıya satılan payın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada davacı vekili; dava dışı üçüncü kişilere devredilen paylar yönünden HMK'nın 125/b maddesi uyarınca davaya tazminat davası olarak devam ettiklerini bildirmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürelerin geçtiğini, ilamların 10 yılda zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. SULH HUKUK MAHKEMESİ KARARI
Sulh Hukuk Mahkemesinin 29/03/2012 tarihli ve 2006/1222 E., 2012/214 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı (ilk)
Dairenin 29/05/2013 tarihli ve 2013/83 E., 2013/8872 K. sayılı kararıyla; ''...Hemen belirtilmelidir ki, davanın, taşınmazın aynına, başka bir deyişle mal varlığına yönelik olduğu açıktır. Bu durumda müddeabihin değeri gözetilmek suretiyle mahkemenin görevinin belirleneceği tartışmasızdır.
Bilindiği üzere, 04.03.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bu tür davalarda çekişmeye konu taşınmazların değerinin toplamı dava değerini belirtir. Keza 492 sayılı Harçlar Yasasının 16. maddesi hükmü gereğince de, taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmazın değeri üzerinden harç alınacağı düzenlenmiştir.Öte yandan 6100 sayılı HMK'nun geçici 1. maddesi hükmü gereğince bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin kanunun 01.10.2011 tarihli yürürlüğünden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanamayacağı öngörüldüğünden davada 1086 sayılı HUMK'nun gözetilmesi gerekeceği izahtan varestedir.
Ne var ki, mahkemece, keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın değeri saptanmış değildir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözönünde tutulması gereken bir usül kuralıdır.
Hal böyle olunca, mahallinde keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın değerinin bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere işin esası yönünden hüküm kurulmuş olması doğru değildir.'' gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemece İlk Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 25/02/2014 tarihli ve 2013/505 E., 2014/109 K. sayılı kararıyla; bozma kararına uyularak mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, görevli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 25/11/2014 tarihli ve 2014/269 E., 2014/467 K. sayılı kararıyla; davalı tarafın kesinleşmiş mahkeme kararını bilerek davacının mahkeme kararı ile kesinleşmiş olan hissesini de devraldığı, iyiniyetli olmadığı, davacının dava dilekçesindeki iddialarının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. İlk Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Bozma Kararı (ikinci)
Dairenin 03/03/2016 tarihli ve 2015/18058 E., 2016/2574 K. sayılı kararıyla; ''...Hemen belirtmek gerekir ki, çekişmeye konu taşınmazın kesinleşen mahkeme kararı ile ... ...'in tapuda kayıtlı olan 25273/250000 payından 826/250000 payının tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verildiği, ...'in mirasçılarından anılan payı satın alan davalının bu durumu bilen kişi olduğu belirlenmek suretiyle, ... ...'ten gelen 826/250000 pay bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Hâl böyle olunca, davaya konu taşınmazın imar uygulaması neticesinde imar dışı bırakılan ve 3722 m2 olarak kaydedilen 114 ada 5 nolu parseldeki davalının payı olan 115062/250000 paydan, ... ...'e aitken iptal ve davacı adına tesciline karar verilen ve ...'den gelen 826/250000 payın iptal edilerek davacı adına tesciline, öte yandan dava konusu taşınmazın bir bölümünün imar uygulaması ile gittiği 994 ada 1 ila 14 nolu parsellerden davalı adına tescil edilen imar parsellerinin de belirlenerek, ... ...'in 826/250000 payına karşılık gelen payın oranlanarak belirlenecek bu paylar üzerinde de davalının payının iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile imar uygulaması gözetilmeden sonuca gidilmiş olması doğru olmadığı gibi, dava dilekçesi içeriğine göre, davanın, ... ... adına kayıtlı iken mahkeme kararı ile iptal ve davacı adına teciline karar verilen (826/250000 paya isabet eden) paya hasren açıldığı anlaşıldığı halde, bu hususun da gözardı edilerek 3306/250000 pay üzerinden iptal ve tescile karar verilmiş olması da isabetsizdir.'' gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
6. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 02/03/2021 tarihli ve 2016/338 E., 2021/117 K. sayılı kararıyla; ifraz sonucu oluşan yeni parsellerdeki ... ... hisse oranının tespiti için dosya bilirkişilere tevdii edilerek, alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
7. İkinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davalı vekilleri ayrı ayrı verdikleri temyiz dilekçelerinde özetle; kararın usule, esasa ve hakkaniyete uygun olmadığını, bilirkişi raporunun yerinde olmadığını, gerçek durumu yansıtmadığını, her yönden yeterli bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, davanın yasal dayanaktan yoksun ve konusuz kaldığını, davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeler, eksik incelemeler sonucu karar verildiğini, satış vaadi sözleşmesinin taraflarından birisinin davalı olmadığını, zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, bu davada ileri sürülen bir hakkın kabulü halinde iade ile mükellef olan kişilerin ... mirasçıları olduğunu, iade edilmemesi durumunda ancak tazminat yükümlülüğünün doğabileceğini, davacının anılan taşınmaza hiçbir zaman zilyed olmadığını, davacının ... mirasçılarından talep edebileceği bir hakkı bulunduğunu, mahkemenin ise mirasçıların tamamının sorumlu olması gereken bir payı yalnızca davalıdan alıp davacıya verilmesine karar verdiğini, davalının Hamit mirasçılarından yalnızca ...’in payını satın aldığını, davacının ferağa icbar davasında kendisine karşı sorumlu olanların tümüne karşı dava açması gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil ve HMK 125. maddesi uyarınca tazminat isteklerine ilişkindir.
9.2. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (IV./5.) no.lu paragrafta yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, (IV./6.) no.lu paragrafta yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 74,47 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.